ASAYİŞ Haber Girişi : 01 Mart 2009 13:02

YİNE, YENİ, YENİ?DEN?

YİNE, YENİ, YENİ?DEN?

YİNE, YENİ, YENİ?DEN?

 

     Her doğan yeni gündür bizi hayata bağlayan. Katışıksız yaşadığımız dostluklarımız, sorgusuz yudumladığımız güzelliklerdir bizimle olan. Doğan güneş, bin bir ümidin ışığıdır. Ümit hayatın kopmaz ipidir. Yinelenen, yenilenen ve yıpranmayan sıhhatli bir kulptur yaşamın bize sunduğu. Arınmak, durulanmak için doğar güneş, her gün umutsuzluğa inat. Pencerelerimizi kapattığımız zamandan beridir üzerimize gelir oldu hep problemler. Yığınlar dolusu yıkımlar, yoğrulmamış ve kendinden habersiz birliktelikler. Yaptığımız onlarca iş, oluş ve eylem monoton bir hayatın sembolleridir. Her şey sıkıcıdır bizim için. Pazartesi sendromu, bitmek tükenmek bilmeyen dosya yığınları, araba sirenleri, trafik, çevre sorunları, okul taksitleri, yorgun sabahlar? Bıkmamak elde değil; yaşamın süzgecinden geçmemiş, martı sesleri ile uyanmamış, bıçkı gibi hırçın ve hünerde uzman senaryolarla?

 

******

 

    Ama unutmayın; pencerenizden her gün aynı saatte giren ışık hüzmeleri bağlamalı sizi yaşama. Bu ışık kümeleri her gün gözünüze yansıyanlarla aynı değil. İnanın aynı değil. Yorgun akşamlardan arta kalan deryaları silmeniz, ortak ve paylaşımlı bir sevince dalmanız için girmekte pencerenizden, güneşin yediveren hayat çiçeği ışıkları. Ve dağ perçemli dudaklarıyla alnınızdan öpmekte sizin. Klişeleşmiş sözcüklerin ve işlerin bayağılığını atarsınız odanıza giren her bir ışık zerreleriyle. Kesinlikle, sizi yanıltmasın, yaptığınız her gün paylaşımlı hareketlerin tekrarlılığı?  Sabahleyin yüzünüzü yıkamak için gittiğiniz lavabonuz hep aynıdır; ama musluktan akan su aynı değil. Kahvaltı için oturduğunuz sofranız aynı olabilir; ama çaydanlığın içindeki çay aynı değil. Her gün giyip çıkarmak zorunda kaldığınız elbiseleriniz aynı sayılabilir; ama içindeki siz aynı değil. Dışarıda sokakta yürürken karşılaştığınız arkadaşlarınız, yarenleriniz ve bütün insanlar gözünüzde aynı kalabilir; ama verdiğiniz bir ?GÜNAYDIN? selamı aynı değil. İş yerinize girdiğinizde masanız aynı, sandalyeniz ayrı değil hepsi aynı; ama soluduğunuz hava aynı değil. Kısaca yaptığınız somut hareketler aynı; fakat bu hareketlerin içeriklerine katacağımız, sevgiyle yoğrulmuş soyutsal davranışlarımız farklıdır. Her gün bu inançla kalkarsanız yatağınızdan, yaşamın sadeliği ve bayağılığı değil, renkli güzellikleri kılavuzluk eder hayatınıza. Bu tür bir yaşantının bireyler üzerindeki etkilerini düşünmek ve yazıya dökmenin zevki ve hazzı bir başka olacaktır.

 

******

 

     Yine, yeni, yeniden; yinelenen güzellikler deryasının eşiğinde paylaşın yaşantılarınızı. Güneş ışığını yitirdiği gün, son gün değil; yeni hayatların başlangıcıdır, şişirilmemiş mutlulukların bir ilacı, bir edasıyla yürüyelim aydınlık dünyalara. Ve bu inançla yumun gözlerinizi yorgun günlerin akşamlarında. Unutmayın sihirli fanus sizsiniz, İçini ümitlerle doldurup etrafınıza güller sunacak olan bir fanus? Yâda ışığa kapatıp dünyanızı, yere atacaksınız savuracaksınız fanusunuzu. Kırılan fanusunuz değil, sizin ümitleriniz olacak. Sıkı sıkı; atın kendinizi hayatın kollarına, yaşama yerleşme adına ne varsa yaşanan, paylaşın arkadaşlarınızla? En ufak gördüğünüz bir eylemi icra ederken bile mutlu olmasını bilin? Çünkü kendinizin her şeyin iyisine layık olduğunuzun bilinciyle giyinin hayat senaryonuzu. İşte o zaman yaşamın sırlarını anlayabilir ve başkalarına anlatabilirsiniz?

 

 

      Hayatın sizi daraltmadığı ve sahte gülümseyişlerin hayatınızda yer almadığı anlar geçirmeniz dilek ve temennilerimle? Sağlıcakla kalın efendim?

 

 

 

Yüzünüz Hep Gülsün!