Haber Girişi : 21 Ocak 2016 21:45

HABLULLAH: ALLAH'IN İPİ

HABLULLAH: ALLAH'IN İPİ

Genellikle Kur'ân-ı Kerîm'i ifade ettiği kabul edilen bir Kur'an tabiridir "hablullah".

Sözlükte "ip, bağ, sebep, vasıta, damar" gibi manalara gelen "habl" kelimesi mecazi olarak "ahid, zimmet, eman" anlamlarında da kullanılmaktadır.

"Habl" kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de ikisi çoğul (hibâl) olmak üzere yedi yerde geçmektedir. Bunlardan üçü "ip" (Taha: 66; Şuara: 44; Tebbet:5), ikisi "ahid ve zimmet" (Âl-i İmrân:112), biri de "damar" (Kāf :16) manasında kullanılmıştır.

Âl-i İmrân sûresinin 103. âyetinde geçen "hablullah" kelimesi ise bütün müfessirlerce mecazi bir ifade kabul edilmiş ve şöyle yorumlanmıştır: Bundan maksat Allah'ın kitabıdır. Kur'an, tıpkı derin bir çukura düşmüş insana tutunup kurtulması için yukarıdan sarkıtılan ip gibi semadan arza uzatılmış bir hidayet nurudur. Başka bir açıklamaya göre ise Kur'an, insanın tehlikeli bir yolda yürürken düşmemek için tutunup güvenlik içinde ilerlemesini sağlayan bir emniyet bağıdır. Ona sarılan tehlikeden ve helâk olmaktan kurtulur, selâmete ulaşır.

"Hablullah" tabirinin Kur'an'ı ifade ettiğini belirten hadisler de mevcuttur. Nitekim Hz. Peygamber, Allah'ın kitabının semadan arza uzatılan bir ip olduğunu, ona sarılan kişinin hidayete ereceğini, onu terk edenin ise sapıklığa düşeceğini, onda akla durgunluk veren tükenmez harikalar bulunduğunu ifade etmiştir

Âl-i İmrân sûresinin 103. âyetinde, "Hablullaha sarılın" buyruğunun ardından "Bölünüp parçalanmayın" emrinin yer aldığı dikkate alınarak bu tabirle ümmet birliğinin veya bu birliği sağlayan bağların kastedilmiş olabileceği de düşünülmelidir.

Al-i İmran Suresinin 103'üncü ayeti şöyledir:

"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz."

Bu ayette geçen "Allah'ın ipi" ifadesi, Kur'an müfessirleri tarafından "Allah'ın kitabı, dini" şeklinde anlaşılmıştır. Ayette geçen "Bir ateş çukurunun kenarında idiniz" ifadesindeki mecaz da, Kur'an'ın edebi icazında, bu çukurdan kurtarmak için bir ip uzatmak mecazını beraberinde getirmiştir.

Şu ayetler ise "İ'tisam billah - Allah'a sarılma" ifadesinin yer aldığı Kur'an ayetleridir:

"Size Allah'ın ayetleri okunmakta ve O'nun Elçisi de aranızda iken nasıl inkar edersiniz? Kim Allah'a sarılırsa muhakkak ki o, doğru yola iletilmiştir. (Ali İmran, 101)

"Ancak tevbe edenler, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar hariç: Zira bunlar müminlerle birlikte olacaklardır ve zamanı geldiğinde Allah bütün müminlere büyük bir mükafat bahşedecektir. (Nisa, 146)

"Allah'a inanıp O'na sımsıkı sarılanları (Allah), kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varan dosdoğru yola iletecektir. (Nisa, 175)

Aslında "Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak" çağrısı da "Allah'a sarılmak" çağrısı da, "parçalanıp ayrılmayın, fırka fırka olmayın, birlik ve beraberlik içinde olun" çağrısıdır. Bunlar bir anlamda "kafaları toparlama""Allah'ın kitabında, dininde" buluşma, bütünleşme, kendine gelme çağrısıdır.

Ayrıca böyle bir kafa karışıklığının dünya ve ebedi alemde insanı "Ateş çukuruna düşürme" tehlikesine işaret edilmektedir. Nitekim Ali İmran Suresinin 103'üncü ayetinde "Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak" ifadesi geçerken, yukarıya aldığımız 101'inci ayetinde"Allah'a sarılmak" ifadesi geçmekte, bu iki ayetin arasındaki 102'inci ayette ise şu çağrı yapılmaktadır.

"Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin. Ancak Müslümanlar olarak can verin." (Ali İmran, 102)

Evet! Gönülden bağlanılması gereken Allah'tır.

Dost Allah'tır! O'na sarılın. Ancak O'nun dost olduğunu hissederek, ancak O'nun yardım edebileceğini, O'nun mutlak kudret ve hüküm sahibi olduğunu, O'nun hayat verip dirilteceğini bilerek, inanarak O'na yönelen, O'na sarılan, O'na tutunan, tutunulması gerekene tutunmuş olur.

O güzel Mevla'dan, O güzel Yardımcı'dan, O keremi bol olandan, O rahmeti sonsuz olandan, O Rauf, O Rahim, O Vedud, O Gaffar, O Settar, O Tevvab olandan bizim kalplerimizi,  zihinlerimizi toparlamamıza yardım etmesini, zatına tutunmamız için gönüllerimize dirayet vermesini dilemekten başka ne yapabiliriz ki?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.