Haber Girişi : 01 Kasım 2020 23:28

İYİ KANUNLAR KÖTÜ UYGULAYICILAR

İYİ KANUNLAR KÖTÜ UYGULAYICILAR

Hukuk fakültesine adımınızı attığınız günden itibaren adını sıkça duyduğumuz Montesquieu, Kanunların Ruhu Üzerine kitabında, “yönetimin ilkeleri bir kez bozulunca en iyi kanunlar bile kötü olur ve devletin aleyhine işlemeye başlar; fakat ilkeler sağlam ise, kötü kanunlar bile iyi kanunlar gibi işler, zira ilkenin gücü her şeye egemendir” der. Bu ilke ile Montesquieu’nün sözünü ettiği her bir yönetim biçiminde değişen, demokrasilerde kendini kuvvetler ayrılığı olarak gösteren ilkedir. Demokrasilerin temelinin erdem olduğunu söyleyen Montesquieu, bu erdemin vatan sevgisi ve eşitlik ile tezahür edeceğini söyler. Yani insanların kanunları eşitlik ve adaletin temeli olarak görmeleri ve adeta kanunları sevmeleri bunun bir sonucu olarak da onları koruma eğiliminde olmaları beklenir. Kanunları korumanın bir yolu da kamu otoritelerinden çiftçisine kadar herkesin bu kanunları yaşaması, bir diğer ifadeyle uygulamasıdır. Montesquieu, tek başına bir kişinin tüm güçleri (yasama, yürütme, yargı) elinde bulundurduğu ve uzmanlık gerektirsin gerektirmesin her alanda mutlak söz hakkına sahip olduğu yönetimleri istibdat olarak adlandırır. Bu yönetimlerde keyfilik hat safhada olacağından ilkelerden söz etmek mümkün değildir. Ancak asıl tehlike, demokrasi yönetiminde olup temelindeki ilkeler sarsılan devletlerin ilkesizliğe doğru savruluşudur. Bu hallerde yani yönetimin ilkeleri bir kere bozulmaya başladı mı en iyi kanunlar bile kötü uygulayıcıların elinde işe yaramaz olur. İşte geçtiğimiz hafta içlerimizi yakan İzmir depreminde de Montesquieu’nün haklılığı bir kez daha ortaya çıktı. Nasıl mı?

CNN Türk’ün haberine göre İzmir Bayraklı’da yerle bir olan ve onlarca insanın hayatına mal olan Doğanlar ve Rızabey apartmanlarına ilçe belediyesince 2012 ve 2018 yıllarında çürük raporu verilmişti. Belediye tarafından verilen Bina Deprem Riski Değerlendirme Raporu’nda uzmanlar, yapının beton kalitesinin düşük olması başta olmak üzere bir dizi teknik sebepten detaylı analizin ve tedbirlerin gerektiğini belirtmişti. Üstelik Rızabey apartmanı bu rapor çerçevesinde 4 yıl önce depreme karşı güçlendirilmişti. Belediyenin bu işle ilgilenen biriminin rapor hazırlamasını ve hatta güçlendirme çalışmalarına gidilmesini düşündüğümüzde ülkemizdeki deprem ile ilgili normların tedbir almaya yönelik, insan hayatını önemseyen normlar olduğunu görmek mümkün. Ancak mesele uygulayıcılara gelince; apartman sakinlerinden belediye yetkililerine en çok da güçlendirme yaptığını iddia eden şirkete kadar herkesin, bu normu elinde eğip büktüğünü kendi işine gelecek biçimde kullandığını ve nihayetinde normun iyi norm olma vasfına dair geride hiçbir şey kalmadığını görüyoruz.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı kanun çevresinde de aynı tartışmayı yürütmüş ve ülkemizin kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik en modern yasalardan birine sahip olduğunu ancak toplumdaki bilincin ve uygulayıcıların bu konuda eksik kaldığını söylemiştik. İşte aynı konu bir kez daha gündeme geldi ve üstelik yine canımızı yakarak. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.