Bugün yarın derken günü geldi, seçimler yapıldı, hayırlı olsun dilekleri ile olay tamamlandı.
Kabinede iki kadın bakan yer alıyor, birisi KADEM Ankara temsilcisi Zehra Zümrüt SELÇUKtu, kendisini tanımış olmanın gururu ile çok mutlu olduk elbette, insanlık mektebinin ilk öğretmeni olan kadın devlet yönetiminde yer aldı. Bu yönetimde ne kadar aktif olacaklar, bekleyip göreceğiz, dileğimiz o ki başarılı olsunlar hem de çok başarılı.
Elbette ki yurdumuzda yaşanan her konu vatandaş olarak kadın-erkek hepimizi ilgilendiriyor Ama kız evladı da erkek evladı da yetiştiren biz anneleri en çok aile ile ilgili konular ilgilendiriyor.
Yeni Kadın Bakanımız ile görüşmek ona bir takım veriler sunmak isteriz. En büyük handikabımız aile kurumunun yok olmaya başlaması. Avrupalıları örnek alıyoruz ama olumsuz yanlarını maalesef. Aile mefhumu ortadan kalkıyor
İmdaaaattttt
Evet, bu bir imdat çağrısıdır. Bir tarihte Marmariste orman yangını çıkmıştı ve radyolar insanları yangını söndürmek için sürekli çağrı yapıyorlar ve bu bir imdat çağrısıdır diye vurguluyorlardı, bu cümle benim hıçkıra hıçkıra ağlamama sebep olmuştu.
Evet, Sayın Bakanımız bu bir imdat çağrısıdır. Ülkemizde korkunç boyutlarda bir aile içi deformasyon var, akla hayale gelmeyecek olaylar yaşanıyor
İmdat
Ananın evlada, kocanın karısına, kardeşin kardeşe yani kısaca hiç kimsenin hiç kimseye tahammülü yok
Aile içi şiddet, ensest ilişki, cinsel taciz sürekli gündemde yer almaya başladı.
Kendisini istemeyen çocuklarının anası olan kadını almakta hak, boşanmakta hak demeden acımasızca öldürüyor erkekler
Miras için acımasızca kardeşler birbirini katlediyor, anne ve babalarını öldürebiliyorlar, hatta bir torun üç kuruş aylığı için büyükannesine tecavüz edip, onu öldürüyor
Anneler külliyen kudurdular, şiddet görüyor olabilirler tamam da öz be öz çocuklarını nasıl öldürebiliyorlar akıl alır gibi değil. Bu duruma paralel cinsel taciz dâhil yoğun şiddetin olduğu sevgisiz ortamda hasbelkader büyüyen çocukların sayısı her geçen gün artıyor
Globalleşen dünyada sadece çıkar ilişkileri yaşanıyor ve insanların sevgi bağlarının en yoğun olduğu aile kurumu çatırdıyor
İmdaaattttt
Bir önce ki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile içi şiddetin yeni yol haritasını belirleyeceklerini belirtmişti
Yasal, ekonomik ve sosyal alanda birçok tedbir alınmasına rağmen kadınlara yönelik şiddet azalmak yerine çoğalarak devam ediyor... Bu konuda yeni politikaların belirlenmesi ve bilimsel anlamda bir veri tabanı oluşturularak şiddetin gerçek sebeplerinin ortaya konulması gerekir
Gözlemlerimize göre; kadına şiddet konusunda bakanlık olarak bir istatistiklerinin ve veri tabanlarının olmadığını görüyoruz.
Yurdumuzda bugüne kadınlar ile ilgili hiçbir konuda yapılmadığı gibi bu konularda bir veri analizi yoktur. Kadın cinayetleri konusunda yılda 300lü sayılardan bahsediliyor, ama bunun bilimsel bir altyapısı yok. Şiddetin gerçek sebepleri ortaya çıkarmak için de bir veri tabanının oluşması önemli. Şiddet nasıl ortaya çıkıyor, ekonomik mi, sosyal mi, psikolojik mi buna veriler ışığında bakmak, ona göre tedbir almak lazım
Uygulanacak politikalar bu veriler üzerinden yapılmalı.
Ana-baba saygıda kusur edilmeyecek diye öğrenmiştik ama şimdiki gençlikte hiç yok, suçlu kim? Büyüklere, komşulara, arkadaşlara, akrabalara hatta Ramazan dâhil özel gün ve gecelere saygı yok suçlusu kim? Sevgi zaten hiç yok. At izi it izine karıştı. Varsa sapıklık yoksa sapıklık
Babalar, abiler, dayılar, amcalar ensest için sıraya girmişler
Karısından ayrılan erkekler, kadının ana-babasının, kardeşlerinin hatta sülalesinin kökünü almaya programlanarak orta yerde katliamlar yapıyorlar.
Evet, Sayın Bakan, değerli yetkililer aile kurumu çatır çatır çatırdıyor Sayın Bakan, bedenimiz ve namusumuz kısaca hayatımız şiddet sarmalı içerisinde
İmdaaaattttt