Haber Girişi : 12 Temmuz 2016 09:28

İyi ki de Türkiye'nin KÂMİL'LERİ VAR

İyi ki de Türkiye'nin KÂMİL'LERİ VAR
FETÖ'nün 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden sonra Türkiye'de bir çok şey değişti. Misal; bu süreçte, kimlerin "zor zamanda konuştuğu"na, kimlerin de "amandır, ne olur ne olmaz" diyerek, kaçak güreştiğine tanık olduk.
Türkiye, 17-25 Aralık yargı darbe girişimi ile tam anlamıyla bir yol ayrımına girmişti. 
Türkiye, ya FETÖ'nün yargı ve polis eliyle yapmak istediği "darbe"ye teslim olacaktı, ya da işin ucunda ölüm de olsa bu "darbe"ye karşı duracaktı.
İşte bu noktada üç tür insan karşımıza çıktı: 
-Kayıtsız şartsız darbe girişimini destekleyenler.
-Kayıtsız şartsız darbe girişimine karşı dik duranlar.
-Ne şiş yansın ne kebap anlayışı ile hareket ederek, her iki cenaha da mavi boncuk dağıtanlar. Ki, bu eyyamcı ve hacıyatmazların içinde AK Partili vekil ve bakanlar da vardı. Bazıları öyle inanıyordu ki, gün gelecek (bu elli yıl sonra da olabilir) FETÖ yeniden devlet içerisinde etkili olabilir, bu sebeple onlara karşı durmak hata olur!
Yani Türkiye ateşle imtihan oluyordu.
Yüzyılı bulmayan Cumhuriyet tarihi boyunca, toplam beş askeri darbeye sahne olmuş bir ülkenin evlatları, bu kez öyle bir darbe girişimi ile karşı karşıyaydı ki bu, öncekilere hiç benzemiyordu.
Kuzu postuna bürünmüş bir canavar dikilmişti karşımıza...
Bir elinde seccade ötekinde ay yıldız vardı!
Bu sebepli nice iyi niyetli kimse med cezir yaşadı.
Oysa her şey apaçık ortadaydı:
FETÖ, en başından beri ağa babalarının kendisine yüklediği misyonun gereğini yapmak için "tam zamanı" demişti!
Yanıldı, duvara tosladı!
Çünkü, bu ülkede aklıselim sahibi insanların, kendilerinden daha güçlü olduğu gerçeğini ıskaladı.
Bu sürecin en iyi tarafı, safların netleşmesini sağlaması oldu.
Korkaklar bir yana, vatanperverler bir yana geçti.
İşte o isimlerden biridir, O...
Hiç düşünmeden doğru tarafta yerini aldı ve zerre kadar hukukun dışına çıkmaksızın, bu ülkeyi kan gölüne çevirmek isteyenlerin karşısına dikildi.
Cesur, dürüst, çalışkan ve Türkiye sevdalısı...
O'nun adı Kamil Karabörk...
Polis şefi, aynı zamanda Erzurum Emniyet Müdürü...
Basında çıkan haberlere göre, başka müdürler gibi O da bugün yarın Erzurum'a veda edecek.Çünkü Emniyet'te tayin zamanı...
Nereye gider bilemem, ama bildiğim şudur ki: Bu ülkede, Kamil Karabörk gibi polis şefleri olduğu sürece, değil FETÖ kim gelirse gelsin, bu ülkenin duvarından bir tuğla dahi sökemez.
Onlar ne kadar gözü kara ise, onlardan bir milyon defa daha gözü kara vatan evlatları var bu ülkede... Kamil Karabörk onlardan yalnızca biri...
Kraldan çok kralcı olmadı.
Tepedekilere şirin gözükmek için doğruya eğri, eğriye doğru demedi.
Yasaları ve vicdanını hiç bir zaman torbaya koymadı.
En önemlisi de yaptığı hizmeti, birilerinden aferin almak için değil, ülkesine olan inancı ve sevgisi için yaptı.
Besbelli ki bugün yarın gidecek. Bazı dostları O'nun için tavassutta bulunmuş, en az bir iki yıl daha kalmasını istemişti. Anlaşılıyor ki, dostlarının tavassutu, Kamil Bey'in gitme arzusunun önüne geçememiş.
Olsun...
O görevini layıkıyla yaptı. 
Kaçmıyor, tornistan etmiyor.
En zor zamanda bu şehre geldi ve en namüsait şartlara rağmen, ağlamadan sızlanmadan ve kimseden bir bedel talep etmeden kendisine emanet edilen görevi bihakkın ifa etti.
Bırakın sahte kahramanlar efelenip dursun.
Nasılsa tarih de maişeri vicdan da kimin ne yaptığını ve kimin ne olduğunu en doğru biçimde tescil edecektir.
Kamil Karabörk, Torosların havasından suyundan ve en önemlisi de imanlı ailesinden beslenmiş yağız bir Anadolu delikanlısı...
Tek önceliği Türkiye'nin bekası...
Erzurum, O'nu hep bu yanıyla ve imza attığı başarılarıyla hatırlayacak. 
Öyle ya, O'nun gibiler çok değil...

Allah esirgesin; Türkiye, eğer kimi sahte kahramanların umuduna kalmış olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın ki FETÖ, bugün enine de boyuna da at koşturuyor olacaktı.

Bereket versin ki, bu ülkenin Kamil'leri var.


Etiketler : şener
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.