Sinsice bir gülüşle geçiştirdi Dimitry'nin sorusunu.
"Bana bak Dimitry, seninle açık konuşacağım! Lafı evelemeden, dümdüz diyeceğim" Boğazına kadar gelmiş olan balgamını gürültüyle tükürdü, parmaklarıyla saçlarını düzelti, sakalını kaşıdı. Birden tüm ciddiyetini takındı ve doğrudan Dimitry'nin gözlerinin içine bakarak:
"İkinizin de bana gönüllü kulluk etmenizi istiyorum! Kayıtsız şartsız! "
Titredi Dimtry. O iri yarı, dağ gibi cüssesi ezildi, büzüldü neredeyse Niko'nun yarısı kadar oldu.
"Ah benim aziz efendim, size karşı ne kusur işledik? Neden bu teklif? Zaten sen bizim veli nimetimizsin. Ne dedin de yok dedik? Her şekilde emrinizde olmadık mı? Neden bu teklif?"
"Bu başka. Eğer sonuna kadar sözlerimi dinler ve teklifimi kabul ederseniz, hayatınız kurtulacak. Bir daha midenizin derdine düşmeyecek, bir daha bu akşam nerede kalacağız sorusunu sormayacaksınız kendinize." Sustu! Derin bir sessizlikten sonra masadan kalktı. İlk defa ve istediği kadar şarap içmenin keyfinde olan Anatoli'nin yanından geçerek kapıya kadar geldi. Dikkatlice pencereden dışarıyı gözden geçirdi. Güneş tam tepedeydi. Tam o sırada kapı açıldı. Gelen yaptığı semaverlerle nam yapmış Sergey Usta idi. Daha selam vermesine fırsat vermeden kapıyı tutan Niko;
"Beni bağışla Sergey Usta. Akşama kadar kapalıyız." Bunun yeterli olmayacaını bildiğnden peşine ekledi;
"Ocağı söktüm, tamir edilmesi lazım. Ayrıca genel bir temizlik yapıyoruz. Akşam?"
"Tamam tamam" dedi Sergey Usta. "Zaten bir selam verip çıkacaktım."
Ardından kapının yine ağaçtan sırzasını yuvasına soktu ve hızlı adımlarla masaya geri gelip oturdu. Buyurucu bir sertlikle:
"İrena İvanoviç Nehlodva! Ona aşığım! Kulaklarını aç ve beni iyi dinle Dimitry! İrena ile elenmeni istiyorum!"
"Ne?! Ben mi? Ama.. Ama nasıl olur bu efendim? Hem o sizin sevgiliniz!"
"Baştan ne dedim sana? Kayıtsız şartsız itaat istiyorum sizden. Sözümü kesmeden dinle beni! Sizi buraya ortak ediyorum. Ayrıca bir ev tutup dayayıp döşeyeceğim. Yepyeni giysileriniz olacak! İşi öğrendikten sonra ikinci bir yer daha açmayı da planlıyorum. Yeter ki sözümden çıkmayacaksınız! Anatoli'yi sen, seni de ben kontrol edeceğim! Emirlerimi asla sorgulamayacak, asla soru sormayacaksınız! Anladın mı beni?"
"E e e evet elbette efendim. Ama inanılır gibi değil! Ne yani, benim cebimde para mı olacak artık? İstediğim zaman oturup kendime yemek ısmarlayabilecek miyim?
"Daha fazlası olacak! İnan bana. Ne diyorsun şimdi?"
"Elbette Aziz efendim, elbette kabul ediyor ve size tüm benliğimle sadık kalacağıma bütün kutsal değerler adına yemin ediyorum. Yalnız anlamadığım tek nokta var. Karşılığında ne vereceğiz? Biliyorsunuz, bizim hiçbir şeyimiz yok."
Karşısındakinin itaatkar tavrından oldukça memnun olan Niko o sert ve buyurucu edasını yumuşattı. Bardağını şarapla doldurdu, bir yudum aldı, eliyle ağzını sildi ve doğrudan tok bir sesle.
"Hakikatte İrena benim karım olacak! Ama görünüşte senin. Bundan kimsenin haberi olmayacak. Özellikle karımın. Anlaşıldı mı?
"Elbette elbette sahip Niko. Çok iyi anladım.
Aklını yüreğini ve bütün benliğini gönüllü kulluk adına Niko'ya şimdilik kiralayan Dimitry ortak olduğu meyhanede mutlu bir şekilde işe koyuldu, masaları silerek!
