Haber Girişi : 23 Mart 2020 00:34

İNSAN DAVRANIŞI NEDENSİZ MİDİR?

İNSAN DAVRANIŞI NEDENSİZ MİDİR?
17 Mart Salı günü saat 11.15‘de TRT Erzurum Radyosu’nda Atatürk Üniversitesi
Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi değerli hocamız Prof. Dr. Samih Bayrakçeken “Motivasyon ve Öğrenci Başarısı” konulu bir konuşma yaptı. Ben de bu konuşmayı dinledim. İstedim ki bu konuyu okurlarımla da paylaşayım.
Bu bilgileri sizlerle paylaşmama müsaade eden hocama teşekkür ederim.
Program yapımcısı Bayrakçeken’e motivasyon ne demektir diyerek programı başlattı.
Bayrakçeken öncelikle kendilerini konuşmacı olarak davet eden TRT’ye, topluma
hizmet çalışmaları konusunda tüm öğretim elemanlarını motive eden Atatürk
Üniversitesi Rektörüne, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dekanına ve tüm çalışma
arkadaşlarına teşekkür ederek konuşmasına başladı. Bayrakçeken, motivasyon kavramının daha iyi anlaşılması için şu soruları sordu:
Yaptığımız şeyleri neden yapıyoruz?
İnsan davranışları nedensiz midir?
Bazı öğrenciler çok başarılıyken bazıları neden daha az başarılıdırlar?
Bazı öğrenciler neden sınıfa geç gelip erken terk ederken, bazıları erkenden gelerek
geç terk etmektedirler?
Bu soruların cevabını motivasyon ya da daha Türkçe söylenişiyle güdülenme kavramında bulmaktayız. Son derece geniş anlamları içerisinde barındıran motivasyon kavramının; bakış açısına, disipline ve tanımı yapan kişiye göre birçok tanımı bulunmaktadır.
Bayrakçeken, motivasyon kavramının birkaç farklı tanımını verdi.
Motivasyon, fiziksel ve psikolojik ihtiyaçların karşılanması için faaliyetlerin başlatıldığı, yönlendirildiği ve sürdürüldüğü bir süreçtir.
Bir başka tanımı ise motivasyon ; düşünme, hissetme ve davranış biçimini değiştirmenin bir yoludur.
Yine motivasyon, kişilerin belli amaçları gerçekleştirmek için kendi arzu ve istekleriyle davranmalarıdır.
Motivasyon davranışa yön veren güçtür.
Motivasyon hedeflerimize ulaşmaya, daha tatmin edici hissetmeye ve genel yaşam kalitemizi artırmaya iten şeydir.
“Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.” Ralph Waldo Emerson
Hacı Bektaş Veli de insanın ne kadar yüksek bir potansiyele sahip olduğunu ifade
etmek için, “Her ne ararsan kendinde ara” der.
Başka bir ifadeyle motivasyon bir amacımızı gerçekleştirmek için coşkuyla harekete
geçmektir. Motivasyon enerji demektir, sevgi demektir, sabır demektir, coşku demektir, huzur demektir, üretim demektir, kalite demektir.
Atalarımız ne güzel demiştir:
“Nerede hareket orada bereket.”
“İşleyen demir ışıldar.”
Öyle anlaşılıyor ki, insan davranışları nedensiz olmayıp; istekleri, arzuları, ihtiyaçları, değerleri, algıları, dürtüleri ve inançları kapsamaktadır.
İnsan arzu ve istekleri dahası hayalleri sınırsız olduğundan motivasyon da devam
eden bir süreçtir. İnsan durağan değil faal olma özelliği ile yaratılmıştır. İnsan biyolojik yapısı, çevresi, bilgisi ve duygusu ile davranışlarını gerçekleştirmektedir. Bu nedenlerden ötürüdür ki, insanlar farklı tür ve düzeyde motivasyon davranışları
sergilemektedir.
Bayrakçeken şu örneği verdi: Dünya tarihini öğrenmeye çalışan iki öğrencilerden
biri yüksek not almak için çalırken, diğeri içten gelen öğrenme isteğinden dolayı öğrenmeye çalışıyor olabilir.
Yine motivasyonu daha iyi anlamak için Bayrakçen içsel ve dışsal motivasyon
olarak ikiye ayırdı.
Dışsal motivasyon; ödül veya ceza olarak yani “havuç” veya “sopa” ile gerçekleşmektedir.
Genellikle , öğrenciler için not, çalışanlar için de maaş dış motivasyon kaynağı olarak görülebilir.
İçsel motivasyon ise daha kalıcı ve güçlü olması nedeniyle dışsala tercih
edilmektedir. İçsel motivasyonda birey dış ödül ya da korkuyla değil, içinden gelen
arzu ve istekle motive olmaktadır. Yani içsel motivasyonda yapılan işin kendisi, ödül olmaktadır.
Örnek olarak matematiği seven bir öğrencinin matematik çalışmasında motivasyon
kaynağı matematiği sevmesidir.
Radyo programcısı ikinci soru olarak motivasyonun önemini sordu. Bayrakçeken
şu cevabı verdi: Eğitimci Terrell H.Bell der ki;
“Eğitim hakkında hatırlanması gereken üç şey vardır. “Birincisi motivasyon,
ikincisi motivasyon, üçüncüsü motivasyon.”
Ayrıca çok sayıda yapılan bilimsel araştırmalar ortaya koymaktadır ki; çok başarılı
insan ile az başarılı insan arasındaki temel fark, yeterli bir motivasyona sahip olmak ya da olmamakla ilgilidir. Thomas Browne:
“Aradığınız tüm mucizeler içinizdedir.” sözü bunun en güzel ifadesidir.
Bir otomobil en ileri teknolojiyle üretilse bile hareket etmesi için enerjiye ihtiyacı vardır.
İnsanlar da ne kadar yetenekli, becerikli, bilgili olurlarsa olsunlar motivasyon yoksa
yani onları isteklendiren, harekete sevk eden bir faktör(veya güdü) yoksa bir faaliyet
göstermeyeceklerdir.
Motivasyon herkes için önemlidir. Günlük hayatımızı motivasyon olmadan mutlu bir
şekilde yaşayamayız. Motivasyon düşünme, hissetme ve davranış biçimimizi değiştirmenin bir yoludur. Örneğin okullarda öğrenci başarılarının artırılması, okul bırakma olaylarının azaltılması, öğrenci ve öğretmenlerin daha mutlu olması için motivasyon birinci derecede etkiye sahiptir.
Yine eğitim, sağlık, spor, kurum ve kuruluşlarda verimli çalışma ve iş barışı için de
kritik faktörün motivasyon olduğu söylenebilir.
Örneğin bir kişi zayıflamak için diyet yapacaksa, hedef koyup, sabırla ve sebatla bu
hedefini gerçekleştirir. Çünkü hedefe ulaşma insan için bir arzudur. Motive olmuş
davranışlarda; enerjiklik, yoğun gayret, hedefe odaklanmışlık ve kararlılık belirgin
özelliklerdir.
Üçüncü olarak Bayrakçeken’e şu soru yöneltildi.
Öğrencilerimizin öğrenme motivasyonları nasıl artırılabilir?
Eğitim üç önemli ayak üzerine oturmaktadır; öğrenci, öğretmen ve aile. Her üçüne
de önemli görevler düşmektedir.
Bayrakçeken velilerin öğrencileri motive etmek adına yaptıkları bazı yanlışlara parmak bastı. Çocuklarını başka çocuklarla mukayese etmemek.
Yaşanmış bir kıyaslama örneği olarak şu örneği verdi: Hamam işletmekte olan bir
baba, çocuğuna kızarak komşuları olan albayın çocuğunun notları çok yüksek, seninki neden düşük, niçin çalışmıyorsun? dediğinde çocuk da karşı kıyaslamaya geçerek babasına: Sen niye albay olmadın da hamamcı oldun” şeklinde cevap verir. Bu çocuk sonradan öğretmen olup milli eğitim müdürlüğü makamına kadar yükselmiştir.
Demek ki bu türden yargılayıcı davranışlar öğrencilerin karşı yargılamasına neden olmaktadır.
“Yargılamayınız ki yargılanmayasınız.” sözü de bu durumu ne güzel ifade etmektedir.
İnsan hayatında öğüt ve nasihat yerinde olursa güzeldir. Çocuklarımıza zaman
zaman deneyimli birsi olarak öğüt vermek yararlı olabilir. Ancak bu sık ve bıktırıcı
olursa ters teperek, yararlı olmaz.
Öğrenciye parmak sallamak, gelecekle ilgili derin kaygı uyandırmak, korku salmak
motivasyonu artırmayıp azaltır. Örneğin, böyle çalışırsan fen lisesini rüyanda görürsün!Tehdit etmek de kaygıyı derinleştirmekten başka işe yaramamaktadır. Dışarıya çıkmasına izin vermeyeceğini, istemediği okula göndereceğini, telefonunu elinden alacağını söylemek gibi veli davranışlarından kaçınılmalıdır.
Ebeveyniler zaman zaman kendi hayatlarından örnekler verebilirler. Ancak bunu
sıklıkla yapmaya kalkarlarsa çocuğun motivasyonu üzerinde olumlu bir etkisi olmayacaktır.
Çocuğumuz bizim ne rakibimiz ne de düşmanımızdır.
Sürekli ders çalış demek yine fayda yerine zarar verir. Güvendiğini sürekli söylemek
de baskıya dönüşmektedir. Bu durum belki çalışma motivasyonunu düşürmez
ama sınav kaygısını artırır. Çocuk sınav esnasında sürekli babasının baskısını hatırlayarak başarısını düşürecektir.
Motivasyonda hedef elbette önemelidir.
Bunu yukarıda belirtmiştik. Ancak çocuğun kapasitesini aşan bir yüksek hedef onun çalışma motivasyonunu düşürecek ve öz güvenini sarsacaktır.
Ailelerin yapması gerekenler ise çocuklarını iyi tanımaları, birlikte plan yaparak kararlar alıp bu kararları takip etmeleri, çocuklarına güzel sıfatlar vermeleridir.
Konuşmasının son sözleri olarak Bayrakçeken hocamız, değerli öğretmenlerimizin
zaten bu işin uzmanı olduklarından onlara yönelik çok fazla bir şeyler söyleme
gerek olmadığını ifade ederek, veli ve öğretmenlerin yanında toplumdaki tüm yetişkinlerin de çocuklarla diyaloglarında; motivasyonun en önemli faktörü olan çocukların öz yeterliklerini kaybettirmemeleri, kendilerine güven duymalarını sağlamaları, onlara değerli oldukları duygusunu vermeleri beklenir.
Bayrakçeken, bütün insan ilişkilerinde özellikle de öğrencilerle olan iletişimde üç
“S’’ diye nitelendirdiği “sabır, sevgi ve saygının” ön planda tutulmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
Ben de bunlara ilave olarak en büyük eksikliklerimizden birisi de; yapılan işlerde
birçok zaman emeği küçümseyerek bırak takdir ve teşekkür etmeyi en acımasızca
hak etmediği eleştirileri yöneltme alışkanlığımızdır.
Bu alışkanlığımız insanımızın şevkini, heyecanını, çalışma isteğini ve kısaca
motivasyonunu yok etmektedir. En önemli varlığımız olan nitelikli insan kaynağımız
heba olmaktadır.
Atatürk’ün; yakılmış, yıkılmış ve bütün umutların yitirilmiş olduğu bir ülkede bir lider olarak yüksek bir motivasyonla çıkıp milletini de motive ederek bağımsız, onurlu ve şerefli bir devlet kurmuş olması buna en güzel örnektir. Bu da gösteriyor ki, yüksek motivasyonla ülkemiz insanı ne mucizeler ortaya koyabilmektedir.
Annesine, babasına dahası Yüce Allah’a şükretmek ne güzel bir davranıştır. Rahman
suresi ilk 4 ayetlerinde Yüce Allah’ın insana, sıfatlarından Rahman sıfatını (örneğin kahharı değil) öne çıkararak Kur’an’ı öğretmesi eğitimde sevginin temel bir değer olması gerekliliğine ne güzel bir örnektir.
“Rahman, Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı.
Ona açıklamayı/konuşmayı öğretti.”
Hayatımızda erdemli işler yapmamıza iki temel motivasyon nedeni vardır: Hayatta olmamız gerçeği ve ölüm gerçeği. “O, hanginizin daha güzel barışçı iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” Mülk, 2.
Not: Dünyayı saran corona virüs salgınıyla başa çıkmamız için devletimizin önerdiği
tedbirlere uymadaki motivasyonumuzu yüksek tutmamız gerekir. Böylece bu salgının ülkemizde en kısa zamanda önlenmesi amacına İnşallah ulaşılacaktır.
Tüm insanlık ailesine geçmiş olsun.
Etiketler : zübeyir
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.