Süt’e çiğ katmayın!

Bazı şeylerin yolunda gittiğinden yahut da bir zamanlar dibe vuran Erzurum hayvancılığının yenide ayağa kalkmaya çalışmasından, acayip derecede rahatsız olanlar bağırmaya başladı…

 

Ne yani Hakan Oral, sırf ezber bozduğu için mi kötü?

 

Ya da…

 

O’ndan önce adı sanı çok da bilinmeyen veya çoğu kez “saltanat merkezi” diye adlandırılan bir meslek örgütünü, oradan alıp köylünün ve besicinin umut bağladığı bir teşekkül haline getirdiği için mi Hakan Oral suçlu?

 

İsviçre’nin sekiz milyon civarında bir nüfusu var, rivayet olunur ki aynı İsviçre’de 30 milyon da örgütlü insan yaşıyor.

 

Ne demek bu?

 

Şu demek:

 

İsviçre’de insanlar örgütlü toplum olma adına, her bir kişi birden fazla derneğe, sendikaya, vakfa, cemiyete ve sosyal yapılara mensup…

 

Kabul edelim ki Türkiye, kamil anlamda örgütlü yapıya sahip bir ülke değil.

 

(Tut ki birileri bu örgüt kavramından irite olup ardında da öteberi arıyorsa, haydi biz ona cemiyet, dernek, vakıf ya da siyasi mensubiyet diyelim.)

 

Tamam; bir takım bağlılıklarımız var.

Misal; parti tutuyoruz, spor takımı taraftarıyız, tarikat müridiyiz, sendika üyesiyiz ve en popüler haliyle de sosyal medya leşkeriyiz.

 

Yine de gerçek manada örgütlü bir toplum değiliz.

 

Çünkü zoru gördüğümüzde anında mensubu olduğumuz şey, her neyse işte onu satıp tornistan edebiliyoruz!

 

Darbeler tarihi buna en güzel cevap değil midir?

 

Ha diyebilirsiniz ki İsviçre’de insanlar, yarım yüz yılda en az dört askeri darbeye maruz kalsaydı acaba yine de otuz milyon örgütlü bir toplum olmayı başarabilir miydi?

 

Bilmiyorum…

 

Çünkü zor bir soru…

 

Neyse ben uluslararası ölçekten yerele geleyim…

 

Seçildiğinden buyana Erzurum Ticaret Odası Başkanı Hakan Oral’ı takip ediyorum; ama bu, diğer meslek örgütlerini takip etmediğim anlamına gelmesin…

 

Hakan Oral işe, önce ezber bozarak başladı ve topluma Ticaret Borsası’nı açtı.

 

Adı üstünde borsa, topluma açık olması gerekirken Hakan Oral’a kadar toplum için adeta bir kara kutuydu!

 

Sonra bu şehrin en esaslı, en hayati bir yarasına neşter vurdu.

 

Besici sütünü değerinde ve de zamanında satamazsa bu şehirde hayvancılık gelişmez” dedi.

 

Devlet O’nun sesini duydu, O’na kulak verdi, hatta devlet bir adım daha atarak O’nla ortak projeler yaptı.

Tanklar alındı, ekipler kuruldu…

Artık besici, ineğinin sütünden evine ekmek götürecekti.

 

Bu birilerini öyle bir rahatsız etti ki, kırk yıl boyunca aynı çatı altında zerre miskal yol almayan adamlara yapılmayan bir eleştiri Hakan Oral’a yapıldı…

Sen kimsin ki, besiciyi yeniden ayağa kaldırmak istiyorsun?

 

Sen kimsin ki, Erzurum’da “yatan kardeş” moduna geçmiş sivil toplum örgütlerine uyanın diyerek kötü örnek oluyorsun?

 

Sen kimsin ki, arkana devleti alarak yeniden bu şehri bir hayvancılık merkezi yapmaya kalkıyorsun?

 

... Ve en ölümcül soru da şu:

 

Sen kimsin ki, bu şehrin insanına yeniden hayata tutunma duygusu aşılıyorsun?

 

Hükümete, valiye, belediye başkanı Sekmen’e sövemiyorlar; bunun yerine hepsine toptan saydıramadıklarını Hakan’a yüklüyorlar.

 

Se kim oluyorsun da bu şehrin hayvancılığını ayağa kaldırmaya çalışıyorsun?

 

Eğer Hakan Oral’ın arkasında sivil bir örgütlenme olsaydı, emin olunuz ki bugün Hakan’ı infaz eden insanlar bir kaşık suda boğulurdu.

 

İşte bu sebeple illa da sivil toplum diyoruz.

 

Birileri, “hayır” diyor. “Bırakın köylünün eti de sütü de para etmesin.

Biz köylü üzerinden fukaralık edebiyatı yaparak seçimlere malzeme hazırlayalım.

 

Bu Hakan Oral ya da Ticaret Borsası Başkanı, ahir zamanda haddini aşmaya başladı!

 

Böyle devam ederse muhalefet kendi kendine, “…peki biz şimdi hangi köylüyü istismar edeceğiz” diye kara kara düşünecek…

 

Bu sebeple suçlusun. Be Hakan!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Selim 07 Ocak 2021 10:23

    İyi de sen kimsin. Sen geçmişin nedir gazeteci bile değilsiniz haşim bey. Sizce haksızlar mı yerel dururken gitmiş tv8 e reklam vermiş. Hani yerel candı. Sırf birilerine yaranmak için yanlışa doğru deme