Tayyip Beyin cumhurbaşkanı seçildiğinin belli olduğu akşam, aynı zamanda Davutoğlunun da başbakanlığı kesinleşmişti.
Bu öyle kulis haberi filan değil; kesin bir bilgi...
"Yeni Türkiye"nin yeni başbakanı.
Yani AK Partide sürpriz olmadı. Oysa belli çevreler, Tayyip Beyin zaman zaman yaptığı gibi yine sağ gösterip sol vuracağını bekliyordu.
En çok da "ak saçlılar" cenahı...
Misal; Bülent Arınçın başını çektiği eski tüfeklerin beklentileri boşa çıktı.
Erdoğan, "Yeni Türkiye"de siyasete yeni bir vizyon getiriyor.
Görün bakın bu vizyonla birlikte AK Parti, "ak saçlılar" hegemonyasından kurtulup genç jenerasyonun özgürlük platformuna dönüşecek.
Hele bir de anayasa değişikliği yapılıp, seçilme yaşı da 18e indirilirse...
***
Tecrübeyi kimse inkâr edemez.
Elbette "tecrübe" diye asla yadsınamayacak bir gerçek var; ama buna karşılık da gençliğin enerjisi, vizyonu, umutları ve dünyayı daha objektif okuma yetisi var.
"Yeni Türkiye", Davutoğlunun kaptanlığında yeni açılımlara yelken açacak.
Gerçi bazı çevreler Onun için, "romantik hayalperest" demek suretiyle, İttihatçı Enver Paşa benzetmesi yapıyorlar ama...
Bu reel politikaya karşılık gelmiyor.
Çünkü; Enver Paşa, on yıllık ittihatçı yönetimde neredeyse Osmanlının bütün hayati kararlarına tek başına karar veren bir isimdi.
Sarıkamış faciasında "bu mağlubiyetin tek sorumlusu Enverdir" denilmesi, aşırı güçlü olmasından kaynaklanıyordu.
Oysa; Ahmet Davutoğlu gerek danışmanlığı sırasında gerekse dışişleri bakanlığı süresince, Enver Paşa gibi asla "tek adam" olmadı, olamadı.
Üstünde hep Tayyip Erdoğan ve güçlü bir AK Parti hükümeti vardı.
Başarı da başarısızlık da tek başına Davutoğlunun hanesine yazılamaz.
"Fakat başbakanlığında durum değişir, bu kez ipleri tek başına eline almaya çalışacaktır" şeklinde bir öngörü var.
Peki bu mümkün mü?
Yani; Davutoğlu, başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz, "mademki mühür bende Süleyman da benim" der mi?
Demez, diyemez!
Demez; çünkü bunun olabilmesi için en az bir Tayyip Erdoğan olması lazım...
Diyemez; çünkü Onu o makama taşıyan Tayyip Erdoğanı, çiğnemiş olur ki, bu da siyaseten mümkün değil...
Şu halde kukla bir başbakan mı olacak?
Hayır...
Ne Tayyip Erdoğanın, bu ülkenin "kukla" bir başbakanla yönetilmesine gönlü razı olur, ne de Ahmet Hoca, davulu boynuna asıp tokmağı başkasının eline verecek kadar silik biri değil...
Önümüzdeki genel seçime kadar, hükümet ile Çankaya arasında senkronize bir çalışma modeli yürütülecek.
Çünkü tersi bir durum, hem Davutoğlunun hem de Erdoğanın gelecek planlarını sekteye uğratır.
Dolayısıyla Davutoğlu ismi, her ne kadar parti içinde çok geniş bir kabul görmüş olmasa da, bu hassas süreç bakımından isabetli bir tercihtir.
Hayırlı olsun...