EĞİTİM SİSTEMİMİZİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ - XIV

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ İŞLEK BİR VİZYONU OLMALIDIR.

a- Vizyon ve Vizyon Kavramı:

Kurumların/yönetimlerin muhakkak işlek/fonksiyonel bir vizyonu olmalıdır. Fonksiyonel vizyonu olan yönetimler, sürekli olarak kurumlarını iyileştirir, geliştirir, geleceğe hazırlar ve ileriye götürürler. Vizyonu olmayan ya da işlek bir vizyonu bulunmayan yönetimler ise, günlük koşuşturmalar arasında/rutinde kalır, orada boğulur ve asla kurumlarını ileriye götüremezler. Hayat ilerleyip gider, onlar geride kalırlar.

Kelime olarak Vizyon hayal, hayal gücü, imgelem, ileri görüş, ideal (Kızılelma), öngörü gibi anlamlara gelmektedir.

Kavram olaraksa, gelecekte ulaşılmak istenen durumun, varılmak istenen noktanın canlı bir hayali, geleceğin yaşayan bir resmi olarak nitelendirilir. Ya da gelecekte kurum için belirlenmiş olan ortak amaçları, hedefleri ve inançları ifade eder. Yine o, kurumun ortalama 10 yıl sonra hangi noktada olmak istediğini veya hangi noktada olacağını; geleceğe dair muhtemel gerçekçi hedeflerini açıklar.

Vizyon, mevcut gerçekler ile gelecekte beklenen şartları birleştirerek, kurum için arzu edilen bir gelecek tasarımı oluşturmaktır.

Vizyon, imkânsız tahminler yapmak ya da hayaller kurmak değil, gelecek için kararlar almaktır.

Vizyon, kendiliğinden gerçekleşmeyecek, ancak gerekli çabaların harcanması göze alınırsa, başarılabilecek bir ideali tanımlar; 

Fonksiyonel/işlek bir vizyon kurumlara kısaca şu katkılar sağlar:

- Kurumsal amaçların belirlenmesini ve başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlar.

- Kurum yönetimini günlük koşuşturmaların/rutinin içerisinde boğulmaktan kurtarır. Yönetimi, kurumu iyileştirme, geliştirme ve geleceğe hazırlama anlayışına ulaştırır.

- Kurumun belirlediği stratejilerin gerçekleştirilebilmesi için kontrol mekanizması oluşturur.

- Karar alma mekanizmasının bir kapsam içinde kalmasına yardım eder.

- Stratejik plana temel teşkil eder; kurumda değişimi başlatır ve geliştirir. 

- Kurum kültürünü oluşturulmasına imkân verir; amaç birliğini sağlar.

- Çalışanların kuruma olan aidiyet duygusunu arttırır.

 

b- Milli Eğitim Bakanlığına bir Vizyonu Önerisi:       

Bugün, ülkemiz ve dünyanın gelmiş olduğu durumu göz önüne alarak Milli Eğitim Bakanlığı fonksiyonel, net ve yaygın bir vizyon hazırlamalıdır. Bunun için Bakanlık üniversitelerle, kendi teşkilatıyla, öğrenci, veli ve diğer ilgililerle ‘vizyon geliştirme teknikleri’ çerçevesinde bir çalışma başlatıp, ülkemiz açısından 21.y.yılın vizyonunu geliştirmelidir. Bana göre bu vizyonda şu ögeler olmalıdır:

* MEB, beklentilerin altında kalmış olan eğitim sistemimizi kısa zamanda daha verimli, kaliteli, üretken ve rasyonel olarak çalıştırmış ve her şeyiyle sistemi geliştirmiş olmayı;

* Sistemi dönüştürerek, 10 yıl içerisinde, kendi dünya görüşümüz ekseninde ve çağın doğru bilgilerinden de yararlanarak, kendi eğitim felsefemiz, insan felsefemiz ve bilgi/bilim felsefemize göre; yerli ama dünya ile boy ölçüşecek bir eğitim sistemi kurmuş olmayı;

* Bu süre zarfında fikri, ilmi, sanatsal ve teknolojik üretim ve gelişmeye yönelik aşk, vecd, çalışma ve üretme istek ve özelliğimizi yeniden canlandırıp ortaya çıkarmış olmayı;

* Düşünme ve üretkenliği, bilim ve teknoloji üretme yöntem ve prensiplerini; Harizmi, Fergani, el Bettani, İbn Sina, Gazzali, İbn Haldun, el Biruni gibi Medeniyetimizin yıldızlarını ve çağımızın üretken bilim adamlarını yeni nesillerle güçlü bir şekilde ilişkilendirip, bilim ve teknoloji üretme güç ve yeteneğimizi yeniden inşa etmiş olmayı;

* Muasır medeniyetin üzerine çıkmayı değil, onun bütün çirkinliklerini de orta yere sererek, ona alternatif hatta ondan daha üstün özellikleri olan bir medeniyet projesini topluma sunmayı;

* Özellikle Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ve Abdülhamit’te billurlaşan ve bugün bizden koparılmış olan ruh zenginliğimizi, fedakârlık, yardımlaşma, paylaşma, hak ve adalet duygumuzu, zalime karşı, mazlumdan yana olan tavrımızı yeniden ihya etmiş olmayı;

* Devletimizin kuruluşunda Devletle Millet; Devletin dünya görüşü ile Milletin dünya görüşü; geçmişle bugün ve gelecek; kültürümüzle bugünkü nesiller; bilimle İslam, bilimle kültürümüz ve tarihimiz; Ülkemiz ile gönül coğrafyamız ve daha pek çok alanda zıtlıkları/ çe-lişkileri kaldırıp bunları birbirine bağlamış olmayı;

* Halkı ve Devletiyle Ülkemizin yeniden dirilişi, yeni bir medeniyet oluşturulması ve ‘yeniden adalet için’ tarih sahnesine çıkılmasına çaba gösterilmesini projelendirmiş olmayı;

* Milletimizin ve Devletimizin yeniden ‘Nizam-ı Âlem’ davasını üstlenmesini sağlamış olmayı esas almalıdır.

Böylece şu anda insanlığın içine düşürülmüş olduğu ‘tekdüzeliğe’, ‘tektipliğe’ ve ‘çağ körleşmesine’ son verecek alternatif bir ‘eğitim sistemi’ oluşturmuş olmayı hedef edinmelidir.

Milletimiz yaklaşık üç asırlık bir aradan sonra da olsa, bu vizyonu yeniden üstlenip ülkemize, gönül coğrafyamıza ve insanlığa karşı iyilik ve fedakârlık bayrağını yeniden dalgalandırmalıdır. Çünkü hepimizin, bütün insanlığın buna çok ihtiyacı var.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ... 24 Haziran 2022 00:29

    Tahminince Egitim politikaları kurul üyesi yazarın yukardaki yazısında Meb in egitim sisteminde beklentilerin altında kalmış olduğunu tespit etmiş olması özelestirel bir yaklaşım olmuş.20 yılda egitimde bu sonuca varmakta çok üzücü bir durum gelecek nesiĺer için.