Haber Girişi : 01 Nisan 2016 11:41

MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR!

MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR!
Tarih, insanlara zalim ve acımasızların açtığı yara, elem, ıstırap ve acılı manzaraları ve bunların hazin neticelerini bir ibret olarak sunduğu gibi, adil ve salih idarecilerin şefkat, merhamet dolu şan ve şeref tablolarını da takdir ve teşvik olmak üzere sergiler.
Bugünkü yazımızda geçmişten misallerle bu konuyu izaha çalışalım:
Padişahın biri, cuma günü câmiye gidiyordu. Muhafızları, caddeye üşüşen halka bir taraftan:
- "Çekilin!" diye haykırıyor, diğer taraftan da tekmeyle, sopalarla padişaha yol açmaya çalışıyorlardı. Bu esnada, tesadüfen orada bulunan zavallı bir fakir de, muhafızlardan birçok sopa yemiş, kan revan içinde kalmıştı. Dayanamadı. Padişahın arkasından şöyle bağırdı:
- "Şu yaptığın zulme bak! Halkın önünde böyle yaparsan, Allah senin gizli zulümlerinden cümleyi korusun! Güya camiye gidiyor, hayır işlediğini sanıyorsun! Senin hayrın buysa, şerrin kim bilir nedir?"
Hz. Ömer hilafete geçtiği zaman:
- "Ey insanlar! Ben haktan, adaletten ayrılırsam ne yararsınız?" diye sormuştu. Ahaliden biri:
- "Ya Ömer! Sen eğrilir, haktan uzaklaşırsan, seni kılıcımızla doğrulturuz!" cevabını verinceHz. Ömer:
- "Elhamdülillah! Eğrilirsem beni kılıçları ile doğrultacak arkadaşlarım varmış!" diyerek şükretti ve sevindi.
Şeyh Sadî Gülistan'da der ki:
Zalim ve fasık biri, bir Allah dostuna: "İbadetlerin hangisi efdaldir?"Diye sorar. O da:
- "Senin için uykudur. Çünkü uykuda olduğun zaman kimseyi incitemezsin!" cevabını verir.
Tevazuun zıddı olan kibir, azamet taslamaktır. Şöhret, insan için en büyük nefis afetlerindendir. Şöhret sevdasına düşen bir kimse, pek çok zulüm irtikâp eder de, farkında bile olmaz. Kendini alçaltır ve zalimlerden olur.
Padişahlara karşı vaki' ikazlara ait bir misal verelim:
Padişahlar cuma namazı için sarayın merdivenlerinden inerken bir mabeyinci:
"- Padişahım çok yaşa, uğrun açık ola!" diyerek dua eder ve muhabbetlerini arz ederdi.
Padişah, camiye de halkın tezahüratı arasında iki sıra muhafız alayı arasından geçerek giderdi. Padişahın, nefsanî duygularına, halkın da tezahürat ve iltifatlarına mağlup olmaması için, bu defa da muhafız kıt'ası hafif bir sesle:
"- Mağrur olma Padişahım, senden büyük Allah var!" nakaratı ile ikazda bulunurdu.
Yavuz Selim'den bir hatırayı devrin vakanüvisi şöyle nakleder:
"Yavuz, Mısır'a girdiği zaman halk Yavuz'un ihtişamını seyretmek için pencerelere koştu ve caddeleri doldurdu. Yavuz ise, en önde değil, mütevazı askerlerinin ortasında yürüyordu. Kavuğu ve elbisesinin de etrafındakilerden bir farkı yoktu. Mısır dönüşü Şam'da cuma hutbesinde kendisinden bahsedilirken "Mekke'nin ve Medine'nin hâkimi"(hakimü'lharameyn) denince;
- "Yok, yok belki hizmetçisi!"(hadimü'lharameyn) diye ağlayan kanlı gözlerle cevap verdi.
İstanbul'a dönüşte gündüz Üsküdar'a vasıl oldular. İstanbul halkının, kendisine büyük tezahürat yapacağını haber aldığından arkadaşı Hasan Can'a:
- "Hava kararsın, herkes evlerine donsun, sokaklar boşalsın, ben ondan sonra İstanbul'a gireyim. Fanilerin alkışları, zafer takları ve iltifatları bizi mağlup edip yere sermesin!" Dedi.
Yavuz'u, o korkunç Sina çölünde bir Arslan, Mısır'a girişte mütevazı, gözü yaşlı şükreden bir mü'min, Üsküdar'da kendisini bir nefis muhasebesiyle yönlendiren ilahî ve derûnî lezzetlere donanmış bir derviş olarak görüyoruz.
Hasan Can'a şu mısraları okuyordu:
"Padişah-ı âlem olmak, bir kuru kavga imiş,
Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş!"
Yavuz'un lalası olan Hasan Can, Yavuz'un vefatını şu şekilde anlatır:
"Sırtında şirpençe adı verilen bir çıban çıkmıştı. Çıban kısa zamanda büyüdü bir delik haline geldi. Yaranın içinden Yavuz'un ciğerini görüyorduk. Kendisi çok mustaripti. Yanına yaklaştım:
"- Padişahım artık Allah ile beraber olmak zamanınız herhalde geldi!" dedim.
Koca sultan döndü, yüzüme hayretle baktı:
- "Hasan! Sen beni bu ana kadar kiminle zannediyordun? Bana bir Yasin oku!" dedi. VeYasin'in arasında ruhunu Rabbine teslim etti.
Dokuz senelik saltanatı boyunca kazandığı muazzam zaferler, dünyaya ait üniformalar, fanilerin iltifatları kendisini kibiremağlup edemedi. Daima rabbi ile beraber olabilmek, yalnız ona kulluk edebilmek ve yalnız ondan yardım istemek şuuru ile yaşadı. Mekanı cennet olsun.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.