Haber Girişi : 26 Nisan 2018 12:48

Çomaklı ve Yaylalı Ürdün'de... Vekillik için istifa etmediler

Çomaklı ve Yaylalı Ürdün'de...  Vekillik için istifa etmediler

Bu sabahtan itibaren telefonlar susmak bilmedi:

"Alo Mehmet Bey, rektörlerin ikisi de vekil aday adaylığı için istifa etmiş, burada da yokmuşlar, doğru mu?"

Tamam; iki yanlış bir doğru etmez ama...

Telefondaki bu soruda, "doğru" olan bir yan var. O da, her iki rektörün de Erzurum'da olmadığıdır. Hani diyorlar ya, "burada yokmuşlar!" diye..

Rektörlerimiz Prof.Dr. Ömer Çomaklı ve Prof.Dr. Muammer Yaylalı...

Evet; her iki rektörümüz de an itibariyle Ürdün'deler.

Sorduk soruşturduk, "hocalar istifa etti mi, ya da istifa edecekler mi?"

Her iki hocaya da yakın kaynaklardan aldığım bilgiye göre, ne Çomaklı ne de Yaylalı rektörlük görevinden istifa etmediler, etmeyi de düşünmüyorlarmış.

Elbette siyaset bir tercih meselesidir.

Kimi insanlar vardır ki, siyaset yapma uğruna, başkalarının ulaşmak için hayal kurduğu fakat ulaşamadığı nice makamı elinin tersiyle itip, siyasete girer...

Saygı duyulacak bir tavırdır.

Lakin kimi insan da vardır, siyaseti ona altın tepsi içinde sunsanız bir lahza da olsa dönüp bakmaz. Çünkü siyasete ilgi duymuyordur. O kendisinin, bu ülkeye başka alanlarda daha yararlı olacağına inanıyordur.

Bu da saygı duyulacak bir tavırdır.

Bu sabah bir arkadaş bana soruyor:

"Sen, Çomaklı'nın veya Yaylalı'nın konumunda olsaydın ve de vekillik daveti alsaydın gider miydin?"

Hiç düşünmeden, "Hayır" dedim. "Gitmezdim, çünkü siyaset benim dünyama çok da uyan bir iş değil."

Çomaklı ve Yaylalı teklif alıp da mı "hayır, teşekkür ederiz" dediler, yoksa zaten kimse teklif getirmediği için onlar da yüklerini elletmediler mi, bilmiyorum.

Görebildiğim kadar her iki değerli hocamız da bulundukları görevi bihakkın yerine getirmenin ve memlekete eğitim alanında kalıcı hizmetler sunmanın derdindeler.

Haklarını teslim edelim; bu işi de layıkıyla yapıyorlar.

Atatürk Üniversitesi, ülkenin sayılı en büyük ve değerli yüksek eğitim kurumlarından biridir. Erzurum Teknik Üniversite ise, henüz emekleme çağında olmasına rağmen yaptığı başarılı işlerle adından ülke genelinde söz ettiriyor.

Hadi ben size sorayım:

"Siz olsanız bu kadar değerli iki üniversiteyi elinizin tersiyle itip de vekil olur muydunuz?"

Ha işte...

Zahir hocalar da böyle düşünmüş olacak ki, adaylık süreci filan demeden üniversitelerine yeni bir hizmet eklemek için Ürdün yollarına revan olmuşlar.

Bu da saygı duyulacak bir tavırdır.

Son bir söz...

Bir kaç gün sonra durum değişir mi bilemem ama görebildiğim kadarıyla 24 Haziran seçimi için sanıldığı gibi öyle aday adayı patlaması olmayacak. Çünkü siyasete ilgi duyan ve eğer aday gösterilir ya da seçilirsem memlekete iyi hizmet ederim şeklinde düşünen pek çok kişi, partilerdeki aday belirleme sistemindeki adaletsizlik yüzünden siyasetten soğudu.

Çünkü, partilerin aday kriterleri tam olarak nedir belli değil. Hani bazıları temayül yoklaması yapıyor ve ısrarla da diyor ki bu sonuca itibar edeceğiz. Geçen seçimlerde gördük ki, temayül yoklamasında birinci çıkan listeye giremedi, ilk otuzun içine bile giremeyen de liste başı oldu!

Siz olsanız bu haksız durum karşısında, ürküp siyasete mesafeli durmaz mısınız? Kimse kusura bakmasın ama bu konuda sağ partiler sol partilere göre daha insafsız ve daha adaletsiz. Sol partilerde iyi kötü kim delegenin teveccühünü almışsa ona itibar ediliyor, delegenin iradesine saygı duyuluyor. Fakat ne yazık ki sağ partiler adeta adam biçme makinesi gibi, siz ağzınızla kuş tutsanız bile adınızı bir kalemde silip yerinize kimsenin tanımadığı bilmediği birini dayayabiliyorlar.

Bu da sağ tarafın çürük yanı...

Etiketler : şener
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.