Birkaç gündür ülkemizi yoran, bitkin düşüren bu seçim süreci ve sonuçlarıyla ilgili nasıl bir yazı yazılabilir diye düşünüyorum.
Düşünüyorum ama ne çare; ne birileri gibi sandıklarla konuşabiliyorum ki sandık şunları söyledi babından bir şeyler yazayım, ne insanların beynini okuyabiliyorum ki sandıkta oy verirken insanların ne düşünceyle davrandığını yazayım, ne de herhangi bir siyasi parti taraftarı değilim ki rakamları evireyim çevireyim insanlara partimin başarılı olduğunu dayatayım.
Aslında kendimizi çok yormaya gerek yok; yıllardır yazılan bütün kitaplara ve yapılan araştırmalara göre insanlar; Dini inanç, siyasi inanç, güvenlik isteği, saygınlık isteği, duygusal bağlılık gibi gerekçelerin birini veya bir kaçını göz önüne alarak oyunu kullanmaktadır.
Bunlar irdelendikçe ülkemizde bu seçim sonuçlarının şaşırtıcı olmadığı, başarılı olanların neden ve ne şekilde başarılı olduğu görülmektedir. Seçmen psikolojisini, sosyal yapısını, nasıl hareket edilmesi ve neler söylenmesi gerektiğini bilmeyenlerin, araştırmayanların her zaman kaybetmeye mahkûm olacakları da ortaya çıkmaktadır.
Aslında burada öncelikle belirtmem gereken bir husus var. Evet, bir dostumuzu destekledik, çünkü ona inandık güvendik, Allah biliyor, çevremiz de biliyor bunu herhangi bir parti için siyaseten değil yüreğimizle ve şehrimiz için daha iyi olur kanaatiyle yaptık. Olmadı, nasip değilmiş ve sonucuna da hayırlısı budur diyerek çok şükrettik. Bu bağlamda seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyor ve kazananın ülkemiz ve şehrimiz olması temennisinde bulunuyorum.
Seçimlere ve sonuçlarına gelince; Seçimler yerel bile olsa Ankara’dan kazanılıyor veya kaybediliyor. Seçmen adaya değil veya partiye değil lidere oy veriyor. Bu seçimlerde de değişen bir şey olmamış, yine lideri güçlü olan parti kazanmıştır.
Toplum kendisine dayatılan verilerle bu seçime savaşa gider gibi gitmiştir ve milletimiz sonucu düşünülmeden kutuplaştırılmıştır. Memnun olmak gerekir ki; bu kutuplaşmayı dayatanların ve bundan siyasi bir rant elde etmeye çalışanların aksine, bu yanlışı gören, bu savaşa taraf ve dâhil olmayan, vatanın, milletin selameti ve birlik beraberliği için çabalayan, eşitlik, adalet, dürüstlük, ahlak, maneviyat adına mücadele veren, siyasetten uzak duran, okuyan, yazan, ülkesini, şehrini düşünen, doğruları ortaya koymaya çalışan çok sayıda insan bu kutuplaşmanın, savaşın büyümesini önlemişlerdir.
Kısaca; birçok seçim gördük ama bu kadar gergin, evladı babasına, hanımını kocasına, Müslümanı Müslümana düşüren bir seçim sürecini hiç yaşamadık. İşte bu sebeple toplumun bütün algılarıyla oynanan, toplumu bitkin düşüren, toplumsal kaygıyı, nefreti, düşmanlığı artıran bu sürecin bitmesi en büyük mutluluk kaynağımızdır.
Dilerim, siyaset, parti veya cemaat fanatikleri günün birinde bu bağnazlıkları sebebiyle ailesinin, dostlarının ve de çevresinin yüzüne bakamaz duruma gelmezler.
Şimdi bütün parti mensupları veya taassuba boğulmuş taraftarlar; geçerler aynanın karşısına, karşısındakiyle uğraşacağına, onu bunu düşman ilan edeceğine; oturur, düşünür, bu günlerin muhasebesini yaparlar, kendi dinamiklerini, yapabildiklerini, yapamadıklarını, hatalarını, sevaplarını tartışır, konuşur ve bir karara varırlar.
Siyasete bulaşmamış, şehrini, milletini ve inandığı değerleri partiden çok daha önemli gören gerçek vatanseverleri ise her zaman olduğu gibi vatan, millet ve bu seçimler yerel seçim olduğu için şehrimiz ve onun geleceği ilgilendirir.
Sonuç olarak seçimden sonra “olanda hayır vardır” sırrı mucibince bu seçim sonuçlarının hayırlara vesile olması için dua ediyoruz ve etmeliyiz. Artık ötekileştirmeye, sorgulamaya, yargılamaya, kutuplaşmaya bir son verip birbirimizi sevmeye, saygı duymaya ve anlamaya çalışmalıyız.
Ve de seçilenlere verdikleri sözleri yerine getirmeleri konusunda bu sözlerin takipçisi olduğumuzu, doğru yaptıklarına yanlarında, yanlış yaptıklarında karşılarında olduğumuzu bildirerek, seçilen herkesi tebrik ediyoruz.
DİPNOT: Erzurumda düzenlenen kitap fuarı sebebiyle organizasyonun mimarı olan Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneğine (TÜMSİAD) ve Erzurum Valiliğine teşekkürlerimi iletiyor, duyduğum mutluluğu paylaşmak istiyorum. Büyük bir keyifle de katılan yayın evlerini ve yazarlarımızı tebrik ediyorum.