Bülent Arınç ve Cemil Çiçek hakikaten maşeri vicdana mı tercüman oluyorlar, yoksa toplumun birikmiş öfkesini mi deşarj ediyorlar?
Her ikisi de, yakın tarihimizin neredeyse yarım yüz yılında bulunmuş isimler
Her ikisi de, siyaset hayatımıza olumlu manada imza atmış ve bulundukları görevlerde sıradan olmayan kimseler
Her ikisi de, kıytırık bir koltuk uğruna dinlerini torbaya sokmayacak kadar iman sahibi müminler
Her ikisi de, Ya doksan yaşında yeniden vekil seçilmezsem halim nice olur diye sormayacak kadar, haysiyet, irfan ve edep sahibi adamlar
Her ikisi de, Kırmızı plakalı aracım olmazsa ya da beni koruyan polis ekibi çekilirse ben ne yaparım? sorusunu sormayacak kadar itibarlı, cesur ve makam düşkünü olmayan onurlu kimselerdir.
Buraya kadar tamam
Lakin bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü sualinde olduğu gibi bir çıplak gerçekle karşı karşıyayız.
O Bülent Arınç ki, güya kendisine suikast düzenleneceği yalanı ortaya atıldığında, nasıl da mahcup, mağdur ve hakkı gasp edilmiş bir adam edasındaydı!
Görüntülerin hepsi ortada
Ona bu yalanı inandırarak devletin en mahrem merkezine tasallut eden adamlar sırıtırken, Bülent Bey yalnızca ağzından emziği alınmış bir çocuk gibiydi...
Çok şükür katledilmekten kurtuldum!
Oysa O da, o suikastın bir yalan olduğunu anlamış olmalıydı.
Zira Bülent Bey, hem iyi bir ceza avukatı, hem tecrübeli bir siyaset insanı, hem de teşkilatçı kimliği ile bunun bir soytarılıktan müteşekkil bir oyun olduğunu bilebilecek donanıma sahipti.
Nitekim bunun tam da bir kumpas olduğu ortaya çıktı.
Ama Bülent Arınç yıllar yılı susmayı tercih etmekle kalmayıp mağdur adam yaftasına rıza gösterdi!
Ta ki hakikatlerin balçıkla sıvanamayacak kadar gerçek olduğunun anlaşılmasına kadar
Cemil Bey daha farklı
Onun Bülent Arınç gibi bir kozmik oda suç ortaklığı yok
Birkaç günden beri izliyoruz
Gerek Cemil Bey, gerekse Bülent Arınç televizyon ekranlarında, tabiri caizse Hazreti Ömer naibi gibi konuşuyorlar!
Varsın olsun
Misal; yalandan da olsa kim ki adalet ve hukukun üstünlüğü diyorsa, ehveni şerdir bizim için
Adalet
Hukuk
Vicdan
Dürüstlük
Tarafsızlık
Liyakat
Meşveret
Gençlik yıllarımda her ikisini de çok sevdiğim iki arkadaşım vardı.
Bir gün o arkadaşlarımdan biri bana dert yandı.
Dedi ki, Ya bizim filan yok mu, işte o beni kendi yalanlarına ortak ediyor.
Ben de o arkadaşıma demiştim ki, Oğlum sen çocuk musun itiraz et kabul etme.
Bana cevap vermişti:
Yahu nasıl itiraz edeyim. Diyor ki altı kişi önümüzü kesti, filanca beşini alt etti, birini de ben. Adam bana öyle bir başrol veriyor ki kim bunu elinin tersiyle itebilir?
Muhterem Bülent Arınç ve Cemil Çiçek
Her ikiniz de benim meslek hayatımdan daha fazla siyaset yapmış kimselersiniz ve Allah için şahadet ederim ki her ikiniz de bu ülkede namus, dürüstlük ve ilke insanısınızdır.
Bu noktada hiçbir sorun yok
Lakin muhterem büyüklerim, mızrağın çuvala sığmadığını görmeniz niye bu kadar geç oldu?
Yaşlandınız diye mi, duygusallığınızdan ötürü mü, yoksa Korona mı?
Asla ve kata size yakıştırmam lakin yoksa siz toplumun biriken öfkesini ve gazını almak adına sürüme verilen birer tahliye araçları mısınız?
Değerli büyüklerim, her ikinizin pek çok müşterek özelliğiniz var, ama biri de her ikinizin de Gazi Meclise başkanlık etmiş olmanız
Eleştirilerinizin tamamına yakını doğru
Bu ülkede, kamu eliyle AK Partiyi de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinden Başkan Erdoğanı da çürütmek ve itibarsızlaştırmak isteyen güruhlar mevcut.
Biz bunları en az iki yıldan beri söyleyip duruyoruz.
Sizlere sitemim, geç kalmış olmanızdandır
Bakınız lütfen, devletin içerisine sızmış FETÖ misali
AK Partinin en mahremine kadar nüfuz eden AKPliler size yaylım ateşe geçtiler.
Görün bakın çok yakında FETÖcü olmanızla birlikte, PKK muhibbiliğiniz de söylenecek!
Ben tüm kalbimle sizin bu ülkenin maşeri vicdanı olduğunuza inanmak istiyorum.
Yok yanılıyorsan ve siz de eğer birer tahliye aparatıysanız, bilesiniz ki İndallahta kendi adıma sizden müşteki olacağım