‘TÜRKİYE YÜZYILI’NIN EĞİTİM SİSTEMİNİ NASIL OLUŞTURURUZ -III-

Eğitim sisteminin hem her düzeydeki yöneticilerini hem de öğretmen ve öğrencileri vizyoner, öğrenmek ve öğretmekten zevk alan, aktif, etkin ve üretken yapacak teorik çalışmalarda, özellikle aşağıda belirtilen konular da geniş oranda işlenmelidir. Bunlar:

1- Türkiye Yüzyılı’nın yeni vizyonuna paralel olarak geliştirilecek olan Millî Eğitim Bakanlığı’nın yeni vizyonu, Fonksiyonel bir şekilde anlatılmalı ve uygulanmalıdır.

2- Dünyada ‘geleneksel’ ve ‘yeni okul’ anlayışının ne olduğu anlatılmalıdır.

3- Bakanlık ve illerdeki yönetim düzeylerinin fonksiyonelliğinin önemi anlatılmalı ve yöneticilerin buna göre görevleri yeniden belirlenmelidir.

4- Eğitim sistemimizin değişime ve yeniden yapılanmaya olan ihtiyacı anlatılmalıdır.

5- Milli Değerlerimizin, bütün okul kademelerindeki derslerin hedef, (muhteva) içerik ve sınav durumlarına yedirilmesinin anlatılması,

6- Milli Eğitim Bakanlığında, yönetim örgütünün (teşkilatın) geliştirilmesine olan ihtiyaç anlatılmalıdır.

Şu ana kadar belirttiğimiz çalışmalar belli bir noktaya geldikten sonra, Sn. Bakan dâhil, Bakanlığın üst düzey yetkilileri ve söz konusu katılımcı öğretim elemanları, Medeniyetimize, bilgiye, selim akla ve ülke gerçeklerine uygun, beklenti ve ihtiyaçlara cevap verecek argümanlarla illeri, ilçeleri, pek çok okulu ziyaret etmeli, onlarla seminer, konferans ve söyleşilerle bu gerekçeleri paylaşmalıdırlar. Vizyoner bir yaklaşımla insanlar harekete geçirilmeğe çalışılmalıdır.

Fedakâr eğitimcilerimizin önlerine, iyi bir plan ve programla çıkıldığında, onlara güven verildiğinde, beklenenden çok daha fazla çalışma yapacaklarına inanmak gerekir.

2- Eğitim Sistemini Aktif, Etkin ve Üretken Yapacak Pratik Çalışmalar ise:

Bakanlık’ta teorik düzeyde başlatılan, ‘yönetimi, öğretmen ve öğrencileri aktif kılma çalışmaları belli bir kıvama ulaşınca, Milli Eğitim Bakanı bir aksiyon da başlatmalıdır. Bu çerçevede:

a- Sayın Cumhurbaşkanımız’ın teşrifleri, Milletimizin de desteği ile Ülke çapında, eğitimsel anlamda bir seferberlik hali ilan edilerek çalışmalara başlanmalıdır. 

b- Oluşacak bu psikolojik ortamda, Bakanlığın merkez ve illerdeki yönetim kademeleri (bir bütün halinde Bakanlık Örgütü), üst kademelerden astlara doğru bir seyirle harekete geçirilmeli, derlenip toparlanması sağlanmalıdır.

Bu süreçte, söz konusu her kademenin, o ana kadar yapılmayan kendi görev ve sorumluluğunu üstlenip, yerine getirmesini sağlamak, en önemli hedeflerden birisi olmalıdır.

Ayrıca öğretmenler, öğrenciler ve veliler de harekete geçirilmeğe ve dinamik hale getirilmeğe çalışılmalıdır.

c- Harekete geçirilecek, MEB kadroları ve öğretmenler eliyle, Milli Eğitim Sistemindeki mevcut kuralların, süreçlerin, prensiplerin ve özellikle de öğrenme-öğretme süreçlerinin gereğince işletilmesi, çalıştırılması, kalite ve verimliliğin bu sistemde dahi arttırılması ve günlük sorunların çözümü için, ısrarlı bir şekilde çalışma yapılması şarttır.

d- Bu çalışmalar, önce bir değişim, dönüşüm ve geliştirme heyecanı oluşturacaktır. Oluşacak olan bu heyecan, dalga dalga yayılan bir zihniyet değişikliğini başlatacaktır.

Bu süreci başlatıp yönetecek ve sonuca ulaştıracak olan, kavram yerindeyse, ‘bir ayağı Ankara’da, bir ayağı da Ülkemizin dört bir yanında’ olacak; Milli Eğitim Camiasını, üniversiteleri ve STK’ları da bu sürece katarak, harekete geçirecek olan, Değişim ve Dönüşümcü, Lider bir Milli Eğitim Bakanı ve O’nun yakın çalışma arkadaşları olacaktır.

Bu bağlamdaki çalışmanın ana hedefi:

1- Özellikle bugün bu sistemde, eğitime devam eden çağ nüfusunu kurtarmak, yani onların eğitimini daha verimli ve kaliteli hale getirmek, 

2- Sistemi, örgütü ve öğretmenleri yepyeni bir çalışma anlayış ve ortamına sokarak gelecekteki çalışmalara daha hazır hale gelmelerini sağlamak, olacaktır.

Bununla beraber şu husus çok iyi bilinmelidir ki, Milli Eğitim Sistemimiz 150 yıldan beri, yurt içindeki ve yurt dışındaki değişim ve gelişmelerden kopuk olduğu ve onları takip edemediği için, mevcut kuralların, süreçlerin, ilkelerin ve prensiplerin, gereğince işletilmesi ve çalıştırılması durumunda dahi, bugün, yarın ve geleceğimiz açısından yeterli olmayacaktır, olamayacaktır. Aslolan, ‘bugünkü sorunlu ortamı’ göz ardı etmeden, bunlardan öte işler yapmaktır. Ancak bugünü de gözden kaçırmamak şarttır. Bu bölümde yapılması istenen de budur.

 Yarın devam edelim.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali Adem 01 Haziran 2023 12:41

    Kıymetli hocam imam hatip dahil maalesef çocuklarımıza bir ufuk,gaye verilmiyor. Basit bir bakış açısıyla mesala Fatih okul kitaplarında dar bir bakış açısıyla gecistiriliyor. Oysa bu insan 21 yaşında 7 dil biliyor, Doğu Roma imparatorluğu hakkında otorite , ayrıca bir çok ilim dalında bilgisi var.. Fatih'in şahsında bu bilgiler verilerek ufuk açılabilir, yada bunu benzer büyüklerimiz anlatılarak, medeniyetimizin zenginliği anlatılabilir.