Brexit (BritainExit), İngilterenin Çıkışı sözcüklerinin kısaltımından oluşan ve Birleşik Krallıkın Avrupa Birliği üyeliğinden çıkışını öngören planın ismi.
2016 yılının haziran ayında yapılan bir halk oylamasıyla sonuca bağlanan karara göre; Birleşik Krallık 29 Aralık 2019 tarihinde İngiltere saati ile gece 11de resmi olarak Avrupa Birliği üyeliğini sona erdirme talebini Lizbon Antlaşmasının 50. Maddesine dayanarak işleme koyacak.
Söz konusu halkoylamasının sonucu ise ayrılma kararının İngiliz halkı için nasıl tartışmalı bir konu olduğunun kanıtı durumunda. Zira ABden ayrılma taraftarları 51.9% oranında bir oy ile çoğunluğu elde ederken ayrılmak istemeyenlerin oranı 48.1%. Halk oylamasındaki bu birbirine yakın evet hayır oranları ve günlük hayattan politikaya yıllardır süregelen sistemin değişecek olması halk oylamasından sonra her iki taraf için de bir geçiş dönemi belirlemeyi zaruri hale getirmiş durumda. Bir başka açıdan bu ara dönem, uzun vadede ilişkilerin nasıl olacağına dair bir prova sürecine denk gelecek.
Birleşik Krallıka kesilecek ayrılık faturası için ve 47 yıldır süren tek bir ülke gibi davranma halinin sonlanmasındaki komplikasyonlar için görüşmeler devam ederken Brexit kararının nedenleri ve özellikle Türkiye üzerinde oluşabilecek etkileri büyük bir merak konusu olmuş halde.
Brexitin altında yatan nedenler; değiştirilmek istenen ekonomik düzenden, radikal bir siyasi tercihe yahut romantik bir sosyal baskıya kadar geniş bir yelpazede dağılmış durumda. Halk oylamasında ayrılma sonucunun çıkmasını isteyenlerin en yüksek sesli sloganı, İngilterenin özellikle ekonomisi üzerindeki kontrolü yeniden eline alması gerektiği yönünde. Öte yandan, AB sosyal şartları gereği, çift katlı otobüslerin yasaklanması veya menülere yiyeceklerin Latince anlamlarının eklenmesi; İngiliz kültürünün tehdit altında olduğuna dair halkta büyük bir endişe uyandıran değişiklikler arasında.
Birleşik Krallıkın dünyadaki söz sahipliğinin nostaljik bir olgu haline gelmesinden şikayetçi olan milliyetçi kesimin ise sloganı; gri takım elbiseleri içinde Brüksel bürokrasisinin, İngilizliğin düşmanı olduğunu halka anlatma yönünde. Kıta Avrupası sınırları içinde işçi gücünün ve paranın serbest dolaşımı politikasının bir sonucu olarak gerçekleşen göçleri dahi kabul etmek istemeyen Birleşik Krallıkın diğer bir ayrılma nedeni ise ucuz iş gücünün önüne geçmek ve bir göçmen kotasını AB sınırlamaları olmadan bağımsız olarak belirlemek.
Tüm bu ekonomik ve politik dinamiklerin içinde Brexitin Türkiye üzerine nasıl etkilere sahip olabileceği ve Türkiyenin dış politikasında özellikle İngiltere konusunda izleyeceği yeni yol önem taşımakta. Nitekim İngiltere, Kıbrıs sorunu kapsamında Yunanistanın yanındaki üçüncü taraf konumunda. Diğer bir yandan İngiltere, Türkiyenin en büyük üçüncü ihracat partneri.
İngilterenin AB üyeliğini sonlandırması Türk kamuoyundaüyelik karşıtlarının görüşlerine katkı yaparak, halkın İngilterenin kararını da referans almak suretiyle üyeliğe karşı çıkmasına neden olmakta. Öte yandan Birleşik Krallık ve diğer Avrupa ülkeleri arasındaki ticaret hacminin, üyeliğin sonlanmasından sonra üyelik sürecindeki kadar büyük olmayacağı düşünüldüğünde;Türkiyenin hızlı atılan isabetli adımlarla yeni ticaret antlaşmaları kanalı ile İngilterenin ithalat yüzdesindeki payını artırmasının doğal bir sonuç olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Brexit oylaması sürecinde, AB üyeliğini devam ettirme görüşündekilerin argümanlarında da Türkiyeye göndermeler bulmak mümkün.Söz konusu söylemler, Brexit planının Türkiyenin dış politikasındaki önemini ve AB- Türkiye ilişkilerinin kırılganlığını ortaya koymak adına büyük önem taşımakta. Zira argüman; İngilterenin AB üyeliğine son vermesinin Türkiyenin üye olmasını kolaylaştıracağı ve İngilterenin bu kötülüğü 47 yıllık AB ortaklığına yapmaması gerektiği yönünde. Resmi sloganlarda, İngilterenin çıkması ile Türkiyenin ABye üye olması halinde, İngilterede bir yaşam sürmeyi prestij kabul etmiş, fakir ve radikal İslamcı Türk nüfusun Avrupayı istila edeceği yazmakta.
Türkiyenin üyeliğinin diğer bir boyutu ise Kıta Avrupasının söz konusu üyelik vasıtasıyla Orta Doğu ile komşu olacak olması. Başka bir deyişle; kadim İngilizliğinin Avrupa halkları tarafından tehdit edildiğini düşünen İngilterenin sosyo-kültürel yapısına, Orta Doğu esansı sinmesinin durdurulamayacak bir gerçek olması.
Yukarıda sözü edilen tüm gerekçelerin nihayetinde göçmen konusuna bağlanmasından da anlaşılacağı üzere ayrılma taraftarlarının bir diğer haklı isyanı ise üyelik yanlısı olanların konuyu Birleşik Krallıkın ekonomik bağımsızlığından, sosyal kaygılarından uzaklaştırıp bir göçmen karşıtı propaganda aracına dönüştürmüş olmaları.
Avrupa ülkelerinin kamuoyunda hızla yayılan Avrupa Birliği karşıtlığı ve birçok millet, tek devlet politikalarının artık büyük bir antipati unsuru olması, Birleşik Krallıkın ayrılma talebinin bir domino etkisi yaratmasını ve nihayetinde ABnin sarsılan temellerinden yıkılmasını öngörülmesi imkânsız olmayan senaryolar haline getirmektedir.
Nihayetinde; İngiltere, öne sürdüğü gerekçelerin de ötesinde bir süredir alenen müdahil olmadığı dünya gündeminde yeniden sahnedeki spot ışığın altındaki yerini almak istediğini Brexit maskesi altında dünyaya duyurmakta. Hal böyle iken, Türkiyenin özellikle ekonomik anlamda karlı çıkması bu kez spot ışığının gölgelediği tarafta kalmamaktaki kararlılığını tüm organlarıyla göstermesi ile mümkün olacaktır.