SEVMEK NEDİR?-2

Kendine özgü mekân ister sevgi, estetik ister, tat ister, uyum ister, çağdaşlık ona zor gelmez. Melodisi alışılmışın dışındadır. Bazen semai olur kulaklarda,  bazen buğulu bir sesle çalan viyolanın sesi gibi gelir? Karanlıktan aydınlığa, pencere aralığından süzülen do-re-mi olur bazen. Yenilik getirir, ruh getirir bedenlere, yazılmamış senfoni de olur ara sıra..

Bazen de bestecinin en aristokrat eseri olarak çıkar ortaya. Hüzzam olur, hicaz olur, kemanlar her zaman en güzel onu çalar, ney sevgiyi ağlayarak anlatmaz mı sanki..

Asla taklit edilemeyen canlı bir gösteridir sevgi. Kostümleri, dekorları hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Müzikleri müzikhollerden taşar, modern koreografilerle oynanır bazen, bazen romantik bazen otantik olur. Belli bir senaryosu yoktur, hayal kurdurur insanlara, cafe showlar da nostaljik takılır insanlar sevgiye. İnsanların gündüz dolaştığı, gece birbirlerine kur yaptığı cafe ?showlar da amatör sanatçılar mütevazı oyunlar sergiler, konserler verirler. İşte bu amatörlerin yüreğinde ki heyecandır sevgi.

Hayal mekanizmasının ritim, heyecan, şiirsellik dolu bombardımanıdır sevgi ve bayram atmosferinin görkemiyle patlar yüreklerde işte bu patlamalarda kendini mutlu hissetmektir sevgi?

Bir tatil gecesidir sanki. Tuna'nın kenarında bir gezinti, Eyfel'den Paris'i seyretmek, Amerika da Hürriyet heykeli ile karşılaşmak, Maldive de berrak sularda yüzmek, Roma da nefis bir spagetti yemek, o spagettinin sosunda özel bir tat bulmak, Hong-Kong'un gizemli sokaklarında kaybolmak, Karaip adalarının çekiciliğinde akşamı yaşamak, düşlerinizde ki ülkelere yine düşlerinizle bedava yolculuk yapmak, Arjantinli yazar Borges ile Seine kıyılarında dolaşırken yeni eserler için esinlendiğini görmektir sevgi?

İnsanoğlu düş gücü ile var olur. Sevmek düşlemektir. New York'ta dolsar milyoneri olup, Manhattan'da yaşamak, "Titanic'i yeniden inşa edip okyanusta yüzdürmek, Kristof Kolomb'un batık gemilerini aramak, serüven tutkusunu tatmin etmektir sevgi. Turkana Gölü kıyılarında ilk insana ait kemikleri bulup insanlık tarihinin yitik zincirinin halkalarını birleştirmeyi düşlemektir.

Labrador akıntısının buz kestirdiği ırmaklardan ürkmemek, Kaptan Cousteau ile okyanuslarda maceraya atılmak, Jamaika da Sainte-Anne koyunda Kolomb'un dördüncü seyahatinde battığı söylenen" capitone" ve Santiago de Palas" adlı gemilerini bulmayı hayal etmektir sevgi.

Sevgi; kış ortasında tropik güzellikleri dinginlik içinde Brezilya da yaşamayı düşlemek,Rio de Janerio da çılgın müziğin ritmi ile dans edenlerin coşkusu ile  karnavalı yaşamak, Brezilya dan Afrika ya doğru uzanan Pernanbuco kumsallarında, zümrüt yeşilinden yakut mavisine ve hatta ametist moruna kadar renk değiştiren denizi seyretmek, o seyirde egzotik meyve sularını yudumlayarak dostlar ile sohbete dalmaktır.

Hem ısıtıp hem serinleten güneşi ile Brezilya yı düşleyip sonsuzluğa gittiğini sandığınız altın plajların hâkimi olduğunuzu hissettiğiniz andır sevgi. Belki de Hyde Park ta dolaşmayı hayal etmektir.

Mücevher sanatçısı Faberge'nin on santimlik yumurtalara yerleştirdiği minyatür saltanat arabalarını, gözlerinde yakut taşlar bulunan horoz figürünü, elmas ve yakutlar ile bezeli çarlık tacını, saf altınla kıymetli taşlardan yaparak ortaya çıkardığı bu sanat eserlerini kıskançlık duymadan gerçek sanat budur diyerek seyretmektir sevgi?

Yine ünlü mücevher ustası Pabst'ın Kraliçe Amelie'ye yaptığı safir, inci ve elmaslarla süslü tarak tacı başınızda düşlemektir , varsın broşu, küpesi, kemeri kraliçe de kalsın ne çıkar, taç başınız da ya..

Sevgi dünyası da geniş, düş dünyası da. Kolay kolay rastlanamayacak hayallerin ressamı Joan Miro diye düşleyebilirsiniz kendinizi. Bu İspanyol eserleri ile insanları düşle uyanıklık arasında şiirli bir dünya ya götürür. Doğadan resimler yapmak için sıkıntılara katlanır, yoksulluk çeker. Kaygılı tavırları ve hüzünlü gülümsemesi ile "trajik ve suskun bir yapım var" diyerek kendini anlatsa bile düşlerini resimlemekten alamaz kendini ve budur sevgi. Katalonyalı Joan Miro'nun Paris'e giderken yine memleketlisi olan Pablo Picasso ile tanışmak için Picasso'nun annesine gidip oğluna bir şey göndermek isteyip istemediğini sormaktır sevgi.

İngiltere basınının İngiltere'nin ne kadar büyük bir ülke olduğunu göstermek için Kraliyet Opera ve Balesini "İngiltere'nin sanatta ki gurur kaynağı" olarak tanımlamasıdır. Hatta Kraliyet opera ve balesinin halka hitap edebilmek için indirimli bilet uygulamasıdır. Covent Garden Dostlarının tartışma ve çalışma günleri düzenleyerek seyirci ile sanatçıları bir araya getirmeyi amaçlamalarıdır sevgi?

Carabin'i ve onun özgün mobilyalarını duymayan yoktur. Mobilyalarında kullandığı üslup devrim niteliğindedir. Kadın figürleri kullanır mobilyalarında ve o figürler mitolojide ki dünyayı taşıyan Atlas'a benzerler. Hayatını kazanmak için desinatörlük yapıp akşamları Montmarte kahvelerinde arkadaşları ile buluşması, özgün mobilyalarından çok az para kazanıp " ne olacak az para kalmışsa, ben düşündüğümü gerçekleştirdim ya" diyebilmesidir sevgi. Dünya da yalnızca yirmi tane mobilyası bulunan Carabin'nin çocukluğunda Fransa'nın Vosges Ormanlarını büyük bir tutkuyla sevip daha sonra mobilyalarında bu egzotik havayı işlemesidir sevgi?

Taklitçi mimarilere karşı dekoratif sanatları ve çevreyi canlandıran yeni mimariyi yaşama geçirmeyi amaçlayan bir üsluptur. Böcekleri, bitkileri, yosunların narin dalga hareketlerini dekoratif uyum içerisinde işleyip doğayı esin kaynağı olarak kullanmaktır sevgi..

Emil Galle'nin cam objeleri, Rene Lalikue'nin ise takıları yukarıdaki anlayışla değerlendirip büyük bir tutku ile işleyerek beğeniye sunmaları ve kendilerine özgü yapıtlar ile devrim yaratmalarıdır sevgi.

Kâh vicdan, kah inanç, kah akıl fikirdir. Çoğu zaman mana ufuklarında kanat açan gerçek kuşudur sevgi?

Devam edecek...