Haber Girişi : 05 Kasım 2018 10:31

ERZURUM AŞIĞI BİR ÇILGIN YÜREK - Abdürrahim Şerif Beygu

ERZURUM AŞIĞI BİR ÇILGIN YÜREK - Abdürrahim Şerif Beygu
Soyadını,  Saltukoğullarının kurucusu Saltuk Bey’in amcası “İnanç Beygu” dan alacak kadar Erzurum sevdalısı olan Abdürrahim Şerif Beygu, meşakkatle geçen kısa ömrüne büyük hizmetler sığdırmış önemli bir ilim adamı ve örnek bir şahsiyettir.
Ahıska Türk’ü bir aileye mensup olan Abdürrahim Şerif Beygu, 1893 yılında Erzurum’da doğmuş ilk tahsilini Erzurum Numûne Mektebi’nde yapmış daha sonra devam ettiği Erzurum İdadîsi’ni Birinci Cihan Harbi’nin çıkmasıyla yarıda bırakmıştır.
Bir ara Albayrak Matbaa ve Gazetesi’nde mürettip olarak çalışan Abdürrahim Şerif Beygü, Erzurum’un Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine ailesiyle birlikte göç kervanlarına katılarak Tokat’a gitmek için yola çıkmış, bu çileli yolculukta annesini ve eşini kaybedip beş parasız kalmıştır.
Yaşadığı tüm sıkıntılardan sonra yol güzergâhı üzerindeki Sivas’ta şansı dönen A.Şerif Beygu, Vilayet Matbaası’nda iş bulmuş bu süreçte katılmış olduğu “muallim muavinliği” kursunu pekiyi derece ile bitirerek öğretmen olmuş ve ilk öğretmenliğe Erba İptidai Mektebin’de başlamıştır.
Kayseride bir müddet yedek öğretmenlik yapan Beygu, tayin olduğu Konya’da Darulmuallim’ine kayıt yaptırmış, burayı bitirdikten sonra öğretmen olmuş, bilahare uzun yıllardan beri özlemini çektiği Erzurum’a dönerek Erzurum Sultanisi’nde görevine başlamıştır.  
1923 yılında Bitlis Lisesi’nin ortaokul kısmına müdür olarak tayin edilmesi kaderin güzel bir tecellisi olmuş, Ahlat Kitabeleri, tanınmak ve keşfedilmek için sanki Abdürrahim Şerif Beygu’yu  beklemiştir.
At sırtında gördüğü Ahlat Kitabeleri’ni gün yüzüne çıkarmak için olağanüstü fedakârlıkta bulunan A.Ş. Beygu bu aşamada tatillerini bile İstanbul kütüphanelerinde, vakıf ve tapu dairelerinde geçirmiş, eşkıya tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Sıtkı Dursunoğlu ,Abdurrahim Şerif Beygu’nun bu çalışmasını “Anadolu Türk tarihinin en bakir ve karanlık safhasını onun “AHLAT KİTABELERİ” ile tanıdık. Taşın ve yazının kekeme dilini günlerce mihnetli kağnı yollarını aşarak, ev diye oyuklarda yatarak, çok kere ekmeğine katık bulamayarak o çözdü. Büyük müsteşrikler (Batılı bilim adamları) tarafından takdir edilen bu eser, yarınki Anadolu tarihçisinin en kuvvetli kaynağı olacaktır” sözleri ile ifade etmektedir.
A.Ş. Beygu, Bitlis’teki görevinden sonra 1924 yılında Gümüşhane’ye tayin olmuş 1926 yılında Erzurum Erkek Muallim Mektebi’nde göreve başlamıştır.
“Tarihçi olunmaz Tarihçi doğulur” sözünü doğrular bir kişiliğe sahip olan  A.Şerif Beygu, küçük yaşında tarihe ilgi duymasından dolayı arkadaşları arasında “Heradot” ismi ile ün yapmıştır.
Kısıtlı imkânlara ve zor şartlara rağmen kültür değerlerinin izini sürmek için olağanüstü bir gayretle çalışan A. Şerif Beygu, Doğu Anadolu’yu baştan başa dolaşmış ,gördüğü her kültür mirasını incelemiş fotoğraflarını çekmiştir.
A.Şerif Beygu’nun “Erzurum Tarihi, Anıtları, Kitabeleri 1” isimli eseri bu özverili çalışmanın bir ürünü olmuştur.
Beygu, bu eseri ortaya koyarken çok büyük maddi ve manevi sıkıntılar yaşamıştır.
Ailesinin nafakasından fedakârlık eden Beygu, “Erzurum Tarihi” kitabını bastırmak için İstanbul’a gitmiş, burada kaldığı üç buçuk aylık sürede tabir yerindeyse elinde avucunda ne varsa vermiş, bu esnada “İnanç” adındaki çocuğunun ağır hasta olduğu haberi kendisine ulaşmıştır.
Çocuğunun hastalığı ve eserinin basılıyor olması esnasında Beygu, Erzurum’a dönmeyerek bir nevi eserini çocuğuna tercih etmiştir.
“Erzurum Tarihi” baskıdan çıktığında çocuğunun ölüm haberi  kendisine ulaşmış acı ve sevinç arsında kalan A.Şerif Beygu “ÇOCUĞUM ÖLÜRKEN ESRİM DOĞDU” diyerek yüreğine taş basmış ve beş parasız bir halde Erzurum’a dönmüştür.
A.Şerif Beygu, iki cilt olarak çıkarmayı düşündüğü bu eserin ne yazık ki  birinci cildini çıkarabilmiştir. 
A.Şerif Beygu’nun 1939 yılında yayımlanan  “Şimendiferin Kavuştuğu Gün Erzurum” isimli bir kitabı da bulunmaktadır.
1931-43 yılları arasında Erzurum Lisesi’nde çalışan Beygu, artan hastalığı yüzünden Eskişehir’e kendi isteği ile tayin olmuş  14 Kasım 1944 yılında burada vefat etmiştir. 
A.Şerif Beygu’nun Edibe Hanım’la olan evliliğinden beş çocuğu olmuştur.
Arkadaşı Sıtkı Dursunoğlu’nun ifadesiyle ”ihtiyar yaşayıp genç ölen” A. Şerif Beygu’nun ismi Erzurum da bir okula verilmiştir.
  Beygu’nun arşivi, ölümünden 72 yıl sonra hayattaki kızı Türkân Hanım tarafından Erzurum kültürüne kazandırılmak üzere bağışlanmıştır.
Bu bağış, Erzurum Teknik Üniversitesi’nin bünyesinde Erzurum Şehir Arşivi’nin kurulmasına vesile olmuştur.             
Kaynakça.Elmalı Naci-Küçükuğurlu Murat, Erzurum’un Yüzleri Abdürrahim Şerif Beygü, Erzurum, 2015
Etiketler : erdal güzel
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.