Avrupa cephesinde yeni bir şey yok...
Brexit oylamasına saatler kala dünya piyasalarında temkinli iyimser bir seyir izleniyor.
Sterlin, FTSE gibi temel göstergelerde yukarı yönlü dalgalı seyir yatırımcıların hop oturup hop kalksalar da İngiltere'nin Avrupa Birliğinde kalacağına inanmaya devam ettiğini gösteriyor.
Avrupa Birliği içerisinden gelen siyasi açıklamalarda bunun pek mümkün olmadığını, İngilizlerin şımarık tavırlarından ve Avrupa Birliği içinde ayrıcalıklı olma isteğinden öteye bir şey olmadığı kanaatini uyandırıyor.
Son yayınlanan anketlerde Survation 1 puan ile, YouGov 2 puan ile, ORB 7 puan ile Avrupa birliğinde kalma ihtimalinin daha yüksek olduğuna işaret ediyor.
Ancak piyasalar anketlerden çok müşterek bahis sitelerinde kalma ihtimalinin %63'ten %79'a yükselmesini önemsiyor.
Hızlı çıkışın ardından soluklanan Borsa İstanbul dün yatay bir seyir izleyerek gelişmekte olan borsaların hafif gerisinde kaldı.
Merkez Bankası'nın Brexit riski falan demeyip dolu dizgin faiz indirmeye devam etmesi piyasalarda önemli bir etki yaratmadı.
Hükümet ve Cumhhurbaşkanlığı tarafından açıklanan düşük faiz politikasının ne denli doğru olduğunu ilerleyen zamanlarda daha net görmemiz mümkün olacak.
Kimi çevreler bu açıklamalara tepki göstersede büyümenin düşük faiz ortamında mümkün olduğu bir gerçek. Fed bile artık bu gerçeğin farkına vararak faiz artırma kararlarını gözden geçirme ve bu konuda temkinli duruş sergileme kararında olduğunu başkan yellen ifade etti.
Piyasalar fırtına çıkmadığı müddetçe Merkez Bankası'nın faiz indirmeye devam edeceğine ikna olmuş durumda.
Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın öngörüsünü ve hükümetimizin izlemiş olduğu politikayı takdir etmemek mümkün değil.
Öyle ki; Cumhurbaşkanımızın düşük faiz konusunda yaptığı açıklamalardan sonra Merkez Bankası bağımsızlığını dahi sorgulayan aklı evveller çıktı. Bunlara en güzel yanıttı devletin başı'BENDE BAĞIMSIZIM'diyerek vermişti.
Faiz ekonomisinden gerçek reel ve sektörel büyüme hedeflerine geçmiş olduğumuz bir gerçek.
İhtiyacımız olan dövizi faiz artırarak değil dünyaya kendi ürün ve hizmetlerimizi pazarlayarak temin etme politikası, bizleri belkide gelecek yıllarda bu bağımlılıktan da kurtaracaktır.
Genel beklenti Merkez Bankası'nın önümüzdeki aylarda faizlerde 50 ila 100 baz puan daha indirime gideceği yönünde.
Ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak Merkez Bankası'nın faiz indirimleri Borsa İstanbul'da olumlu bir hava yaratamıyor.
Ulusal tasarrufların düşüklüğü ve yabancı sermayenin gelmekte nazlı davranması Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin mevduat ve kredi faizlerine sınırlı oranda yansımasına yol açıyor.
Bu sürecin geçici olduğuna ve yeni normale piyasalarında alışacağını düşünüyorum. Artık piyasaların istediğini yapan değil,ülkenin ihtiyaçlarına göre hareket eden bir ekonomi yönetimi mevcut.
Brexit oylaması öncesinde yurtdışı piyasalarda ve Borsa İstanbul'da dar alanda sıkışık bir seyir izliyoruz.
23 Haziran günü yapılacak oylama öncesinde veya sonrasında yaşanabilecek sert hareketlere karşın yatırımcıların temkinli ve çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.
Not: Yukarıda yer alan bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.
