Cemil Meriç ve Bu Ülke Üzerine

Cemil Meriç'in kaleme aldığı "Bu Ülke", ilk baskısı 1974'te Ötüken yayınları tarafından yapılan ve Meriç'in en çok okunan kitabıdır. Cemil Meriç, Bu Ülke'de aslında Türkiye'nin meselelerine değinmiştir. İlk sayfalarında uzun uzun kendi hayatını, yaşadıklarını, çektiği sıkıntıları anlatmış ve söylemek istediklerini de olaylar üzerinden giderek anlatmıştır.

 

Toprağını kaybetmek; hangi Türk aydınına "Biz neyi kaybettik?" diye sorsanız, "Topraklarımızı kaybettik. " cevabını alırsınız. Ama aynı soruya Cemil Meriç'in vereceği cevap şudur: "Türkiye ruhunu kaybetti. Toprak mı? En değersiz şeyimizdir belki de... En değersiz şeyimizi kaybedince, her şeyimizi kaybettiğimizi anladık!"

 

Kitaptan Bazı Alıntılar

 

Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir? ( Jurnal, 24.07.1964)

 

Ben, herhangi bir tarikatın sözcüsü değilim. Yeni ilan edilecek hazır bir formülüm yok. Derslerimde de, konuşmalarımda da tekrarladığım ve darağacına kadar tekrarlayacağım tek hakikat: "Her düşünceye saygı". ( Jurnal, 19.11.1964)

 

Cemiyetle beraber hakikatler de gelişir. Tek tehlike, bunu kavramamak, kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve her düşünene saldırmak. Bu canım memleket, bu yüzden bir cüzzamlılar ülkesi. ( Jurnal, 19.11.1964)

 

Sağ okumuyor. Boşuna bağırıyorum. Sol diyalogdan kaçıyor, küskün. Ötüken yayınevinin bastığı kitap okunmazmış. Peki, siz basın. Cevap yok. Bu çemberi kırmak, mümkün değil. Son tahlilde, hudutlu imkânlarımızı isteyene bezletmekten başka çare yok. Sol, sağın gösterdiği dostluğu göstermiyor. İhanet etmişiz. Neye ve kime? ( Jurnal, 28.7.1974)

 

Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. (Sayfa 39)

 

En güzel kitap bir kalkan balığı fiyatına. Alan nerede? Umumi kütüphaneler resmî ziyafetler kadar pahalıya mal olsa idi hükümetimizin daha çok iltifatına mazhar olurdu şüphesiz. Kitaplar bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimizle hanımefendilerimiz arada bir okumak hevesine kapılırdı belki.

 

Ben putperest değilim, kitaba tapmıyorum; içindeki ses, içindeki ışık, içindeki sevgi, içindeki ruh, içindeki çile, içindeki göz yaşı, içindeki tecrübe, içindeki Tanrı çekiyor beni.

(Sayfa 40)

 

Eskiden Batı aforoz edilirdi, şimdi Doğu aforoz ediliyor. Daima aforoz, daima duvar, daima husumet. Bu lanet çemberini nasıl yıkacağız? Bilmiyorum.(Sayfa 78)

 

Bu Ülke ile İlgili Basında Çıkan Yazılardan Bazıları

 

Politikacısı, sosyalist, hümanist, yan geldimci, hatta milliyetçi aydını ile Batı çıkmazı içinde kaybolmuş zavallılar kafilesinin, zorla öldürülen büyük Osmanlı'nın mirasçısı Türklüğe biçtikleri zulümlü kaderin, bu kitap edebi hikâyesidir. (Ahmet Kabaklı, Tercüman, 7.2.1974)

 

Şiirle öfkeyi, tefekkürle heyecanı birleştiren edebi, fikri, içtimai bir eserin adıdır "Bu Ülke"... Profesör Kaya Bilgegil'in bir sohbette: "Elimde olsa, mekteplerde kıraat kitabı diye okuturdum" dediği bu eser, yazarın diğer eserlerine kaynak teşkil ediyor. Yeni nesil, geçmiş nesillerin hatalarına düşmemek, günahlarına bulaşmamak için, ışık tutan "Bu Ülke"yi okumalı. (İslami Hareket, 1. 6. 1978)

 

Sonuç

Büyük düşünür Cemil Meriç'in bu eşsiz eserini okumak, anlamlandırmak ve derinlemesine düşünmek bu ülkede yaşayan her bireyin bir vazifesidir. Kitapta yer alan her bir not, bizlere düşünürün zihninden süzülen güzel fikirlerin vermek istediği anlamlı mesajlardır.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.