YEREL SEÇİM ÖNCESİNDE ERZURUM İÇİN NELER KONUŞALIM? 

Seçim arifesindeyiz. Medyadan şehir gündemini takip ediyor, adaylarımızın fikirlerinden yararlanmaya çalışıyorum.

Eski makalelerime göz atarken, önceki seçim yazılarımdan birinin başlığı dikkatimi çekti. O yazıyı ufak değişikliklerle bugüne taşımakta bir beis görmüyorum, çünkü zaman geçişken, ama hakikate dayalı tespitler capcanlı.

Yazımda şunu söylemiştim:

"Şehrin gelecek on yılı, yirmi yılıyla ilgili temel konularda fikirler üretip, bunu seçmenle paylaşmak belediye başkanı adaylarımızın önceliği olmalı."

Bugün buna, altını kırmızı kalemle çizerek şehri depreme hazır hale getirme iradesini de eklemeliyiz, elbette.

Yüzyılın yeni kalkınma anlayışında doğal olumsuzluklar artık ülkelerin, bölgelerin, kentlerin değiştirilemez kara yazgısı olmaktan çıktı.

Kalkınma yoluna baş koyan şehirlerin yol haritalarında şu sektörlerin altı önemle çizilmeli:

✓Mikro elektronik

✓Biyoteknoloji

✓Yeni malzeme bilimi

✓Sivil havacılık

✓Telekomünikasyon

✓Robot/takım tezgâhları

✓Bilgisayar/yazılımı. 

Lester Thurow'un "Head To Head" adlı eserinde belirttiği gibi, bunlar beyin gücü sektörleridir. Her biri yeryüzünün herhangi bir yerinde konuşlandırılabilir. Nerede olacakları, gerekli beyin gücünü kimin organize edeceğine bağlıdır.

Yazar haklı, bilişim teknolojisi başta olmak üzere, beyin gücünün ön plana çıkacağı, bilgi ekonomisi eksenli sektörler için coğrafi sakıncalardan, iklimsel mahzurlardan artık eskisi kadar bahsedilmiyor. Hatta doğal kaynaklardan mahrumluk da ulusları, ülkeleri, şehirleri geri bırakan değişmez kara yazı olmaktan çıktı.

Bilgi, emek ve beyne kucak açan ülkeler, bölgeler ve şehirler dünyanın en ücra köşesinde bile olsalar; gelişim, değişim ve dönüşümün aktörleri arasında yer alabiliyorlar.

Söz gelimi, Japonlar dünyanın en iyi çelik endüstrisine sahip; oysa ne demir cevherleri var ne de kömürleri. Kalitesiz ve pahalı yerli üretime bağımlı kalmaktansa kalite ve fiyatın en iyi olduğu yerden ihtiyaçlarını satın alıyorlar.

Sonuçta doğal kaynaklar rekabet denkleminin yegâne temeli olmaktan çıkıyor. Sahip olmak zenginliğin garantisi olmadığı gibi, sahip olmamak da zenginliğe engel teşkil etmiyor; Japonya sahip olmadığı halde zengin, Arjantin sahip olduğu halde zengin değildir...

Erzurum'un parlak geleceğini inşa etmeye can baş koymuş "Laptoplu dadaşlar", dünyanın önde gelen iktisatçılarından Profesör Lester Thurow'un bu önemli değerlendirmelerini not etmeliler.

Birçok yazımızda ısrarla Üniversitemize yeni bölümler önerirken, Teknokent'ten, Arge'den hararetle söz ederken, Erzurum'a "Küresel kent" rolü biçerken, Thurow'un genelde mümkün gördüğü hususları biz özelde Erzurum için hayal etmişiz.

Erzurum'u "Beyin gücü sektörleri için odak şehir yapabilir miyiz?" sorusuna, beynimizin bir köşesinde sürekli ve ısrarlı cevaplar aramalıyız bence.

Özellikle de şu seçim atmosferinde.

Değerli adaylarımız, gündelik genel ülke gündemini elbette dikkatle takip edecekler. Temel ülke meseleleri hakkında görüşleri, analizleri, değerlendirmeleri elbette olacak. Ama seçim gezilerinde, ev toplantılarında, TV programlarında öncelik vermeleri gereken mesele 'ileri teknoloji odaklı şehrin yerel kalkınma, zenginleşme ve üretim seferberliği' olmalıdır.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali er 03 Ocak 2024 09:36

    Sayın yazar önceki yazınızı yazmışsınız ama bir düşünün 10 senede ne değişti bir ilerleme oldumu ki şimdi aynı sahışla bir yere gidilebilsin. Zihniyet farklı kin öç alma ile bilim göçü buraya olmaz herkes kaçmaya çalışıyor kalanlarda bin pişman. 10 senede 1 arpa boyu yol almamışız caddelerimiz delik deşik trafik Arap saçı 10 senede ne yapıldı bu konuda. Sekmen beyin açtığı yolu kullanan araç sayısı na bir bakın günde 10 araç ya geçiyor ya geçmiyor Mng önündeki yol boşu boşuna tarım arazisini katletti orada yüzlerce elma ağacı vardı üniversitenin çiftlik arazisiydi arpası Çavdarı ekiliyordu ama ne oldu Hilton oldu spor alanı oldu yol oldu. Aşagısı orman fidanlığı idi yol oldu sonra kalkmış tarım hayvancılıktan bahsediyorlar. Ağaca ormana tarım arazisine saygısı olmayan bir adamın bu ülkeye vereceği bir şey yoktur. 60 senelik tarım alanı 1 gecede turizm alanı oluyorsa ova imara açılıyorsa 1. Sınıf tarım arazisi konser alanı miting alanı oluyorsa lütfen ilimden teknolojiden bahsetmeyin. Hak ve adaletin olmadığı yerde ilim değil ancak kötülükler ve hırsızlıklar gelişir. Atatürk üniversitesi buna engel olacağı yerde araziyi vermiş destek olmuş gğnaha ortak olmuştur. Anlı şanlı hocalar ağızlarını bile açmamış durun ne yapıyorsunuz bile dememiştir. Koskoca ziraat tarla toprak hocaları inşaat hocaları burada inşaat yapılamaz dememişlerdir ne deprem planından bahsediyorsunuz. Gidin bir oxfortta bir berkeley üniversitesinde bir ağacı değil bir çiçeği bile koparmanın yasak olduğunu görün. Bizde yüzlerce ağaç miting alanı için kesildi kimsenin kalbi bile sızlamadı. Bu ortamda beyin göçü buraya olur mı sayın yazar buraya olur mu.

  • Titre kendine gel 02 Ocak 2024 22:44

    Sayın yazar lütfen bu şehirde üniversitede ziraat fak. zootekni var veteriner fakültesi var gıda mühendisliği var her ilçede gıda bölümü var ama üniversitenin ürettiği basit bir sütü peyniri alamıyoruz sabah 8 de sıraya giriyoruz süt alalım yumurta alalım üstelik aldığımız peynir 2 gün dayanmıyor yumuşuyor bir basit peyniri bile yapamayan üniversite knov how mu yapacak teknoloji mi üretecek. Önce bir tavuk altından yumurta almayı becerin inekten süt sağmayınbecerin sonra yazılım olsun. Üstelik burası hayvancılık merkezi illa yazılım olması şart değil basit bir peynir nedir ayıptır yahu. 40 sene oldu hala süt kuyruğu oluyor inanmayan sabahları üniversiteye gidip baksın veya saat 9 da gidip süt yumurta varmı diye bir kontrol etsin yok sabah 9 dan sonra dükkan bomboş. Ekmek fabrikası var ekmek bile üretmiyorlar böyle bir saçmalık olur mu niçin üretmiyorsunuz ekmek. Fabrika var un var maya var tuz var ekmek yapmıyorlar hadi bakalım buyurun sizde araştırın bir sorgulayın yanlışsa yanlış diyin. Hodri meydan. Koskoca üniversite. Buradan eski rektörlerime saygımı sunuyorum hiç değilse eskiden bir üretim vardı. Şimdi arsaları ona buna verip Hilton’a verip tavuğun kuçına bakıyorlar ki ne zaman yumurtlayacak. 7 katmanlı tasarım mı diyorlar Yeni nesil mi nedir algı üneversitesi. Bir titretip kendinize gelin devletin malını toprağını arazisini koyununu ineğini köpeğini ağacını çamını canınız gibi korumadıkça uğrunda can vermedikçe hizmet etmiş sayılamazsınız. Belediye istemişse araziyi hemen vermeniz gerekmez. Herkes birsey ister veren lütfen devletim malını değil kendi şeyini versin. Devletin malı namustur sahip olacaksın o kadar.

  • Erzurumlu Dadaş 01 Ocak 2024 15:18

    Var olan bölümlerden bugüne kadar ne oldu ki önerilen bölümler açılsa ne olacak. Bugüne kadar, üniversitenin bu şehre bir katma değeri olmadı. Bu gidişle bundan sonra olması mümkün değil. Bir hafta önce Türkiye'nin en başarılı, tıp, mühendislik, eczacılık, çevre, vb. On bölümde, bu üniversitenin bu bölümlerinin esamesi bile yok. Dünyanın başarılı 500 üniversitesi içerisinde olmadıkları gibi, ilk 1200 üniversitesi içerisinde bile yoklar. Daha siz ne bekliyorsunuz. Bu konular üstün çalışma ve başarı ister o da bunlarda yok. Siz daha çok hayal edersiniz. Üniversite, bilimin, bilişimin, patent alımının, icatin yapıldığı, KDV'si yüksek teknolojinin üretildiği yerdir. Bunlarda, bunların hiç birisi olmadı, olacağı da mümkün değil. Siz halen bunlardan ne bekliyorsunuz ?.. boşuna kürek çekiyorsunuz. Selamlar.