Onu her dinlediğimde İslam tarihinin cesur yüreklilerinden Ebu Zer’in feryadını hissederdim.
Akıcı ve mantıklı konuşmasını bilgi ile sunarken fincancıların katırlarını ürküttüğünün farkındaydı.
Cemaati, tarikatı ve siyaseti yoktu.
Dini istismar aracı olarak kullansaydı nice Ali Kalkancıları cebinden çıkarırdı.
Alnının teri ile kazandığı helal para ile kimseye minnet etmeden yaşadı.
TV ekranlarında her gün görmekten sıkıldığımız kaşarlanmış yüzlerden çok daha akıllı, samimi ve inandırıcıydı.
İnandığı gibi yaşamaya gayret edip ilahi mesajları insanlara aktarmaya çalıştı.
Kur’an’ dan mesajlar vermesi Hz. Ali ve Ali Şeriati’den örnekler göstermesi çok anlamlıydı.
Etrafta din adına dolaşan sömürücü din bezirganlarından değildi.
Mercedesi, katı, yatı, holdingi, sakalı, cübbesi, serveti olan Karunlara inat samimi bir tebliğciydi.
Aykırı olması meczup damgası yemesi için yeterli sebepti.
Molla Kasımları rahatsız etmesi kaçınılmazdı.
Bir cinayete kurban gitmesi mümin vicdanı taşıyanları üzdü.
Neden öldürüldü? Şimdilik bilmiyoruz.
Bildiğimiz, bu saf ve temiz yürekli insanın dünya hayatında anlamlı bir hayat sürdüğüdür.
Haykırdığı hakikatlerin Diyarbakır Surlarında yankılanacağını ve kolay kolay unutulmayacağını söyleyebiliriz.
Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun.
Ramazan kardeş. Bu dünyada rahat etmedin, Vatan-i aslinde rahat edersin inşallah.
