Devlet “pul”la kurulmaz!

Malum; Osmanlı Devleti 1.Dünya Harbi’nde Almanlarla birlikte mağlup olmuştu, bunun acı neticesi olarak da başta İstanbul olmak üzere, bugünkü Türkiye’nin üçte ikisinden fazlası, galip devletler tarafından işgal edilmişti.

Türklere vatan olarak reva görülen topraklar, Ankara ile Yozgat arasıydı!

Doğu zaten Rusların elindeydi. İlerisi için de “Büyük Ermenistan” planları yapılıyordu!

(Unutmadan, bu arada aynı topraklarımız hem ‘Büyük Ermenistan” hem de “Büyük Kürdistan haritalarında gösteriliyor! Artık bir karar verseler hangisi asıl harita!?)

Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş ya…

Barzani ve Barzani seviciler, ikide bir “Kürdistan Haritası” yayınlıyor ve ısrarla bu paçavranın içerisine, başta Erzurum, Sivas, Malatya, Kars, Bingöl, Elazığ ve Erzincan olmak üzere, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Diyarbakır, Van, Mardin, Bitlis, Batman, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Hakkari, Iğdır, Tunceli, Kilis ve Kahramanmaraş’ı koyuyorlar.

Kabul… Erbil’de çadır tiyatrosu oynayan Barzani bir kukla, ciddiye alınacak biri değil; tamam da…

O pullar ya da harita bir özlem veya ham hayalin dışa vurmuş halinden öte bir anlam taşıyor. Çünkü: O pul, Papa’yla birlikte Vatikan'a gitti, orada devlet arşivindeki yerini aldı. Yani bir nevi “belge” özelliği taşıyor artık!

Elbette ki bu ve benzeri haritalar bizim için asla sürpriz değil.

Kimler ne haritalar çizdiler, hala da çizmeye devam ediyorlar!

Bu haritaların en babası Sevr değil miydi, peki şimdi o müptezel kağıt parçası nerede?

Biz bu toprakları vatan edeli bin bin yıl geçmiş olsa da bugün bile sözde müttefikimiz Batı, bize hala “işgalci” demiyor mu?

Kurtuluş Savaşı’nı kazanamamış olsaydık, Allah korusun şimdi kim bilir nasıl bir harita görüyor olacaktık?

Sinek bir şey değil de mide bulandırıyor işte…

Barzani dediğin hayalperest, bugün Irak’ta özerk bir yönetime sahipse bu, Türkiye’nin sayesindedir.

Hani bir söz var ya, “karnına vursak bizim ekmeğimiz çıkar” diye…

Barzani dediğin zatın babası Molla Rıza Barzani’yi de ölümden biz kurtarmıştık. Oğul Barzani de ancak Türkiye’nin gölgesi sayesinde dünyaya kendini duyurmuştu.

Koskoca Türkiye kalkıp da böylesi bir maskaralıktan ötürü, Barzani’ye harp ilan edecek değil elbette ki…

Ama mutlaka bu hadsizliğinin hesabı da sorulmalıdır.

Zanlımca soruldu da…

Baksanıza, zaten anında kıvırdılar.

İster Barzani, ister Türkiye için asla hayırlı rüya görmeyen herkes, güçlü bir Türkiye istemiyorlar, istemeyecekler de…

Bu sebeple biz içeride siyaseten birbirimize düşüp enerjimizi ziyan ettikçe, pusuda bekleyenlerle o pusucuların erketeleri pul basıp yalayıp duracaklardır.

Bütün mesele, daha güçlü ve kalkınmış Türkiye için 84 milyonun omuz omza vermesi ve tek ses, tek yürek olmasıdır.

Görün bakın o vakit, harita çizen de pul yalayan da bu kez çizmelerimizi parlatacaktır.

Unutmayınız ki, pul üzerindeki haritanın pul kadar bile kıymeti harbiyesi yoktur.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.