Haber Girişi : 07 Eylül 2016 11:57

Kanuni ne zaman "Erzurum banisi" oldu?

Kanuni ne zaman
Türkiye'de bir örneği daha var mı bilmiyorum. Şahsen duymadım, "filanca padişahın filanca şehre gelişinin bilmem kaçıncı yılı" diye...
"Peki Fatih ne?" diye soranlar olursa, o bambaşka bir mesele... O, bir çağın kapanması yeni bir çağın açılmasıdır. Yani falanca padişahın filanca şehre gelişi  değildir.
Fikir babası kimdir bilmiyorum. Lakin Büyükşehir Belediyesi'nin, altyapısı iyi çalışılmamış böyle bir konuya balıklama dalması, doğrusu beni şaşırttı. Zira, Kanuni'nin Erzurum'a münhasıran bir ziyareti hiçbir zaman olmamıştır. Erzurum zaten yol üzeridir ve gelip giden orduların adeta zorunlu mola verdikleri bir karargahtır.
4.Murat, Bağdat Seferi'ne giderken Erzurum üzerinden geçti ve burada izleri hala tazeliğini koruyan meşhur top yolunu yaptırdı. Ama bu demek değil ki 4.Murat Erzurum'u ziyaret etti, Erzurum'u ihya etti...
Osmanlı bizim ecdadımızdır ve iyisiyle kötüsüyle bizim tarihimizdir. Dolayısıyla Kanuni de elbette  çok önemli bir padişahtır. Fakat Kanuni "Erzurum'un banisi" filan da değildir hani...
İlla da tarihten bir referans almak istiyorsak ve illa da ecdadımızla rabıtamız kopmasın diliyorsak, bugün Erzurum deyince akla ilk gelen Selçuklular var...
Hele şu şehre bir bakın bakalım ki, Osmanlı mı bu şehri ihya ve imar etmiş, yoksa Selçuklular mı?
Bir kaç camiyi çıkarsanız bu şehirde Osmanlı adına tarihe mal olmuş kaç tane eser var? Ama Selçuklu ve öncesine ait ecdat yadigarı üniversiteler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, hastaneler ve savunma hatları mevcut.
Osmanlı, izlediği politika icabı, yönünü Batı'ya çevirmiş, varsa yoksa Balkanlar'ı kendine güzergah bellemiş bir imparatorluktu. Erzurum ve çevresi de Osmanlı için hiçbir zaman ön karakol ya da askeri karargah olmaktan öteye geçemedi.
Üstelik Yavuz'un Şah İsmail'le, ondan önce Fatih'in Uzun Hasan'la daha evvel de Yıldırım'ın Timur'la olan cenklerinde Erzurum ve civarında binlerce Türkmen kırıldı gitti.
Eğer filanca padişah Erzurum'a geldi, denilecekse; bu mantığa göre Yavuz da, 4. Murat da, Fatih de Yıldırım da doğrudan ya da dolaylı olarak bu topraklardan gelip geçtiler.
"Erzurum'un Banisi Muhteşem Süleyman'ın Erzurum'a Gelişinin 482. Yıldönümü" şeklinde bir başlık, tarihsel bir gerçeğe işaret etse bile siyaseten çok da  anlamlı bir çıkış değil. 
Kanuni, niye Erzurum'un banisi olsun ki? Hele bir tane adı gibi muhteşem bir eserini gösterin bu şehirde... Askeri depo ya da karargah yapmak eser değildir. Dedik ya, 4.Murat da Bağdat Seferi'ne giderken Erzurum'dan geçti ve burada top yolu yaptı. Şimdi bu, bu şehrin imarı maksadıyla mı yapılmış bir hizmettir, yoksa padişahın ordularını yürütmek için yapılan zorunlu bir çalışma mıdır?
Kanuni isteseydi, Çifteler ya da Yakutiye gibi bir eser bu şehre kazandıramaz mıydı? Ama yapmadı. Çünkü ne Kanuni'nin ne de diğer padişahların çok da Erzurum diye ayılıp bayıldıkları bir idealleri yoktu.
Osmanlı da bizim, Selçuklu da, diğerleri de...
Padişah sefere giderken zorunlu olarak kullandığı bir güzergahtan ötürü, o şehri ziyaret etmiş sayılmaz.
Kanuni'nin bütün derdi devası Batı'ya gitmekti, nitekim bunu Viyana'ya kadar da başardı. Ama "Erzurum olmazsa Osmanlı olmaz" diye bir endişesi de meselesi de hiç olmadı. O'nun olmadığı gibi bir çok Padişah'ın da umurunda filan değildik.
Birbirimizi kandırmanın bir anlamı yok...
Şu şehirden Selçuklu ve Cumhuriyeti çıkarın, sonra bakın bakalım ki geriye köyden başka ne kalıyor?
Sayın Başkan alınmasın ama, bana öyle geliyor ki, bu  ileriki yıllarda devamı getirilecek bir proje değil ve fanteziden öte geçmeyecek...
Osmanlı düşmanlığı gibi saçma sapan bir sonuç çıkarılmasın bu söylediklerimden.
"Biz yaparız olur" diyorsanız, diyeceğim söz yok! Lakin bazı şeyleri zorlamayla bir yere oturtamazsınız. Tıpkı Kanuni'nin "Erzurum'un banisi" olması gibi! 


Etiketler : şener
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.