Haber Girişi : 15 Kasım 2020 23:17

Dünyanın çivisi mi çıkıyor ne!

Dünyanın çivisi mi çıkıyor ne!

Kocası başkan olunca kendine malikhane yaptıranı başkan eşlerini çok gördük de, kocası başkan olunca, belediyeye kendi cebinden makam odası yaptıran başkan eşini ilk defa görüyoruz…

Sıcağı sıcağına yazmadım.

Çünkü bu anlamlı davranışın istismar edilme ihtimaline gönlüm razı olmadı.

Dahası da…

Meselenin sosyal medya denilen lağım çukurunda pisletilmesini istemedim.

Anlatacağım olay bir yıl önce bu şehirde yaşandı.

Doktor hanımın eşi belediye başkanı seçilmişti.

Aradan birkaç ay geçtikten sonra, eşini belediyedeki makamında ziyaret eden doktor hanım, başkan odasının bihayli eski ve kullanışsız olduğunu gördü.

Adı gibi biliyordu.

Kocasına, “Başkan Bey, bu odanın şeklini ve dekorunu değiştir” diyecek olsaydı, alacağı cevap belliydi:

“Hanım, şimdi bunun ne sırası ne de zamanı.”

Çünkü Başkan, bir an önce kolları sıvayıp seçim sırasında halka bulunduğu hizmet vaatlerini yerine getirmekten başka bir murat gütmüyordu.

Evet; merkezi bir belediye…

Evet; özellikle ülke genelinden ve yurtdışından geleni gideni çok olacaktı.

Atalar, “Aslan yattığı yerden belli olur”u boşuna dememişlerdi.

Tabiri caizse doktor hanım emri vaki yaptı ve bir sabah, mimarı başkanın makam odasına gönderip ölçüler aldırttı.

Kocasının itirazına mahal bırakmayacak bir karar vermişti:

Yeni makam odasının tüm masrafını kendi cebinden karşılayacak.

Öyle de yaptı nitekim…

Başkan kocasının çok da arzu etmediği halde, “Yapılacak bu oda ne senin ne de benim değil. Bu oda bu şehrin bir temsil yeridir. Yarın görevin bittiğinde alıp götürecek değilsin. Bu sebeple ben öz paramla ve kimseden yardım talep etmeden şehrimizin en merkezi belediyesine bir armağanda bulunmak istiyorum” dedi.

Doktor hanım kendi cebinden, kocasının seçildiği belediyeye hakikaten güzel bir makam odası yaptırdı ve bunun da asla bilinmesini istemedi.

Muhtemelen bana da sitem edecek, “Derya Hanım niye yazdın ki?” diyecek…

Doktor hanım, şunun için yazdım:

Biz bu ülkede, seçildiği makam üzerinden yedi sülalesine saltanat yaşatan öyle insanlar gördük ve tanıdık ki…

Birisi de çıkıp cebinden devlette kalacak bir hediyeye imza atınca istedik ki bunu herkes duysun ve bilsin…

Göreve gelir gelmez, kendisine tahsis edilen ikametgahı A’dan Z’ye değiştiren ve bu uğurda, devletin kasasından milyonlar harcayan nice kimseler biliyoruz.

Tam tersini yapan birini görünce şaşırdık.

Çünkü bu, ezber bozan bir davranıştı.

“Oh olsun, kocam belediye başkanı seçildi, bir elim yağda bir elim balda yaşayıp gideriz” demek yerine, alın teriyle biriktirdiği paradan belediyeye makam odası yaptıran bir başkan eşi muhtemeldir ki tek örnektir.

O doktor hanımın adı, Aybüke…

Kocasının adı da, Mahmut…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.