ERZURUM Haber Girişi : 19 Haziran 2020 14:22

Çakmak, Kaygusuz, İlbaş ve Taşkesenligil..Bu şehrin “iyi insanlarından” sadece bir kaçı…

Çakmak, Kaygusuz, İlbaş ve Taşkesenligil..Bu şehrin “iyi insanlarından” sadece bir kaçı…
Çakmak, Kaygusuz, İlbaş ve Taşkesenligil..Bu şehrin “iyi insanlarından” sadece bir kaçı…

“Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.”

Rahmetli Atatürk bu sözü, sanki de ordu mensupları yani askerler için söylemiş gibi görünse de, esasında bu söz, temizlik işçisinden üniversite rektörüne kadar, daha doğrusu toplumun tamamına teşmildir.

Geçtiğimiz günlerde yine bizim Anadolu Gençlik Zirvesi’nin eğitim gönüllüsü genç kardeşlerimizle ziyaretlere çıkmıştık.

İstedik ki, “vatanını en çok seven” ya da sözün devamında olduğu gibi “görevini en iyi yapan” insanlara gidelim.

Gittik de nitekim…

Kimler miydi o insanlar?

Anlatalım…

Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Bülent Çakmak…

Erzurum Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz…

Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü Cemil İlbaş…

Spor ve Gençlik Müdürü Fuat Taşkesenligil…

Bu isimlerin hiç biri rastgele seçilmiş isimler değildi.

Eğitim Platformu, birine “teşekkür” ediyorsa muhakkak arka planında geçerli, makul ve haklı bir gerekçe vardır.

Birer paragrafla da olsa tek tek gidelim…

 

ETÜ Rektörü Prof.Dr.Bülent Çakmak…


Bülent hoca, çiçeği burnundaki bu üniversitemizde, Muammer Yaylalı hocanın yardımcısı olarak işe başladı, sonra da bayrak yarışını devraldı. Erzurum Teknik Üniversitesi’nin ikinci rektörü… Her şeyden önce tam bir beyefendi, ilim irfan ehli, oturduğu koltuğa değer katan, kurumu ve şehir için daha fazlasını üretme derdinde olan, ağlamadan sızlanmadan görev yapan ve başında bulunduğu kurumun en öncelikli görevinin ilim ve bilim olduğu gerçeğini asla ıskalamayan samimi bir insan…

 

Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz…


Fevzi Budak’tan sonra o koltuğu doldurmak her babayiğidin hakkı değildi. Nitekim Salih hocadan önce birkaç kişi geldi gitti ama hiç biri Kaygusuz gibi adından ve hizmetlerinden söz ettiremedi. Deneyimli bir eğitimci ve yönetici… Eğitime ve insana dair planı programı ve en önemlisi de hedefleri olan biri…”Bu memleketin çocukları girdiği her sınavda ülke sıralamasında en yukarılarda olmalı” inancıyla çalışıyor, ekibini bu yönde motive ediyor. Cesur, çalışkan ve tuttuğunu koparan bir eğitimci…

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Cemil İlbaş…


Herkesin tanımasını tavsiye edeceğim kıymet değeri hayli yüksek bir isim… Naif bir insan nasıl olur derseniz, gidin Cemil hocayı tanıyın derim size… Kadın, çocuk, yaşlı, engelli ve şiddet gören herkes Cemil İlbaş’ın etki ve yetki alanında… Hani şair diyor ya, “Yük altında ezilen bir hamal görürsen işte o hamal benim.” Sizi temin ederim ki Cemil İlbaş tam da o mısrada olduğu gibi… Sahipsiz çocuklardan, kocasından şiddet gören kadına kadar her ezilen için Cemil İlbaş bir “baba”, bir “ağabeyi” ve bir dost bir “yoldaş.”

Kim buldu o göreve getirdi bilmiyorum, lakin o kişinin eline yüreğine sağlık. Böyle bir kuruma ancak bu kadar isabetli bir kişi getirilirdi.

 

Spor ve Gençlik Müdürü Fuat Taşkesenligil…


Gençliğinde spor yapmışlığı var mı doğrusu bilmiyorum. Fakat bildiğim şu ki, bir şehirde bir kimse eğer böyle bir kurumun başına getirilecekse o kişi Fuat Taşkesenligil’den başkası olamaz. Hani spor deyimi ile centilmen, meselesine vakıf, her yaş grubu ve her kesimle diyalog kuracak kadar insana ve olaylara açık…Lafı eğip bükmüyor, söylenmesi gereken sözü adap ve edep içinde söyleyen biri… Dünyadan ve spordan haberdar… Erzurum’da spor çıta yükseltsin diye gece gündüz koşturuyor.

Değerli dostlar sizi temin ederim ki bu yazdıklarımın içinde tek kelime abartı yahut da iltifat yoktur.

Kaldı ki marifet de iltifata tabidir.

Bu insanlar bu şehir ve bu ülke için hakiki anlamda çabalıyorlar.

Ve bu çabalarının karşılığında da ne yeni bir makam ne de yeni bir taltif beklemiyorlar.

Yavuz Demir, Tuba Işık, Hakan Taşkın, Recep Korkmaz ve Muhammet İkbal Ünal’la işte bu ziyaretleri yaptık, yapmaya da devam edeceğiz…

Siz de bize haber verin, deyin ki “Belki haberiniz yok ama şurada şöyle başarılı işlere imza atan bir insan var.”

Hay hay hemen koşa koşa ona da gidelim ve bu şehir adına canı gönülden teşekkür edelim.

Çünkü bizim teşekkürümüzün önünde ya da arkasında bir hesap bir kurgu yok.

Hani derler ya “kuru bir teşekkür”

Lakin bizimki kuru değil, içinde samimiyet ve sıcaklık var.
Etiketler : erzurum
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.