"Haram aylar" içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri ve önemi vardır. Muharrem ayını önemli kılan özellikleri kısaca şöyle sıralamak mümkündür:
1.Hicri yılbaşı: Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda güneşin değil, ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicrî tarih, Hz. Muhammed (s.a.s.)' in Mekke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi, Hz. Ömer devrinde olmuştur.
2. Aşûre günü (On Muharrem): Hz. Peygamber, Aşûre günü oruç tutmayı teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:
"Aşûre günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah'tan umarım." (Tirmizi, Savm, 48; III, 126)
Aşûre günü oruç tutulması uygulaması, Ramazan orucunun farz kılınmasına kadar devam etti.
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere olduğu gibi size de farz kılındı." (Bakara, 183) âyeti inince, Aşûre orucu isteğe bağlı hâle geldi.
Hz. Aişe bunu şöyle anlatıyor: "Resûlullah (s.a.s.), Aşûre günü oruç tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca, dileyen Aşûre günü oruç tuttu, dileyen tutmadı." (Buhârî, Savm, 69; II, 250)
Aynı konuda yine Hz. Aişe'den gelen diğer rivayet de şöyledir: "Ramazan orucu farz kılınmadan önce (Kureyşliler) Aşûre günü oruç tutarlardı. Aşûre günü, Kâbe'nin örtüsünün değiştirildiği gündü. Allah Teâlâ Ramazan orucunu farz kılınca Resûlullah (s.a.s.), 'Dileyen Aşûre günü oruç tutsun, tutmak istemeyen de tutmasın' dedi." (Ahmed, VI, 244)
Hz. Peygamber (s.a.s.) Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutmayı ashabına tavsiye etmiştir.
Resûlullah (s.a.s.) Aşûre günü oruç tutunca kendisine; "Ey Allah'ın Resûlü, bu gün, Yahudilerin ve Hıristiyanların hürmet gösterdikleri bir gündür." dediler. Bunun üzerine Resûlullah, "Gelecek yıl inşallah Muharremin dokuzuncu gününde de oruç tutacağız" dedi. Ertesi yıla ulaşamadan Resûlullah vefat etti. (Müslim, Sıyâm, 133; I, 797-798)
Peygamber Efendimiz Muharrem orucuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor: "Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah'a izafetle (Allah'ın ayı denilerek) şereflendirilen Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise, geceleyin kılınan namazdır." (Müslim, Sıyâm, 202; I, 821)
Hz. Peygamberin bildirdiğine göre yalnızca Aşûra günü değil, Muharremin 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. (Müslim, Sıyâm, 38, I, 821)
Aşure gününde yapılan aşure vb. etkinlikleri toplum içinde kaynaşmayı sağlamaktadır.
Aşûre gününde meydana gelen diğer tarihi olaylar: Aşûre günü adı verilen 10 Muharrem gününde meydana geldiği rivayet edilen diğer bazı önemli olayları da kısaca şöyle sıralamak mümkündür:
?Rivayete göre, Hz. Nuh'un gemisi Tufandan kurtulup, Cûdî dağına Aşûre günü oturmuştur. Bilindiği üzere, Hz.Nuh, Allah'ın emri üzerine kendine inananları yaptığı bir gemiye bindirmiş, tufan gerçekleşince, inanmayanlar suda boğularak helak olmuşlardı. (Hûd, 25-43)
?Hz. Âdemin tövbesinin kabul edilmesi,
?Hz. İbrahim'in, Nemrut'un ateşinden kurtulması,
?Hz. Yakub'un oğlu Yusuf'a kavuşması,
?Hz. Musa ve İsrail oğullarının Firavunun zulmünden kurtulmaları, 10 Muharrem (Aşûre) günü gerçekleştiği rivayet edilen olaylar arasındadır.
İslâm tarihinde 10 Muharrem: Emeviler'in ikinci hükümdarı Yezid zamanında ve Hicri 61, Miladi 680 yılı Muharrem ayının onuncu Cuma günü, Hz. Hüseyin'in şahadeti ile sona eren tarihi olay meydana gelmiştir. Ehlibeytin çok değerli bir ferdinin hayatına mâl olan bu elim olay sebebi ile 10 Muharrem, Şii Müslümanlarca yas günü sayılmış ve bu matem daha sonraları geniş çaplı hâle gelmiş, bir nevi resmi hüviyete bürünmüştür.
Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı bir aydır. İslâm'dan önceki semavi dinlerce de değerli bir zaman dilimi olarak kabul edilmiştir. İslâm tarihi açısından da önem arz eden bu ayda Hz. Peygamber (s.a.s), özellikle bu ayın "Aşûre günü" diye adlandırılan onuncu gününde oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
Muharrem ayına, Osmanlılar döneminde de ayrı bir önem verilmiştir. Bu ay dolayısıyla şairlerin yazdığı ve "Muharremiye" adı verilen manzum şiirlerin sayısı oldukça kabarıktır. Ayrıca, yeni yılın başlangıcı olması sebebiyle, bu ayda devlet erkânı, padişahın, huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik ettiği ve padişahın "Muharremiye" denilen hediyeler dağıttığı nakledilmektedir.
Sonuç olarak Muharrem ayı, İslâm kültür tarihinde önemli yeri olan bir zaman dilimini temsil etmektedir. Bu ayın önemi, içinde meydana gelmiş olan önemli olaylardan kaynaklanmaktadır. İslâm tarihinin en üzücü olaylarından biri olan Kerbela olayı da bu ayda gerçekleşmiştir. Bütün Müslümanları üzen bu tarihi olay, tarihin hakemliğine bırakılmalı, müminler arasında soğukluğun ve kırgınlığın sebebi kılınmamalıdır. Bütün Müslümanlara düşen görev, tarihin güzelliklerini, yaşadığımız dönemin şartları içinde yeniden yaşamaya gayret göstermek, yanlış ve üzücü örneklerden ibret alarak, onların tekrar yaşanmaması için ne gerekiyorsa onu yapmaktır.
(Kaynak: Diyanet)