Haber Girişi : 26 Mart 2018 10:59

KURŞUNLAR AYRIM YAPMAZKEN BİZ NİÇİN YAPARIZ?

KURŞUNLAR AYRIM YAPMAZKEN BİZ NİÇİN YAPARIZ?
Başta Washington ve New York olmak üzere ABD’nin birçok kentinde geçtiğimiz cumartesi; okullarda gerçekleşen silahlı saldırılar temel alınarak, silah satışındaki serbestliği, ABD’de konuya ilişkin yasal düzenlemelerin silah kullanımını adeta teşvik etmesini protesto etmek amacıyla binlerce insanın katıldığı bir yürüyüş gerçekleşti. 
Kitleleri böylesi bir sivil tepkiye iten faktörler ise dünya basınının da yakından takip ettiği siyasal ve sosyal gelişmelerdi. Türkiye de başta olmak üzere dünya kamuoyunun gündeminde geniş yankı uyandıran ABD’de ilkokula yapılan saldırıyı hatırlayacaksınız. 2012 yılında Sandy Hook İlkokulu’na yapılan silahlı saldırıda, 20 öğrenci ve 6 öğretmen hayatını kaybetmiş ve saldırı haftalarca ABD gündemindeki sıcaklığını korumuştu. 
Onlarca yıldır kimi zaman hafif yaralanmalarla kimi zaman ise bir sınıf dolusu çocuğun ölümü ile sonuçlanan bu silahlı saldırılara, yine ABD’de 2018 yılının ocak ayından bu yana toplam 18 kez rastlanmış. Yani yaşları 6 ile 17 arasında değişen çocukların ruhsal ve fiziksel güvenliği öğrenmek üzere gittikleri okullarda 18 kez silah ateşlenmiş. Bir sosyal gerçeklik olarak insanları eyleme geçmeye yönlendiren bu sayılar bir kenarda dursun; söz konusu yürüyüşü, bir anma töreninden, bir birliktelik gösterisinden ateşli bir protestoya çeviren bu sosyal dejenerasyon karşısında siyasilerin takındığı tutum oldu.  
Veriler; silahlanmanın sivil hayata şu ana dek verdiği ve gelecekte de vermesi kuvvetle muhtemel zararı ortaya koyarken, silahlanmayı destekleyeceğini ve Amerikan halkının kendi silahına sahip olmasının önüne bir engelin konmamasının gerektiğini söyleyen Trump’ın seçimi kazanması, hali hazırda silahlanma karşıtı kimselerin siyasi hayattaki gelişmelere karşı daha da hassas hale gelmesine neden olmuştu. Öte yandan, 2017 yılının sonlarında; kongrede, silahlanmayı sınırlandırmaya yönelik yasaların geçmesine ret oyu verilmesi ve silahlanmanın daha da serbest şekilde yapılması için kanun teklifi hazırlanması, insanların kongrenin silahlanma konusunda sesleri olmayacağını düşünmesine yol açan olayların başında gelmişti. 
Yukarıda sözü edilen örnekler ve daha fazlasının şekillendirdiği tüm bu sosyal ve siyasal dinamiklerin sonuçlarından biri ise Hayatlarımız İçin Yürüyüş (March for Our Lives) sloganıyla yola çıkan yürüyüş vücudunda görüldü.
Öğrenciler bu yürüyüşte, Florida Eyaleti’nin yerel yönetiminin silah satışından kazandığı toplam parayı Florida’daki öğrenci sayısına bölmüş ve 1 dolar 5 cent sayısını elde edince de ‘yönetim için biz öğrencilerin değeri bu kadar’ diyerek Florida’daki yürüyüşe 1,05 dolarlık fiyat etiketleriyle katılmışlardı. Yürüyüşten etkili anların başında ise Florida’da geçtiğimiz ay gerçekleşen ve 17 öğrencinin ölümüyle sonuçlanan saldırıda hayatta kalan bir öğrencinin yaptığı sessiz gösteri geldi. 
Saldırının, geride kalanlarda neden olduğu acının kelimelerle ifade edilemeyeceğini göstermek amacıyla saldırı ile aynı sürede, tam 6 dakika 20 saniye boyunca büyük çoğunluğu sessizlikten oluşan bir konuşma yapan öğrencinin sessizlik anları, kalabalıkta büyük etki uyandırdı. Ek olarak, Hollywood yıldızlarının, müzik dünyasının önde gelenlerinin farklı illerde sahne alması, konuşmalar yapması ile de siyasilere silah serbestliğinin karşısında yer alma konusundaki toplum olarak topyekûn kararlılığın gösterilmesi hedeflendi. 
Diğer taraftan March for Our Lives etkinliğinden siyasi eleştiri ile yüklü bir diğer başlık ise; yönetimlerin, NRA (National Rifle Association) isimli Ulusal Ateşli Silahlar Derneği şeklinde Türkçeye çevrilebilecek organizasyonla kurdukları ilişkiler oldu. Söz konusu organizasyonun misyonlarının başında silah ruhsatı alma, kontrollü silah kullanma sözde haklarının savunuculuğunu yapmak gelmekte. Derneğin vizyonu ise, daha fazla silahın ülkeyi daha güvenli hale getireceği yönünde. NRA isimli derneğin politikada, özellikle silahlanmaya ilişkin yasal düzenlemeler alanındaki etkinliğinin ise 1934’te başladığı kayıtlara geçmiş durumda. 
Bugün gelinen noktada ise BBC’nin haberine göre NRA, derneğin çalışma giderleri ve dernek faaliyetleri dışında yılda 3 milyon doların üstünde bir bütçeyi yalnızca lobi çalışmaları için ayırmakta. Mali ve politik kanallarla siyasiler üzerinde sağlanan baskınlığın boyutları düşünüldüğünde, 1934’ten bu yana geliştirilmeye çalışılan tüm silah kontrolü formüllerinin karşısında duranın da, yukarıda sözü edilen 2017 kanun tekliflerinin geçmesine engel olanın da işte bu güçlü lobi olduğunu söylemek tutarsız bir iddia olmayacaktır. 
Yazı boyunca sözü edilen sosyal ve siyasi gelişmelerin sonucunda gerçekleşen yürüyüşün; ABD’de okul saldırıları odak alınarak şiddete karşı binlerce insanın sesi olmasının, dünyanın gelişmiş ülkelerine verdiği bir mesaj var kuşkusuz.  Bu mesaj; kurşunlar, saldırılar ayrım yapmaksızın masum hayatları sonlandırırken, politik hayatta gözlemlenen ayrımların nasıl da amaçtan saptığı ve bu ayrımların kalıcı hasarlara neden olabileceği yönünde. Zira şiddet gibi evrensel bir problem karşısında dahi birleşememek ve müstakil çözümler getirdiğimizi düşünmek, şiddeti durdurmak şöyle dursun şiddeti artıcı bir etki göstermekte. Bu nedenle; organizasyon takımında lise öğrencilerinin bulunduğu ve konuşmalarda gelecek nesillerin daha bilinçli olacağının vurgulandığı yürüyüşten de esinlenerek ifade edilebilir ki; şiddete, teröre karşı birliktelik, barışın beraberinde gelecek tüm çeşitliliklerin de garantisi olacaktır. 

Etiketler : rabia
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.