GÜNDEM Haber Girişi : 02 Aralık 2017 16:46

Yeni Nesil Terör, FETÖ: FETÖ'NÜN EĞİTİM ALANINDAKİ YAPILANMASI

Yeni Nesil Terör, FETÖ: FETÖ'NÜN EĞİTİM ALANINDAKİ YAPILANMASI
Polis Akademisi'nce düzenlenen 'Yeni Nesil Terör Örgütü: FETÖ'nün Analizi' başlıklı çalıştayın sonuç raporu yayımlandı. O raporun içeriği her gün bölüm bölüm Gazeteniz Palandöken'de...
FETÖ'DEN İLLEGAL BİR ÖRGÜT olarak bahsedilmesi hususunda her ne kadar değişik tarihler verilse de 2013 yılında gerçekleşen dershane krizinin patlak vermesine kadar gerek siyasette gerek bürokraside gerekse iş dünyasında örgütle ilgili olarak pozitif anlam içeren "hizmet" veya "cemaat" ifadeleri kullanılmaya devam etmiştir. Bilhassa eğitim konusunda karar alma ve karar verme yetkisi olan bürokratların "hizmet hareketi" ile bizzat görüşmeleri sürekli istenmiştir. Bununla birlikte FETÖ'nün yakın bir dönemde ortaya çıktığını söylemek yanlıştır. Planlı bir yapı üzerine inşa edilen örgütün kurgusu özellikle eğitim sektörüyle alakalıdır ve çok eski tarihlere kadar geriye götürülebilmektedir.
1980'li yıllardan itibaren siyasi iradenin, bürokrasinin, uluslararası güçlerin baskısıyla ya da destekleriyle 20-30 yıl ilerisi planlanarak örgüt tarafından eğitim sektörüne büyük önem verilmiştir. FETÖ'nün eğitime yönelik bu hamlesinin üç nedenden kaynaklandığı görülmüştür. Birincisi, kendisine hem yeni üyeler kazandıracak hem de yurtdışında lobi yapmasını sağlayacak güçlü bir insan kaynağı elde etmiştir. İkincisi, örgüt kendisine eğitim faaliyetlerine ağırlık veren bir yapı süsü vererek yurtiçinde ve yurtdışında belirli bir meşruiyet sağlamayı amaçlamıştır. Üçüncüsü, örgüt bu eğitim faaliyetleri neticesinde muazzam bir maddî güce sahip olmuştur.

FETÖ'nün eğitime yönelik hamlesinin üç nedenden kaynaklandığı görülmüştür. Birincisi, güçlü bir insan kaynağı elde etmek; İkincisi yurt içi ve yurt dışında belirli bir meşruiyet sağlamak; Üçüncüsü muazzam bir maddi güce sahip olmak.

FETÖ'nün eğitim alanında çalışmaları öğretmen yetiştirme projesiyle başlamıştır. 1980'li ve 1990'lı yıllarda üniversite sınavlarında yüksek derece elde edeceği düşünülen öğrencilerin tamamı örgüt tarafından lise döneminde öğretmen liselerine ve lisans döneminde ise eğitim fakültelerine yerleştirilmiştir. Ayrıca FETÖ birçok üyesinin, özellikle, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümlerinde okumasını sağlamıştır. Böylelikle öğrencilerle yakın ilişki kurarak onların sempatisini kazanacak öğretmenlere sahip olunduğu gibi öğrenci ve velileri hakkında özel bilgiler elde edebilecek ajanlara sahip olunmuştur. Nitekim bugün gelinen noktada FETÖ içerisinde 'imam', 'önder' ve 'yönlendirici' pozisyonda olanların pek çok kişinin öğretmen olduğu bilinmektedir.
FETÖ açtığı okullar aracılığıyla örgüte insan kaynağı yetiştirmeyi planlamıştır. FETÖ, üst düzey mevkilerde bulunan hâkim, savcı, siyasetçi, bürokrat çocuklarını ve gelecek vaat eden başarılı çocukları okullarında ve dershanelerinde ücretsiz okutarak insan kaynağını oluşturma yönünde hareket etmiştir. Bu çocukların ilkokuldan başlayarak üniversite hayatlarının sonuna kadar örgütün himayesinde eğitim almaları sonucunda örgüte tam manasıyla bağlı bir kitle yetiştirilmiştir. Böylelikle eğitim hayatlarından sonra hangi iş sahasında çalışıyor olurlarsa olsunlar örgüt yönetimi tarafından verilen emirleri sorgusuz sualsiz yerine getirecek bir örgüt tabanı meydana getirilmiştir.
Örgüt yurtiçinde ve yurtdışında açtığı okullar sayesinde büyük bir meşruiyet elde etmiştir. Amaçlarının sadece ülkeye nitelikli insan yetiştirmek olduğu izlenimi verilerek, örgütün siyaset ve halk nezdinde kabul görmesi amaçlanmıştır. Nitekim Türkiye'nin birçok şehrinde açılan kolejler, dershaneler ve vakıf üniversiteleriyle bu imaj sağlamlaştırılmak istenmiştir. Bununla birlikte FETÖ'nün dünyanın birçok ülkesinde 'Türk okulları' adı altında okullar açması sağlanarak uluslararası bir güce dönüşmesinin de önü açılmıştır. Nitekim okulların açıldığı ülkedeki elitlerin çocuklarına eğitim verilmesi neticesinde hem bulundukları ülkedeki üst düzey kişilerle düzenli temas kurabilmişler hem de gelecekte o ülkede önemli pozisyonlara gelecek çocukları örgüte sempati duyacak şekilde yetiştirmişlerdir. 15 Temmuz sonrası bazı ülkelerin Türkiye'nin FETÖ'yle ilgili uyarılarını dikkate almamasında bu okulların da etkisi olduğu göz ardı edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ancak 2010 yılında büyükelçilik açtığı bazı ülkelerde FETÖ'nün 1990 yılında okul açtığı düşünüldüğünde bu etkinin ne denli büyük olabileceği görülebilmektedir.
Ayrıca örgüt bu okullar aracılığıyla sadece yabancı ülkelerde değil, Türkiye'de de belirli bir saygınlık kazanmaya çalışmıştır. Yurtdışındaki okullarda Türkçe'nin öğretildiği ve Türkiye'nin tanıtımının yapıldığı propagandası üzerinden farklı bir meşruiyet sağlamayı hedeflemiştir. Özellikle her sene düzenlenen 'Türkçe Olimpiyatları' adlı organizasyonla bu tesiri kuvvetlendirmiştir.
Eğitim sektörü, aynı zamanda, FETÖ'nün planlamadığı bir şekilde faydalanacağı başka bir kapının da açılmasını beraberinde getirmiştir. Öncelikle insan kaynağı yetiştirmek amacıyla yola çıkan örgüt; açtıkları özel okul ve dershanelerden elde ettiği maddi gelirlerle sistemi finanse etmiştir ve elde edilen bu mali güç örgüte örtülü amaçlarını gerçekleştirmek konusunda yeni bir imkânlar sağlamıştır. Asıl önemlisi eğitim verilen okullar gelir düzeyi yüksek olan varlıklı ailelere finanse ettirilerek ve esnaftan himmet adıyla para toplayarak devasa bir ekonomik kaynak elde edilmiş ve "kara para aklama" mekanizması tesis edilmiştir. Özellikle örgütün toplam 16 milyon TL tutarındaki dershane gelirlerinin 8 milyon TL'sine sahip olduğu düşünüldüğünde, örgütün hem nasıl bir ekonomik gücü yönettiği hem de dershanelerin kapatılmaması için neden büyük bir mücadeleye giriştiği daha iyi anlaşılmaktadır.
FETÖ'nün eğitim alanında elde ettiği gelirlerin bir diğer önemli kısmını ders kitapları oluşturmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı 18 milyon öğrenciye ücretsiz ders kitabı dağıtmaktadır. 2013 yılı itibariyle bu kitapların maliyeti yaklaşık 300 milyon TL'ye tekabül etmektedir. FETÖ'nün ders kitaplarından elde ettiği maddî kaynağı ise "yardımcı ders kitapları" oluştur-maktadır. 2013 yılında yayın evleri tarafından satılan bandrollü ders kitaplarından elde edilen ciro yaklaşık 850 milyon TL tutarındadır. Bu meblağ, örgüt tarafından şu anda 18 milyon öğrenciye ücretsiz olarak dağıtılan ders kitabının maliyetinin 2.5 katı kadar gelir elde ettiğini göstermektedir. Test kitabı gibi yardımcı ders kitapları dışında Kültür Bakanlığı tarafından bandrolsüz olarak satışına müsaade edilen "yaprak testler" de FETÖ için ciddi anlamda gelir sağlamaktadır.

Yarın: FETÖ'NÜN EKONOMİK YAPILANMASI 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.