Haber Girişi : 30 Eylül 2013 09:05

BELEDİYEYE BAŞKAN ATAMAK!

BELEDİYEYE BAŞKAN ATAMAK!

Kısa bir süre sonra bütün partilerin Belediye Başkanlığı adaylarının isimleri belli olacak. Bütün şehirler, oy verecek olanlar ve partililer gözünü, kulağını Ankara’ya dikmiş gelecek kararları bekliyorlar. Öyle bir şey ki bütün bu insanların kimi sevip kimi sevmeyeceğine, kime güvenip kime güvenmeyeceğine bile Ankara karar verecek.

Garip olan; Ne aday adayları, ne de oy verecek olanlar,adayların Ankara’da yerleşik, buralarda hiç yaşamamış, buraları bilmeyenbirinin kararı ile belirlenmesinden rahatsız değil.

Ülkemize 12 Eylül Cuntasının hediyesi olan bu seçim ve aday belirleme sistemini 12 Eylül’ü lanetleyenler bile değiştirmek istemiyor. Çünkü bu saltanat ve bu güç terkedilir gibi değil. Ama bu sisteme demokrasi demek hiç mümkün değil.

Bütün seçimlerde Ankara kimi dayatırsa o kişi aday oluyor ve seçiliyor. Hal böyle olunca bu sistemle seçilenler de şehre ve millete karşı her hangi bir minnet, gönül borcu hissetmiyor. Bu kişiler varsa yoksa lidere şirin görünme, lidere hizmet etme ve bu şekilde bir daha ki seçimde yerini garanti altına alma çabasına giriyorlar.

Bu sebeplerdir ki aday adayları Ankara’da iş bitirme kulisleri yapıyorlar, birilerinin gözüne girmeye çalışıyorlar aday olmak istedikleri şehirlerde hiçbir çalışma yapmıyorlar. Çünkü Ankara kimi isterse o kişinin seçileceğinin farkındalar.

Soru çok net ve cevap çok açık; Ey sorgulamadan sandığa giderek parti bağımlılığıyla oy verecek olan sizler, şu an kimin umurundasınız? Hiç birinin?

Peki, rahatsız olmuyor musunuz? Sizin yaşadığınız şehri bilmeyen, tanımayan ve geleceklerinden korktukları için kendisine şehir hakkında doğruyu söylemeyenlerin verdikleri eksik ve cilalanmış bilgilerle şehir hakkında fikir edinen birinin sizin hayatınıza bu kadar müdahil olması sizi rahatsız etmiyor mu?

Olaya şöyle bakalım; yaşadığınız hayatta kendiniz, çocuğunuziçin her şeyin en iyisini istersiniz.Arabanın, evin, televizyonun, etin, sütün, ekmeğin en iyisini almaya çalışırsınız. Peki, nasıl oluyor da ömrünüzü geçirdiğiniz şehrin daha iyi, daha kaliteli, daha dürüst yönetilmesini istemez veya bunu önemsemezsiniz. Sizin yaşadığınız şehir ile ilgili önemli kararlara nasıl olur da müdahil olmazsınız.

Eli kalem tutanlara, ağzı laf edenlere de bakıyorum bu hayatı hak ediyormuşuz gibi davranıyorlar. Olmayan hizmetleri, yapılmayanları, beceriksizlikleri saçma sapan sebeplere bağlayarak halkın gerçekleri öğrenmesinin önüne geçebiliyorlar. Kendileri için her şeyin en iyisini isteyen bu arkadaşlar mesele şehirlerine gelince belki de güce biat ederek birden bire bir lokma bir hırka ehli, tevazu sahibi, hoşgörü abidesi kesiliyorlar.

Ben yaşadığım şehir adına daha iyi, kaliteli ve çok daha müreffeh bir yaşam istiyorum. Bu şehir bu kadar kötü yönetilmeyi, vizyonu olmayan, misyonunun da farkında olmayan kişileri hak etmiyor. Birçok şehir uçuşa geçmişken bu şehrin sürünmesi beni çok üzüyor.

VE DE ADAY ADAYLARI…

Geçenlerde Dr. Saadettin Aydın Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylık sürecinde diye bir yazı kaleme aldım. Çünkü bu habere sevinmiştim, Saadettin Aydın’ı tanırım, dürüsttür, cesurdurama asıl sevindiğim bir kişinin delikanlıca ben aday olmak istiyorum demesiydi.

Yıllardır iyi yönetilemeyen Erzurum’un bu kötü yönetimden kurtulmasına vesile olacak birilerine ihtiyacımız var. Bu şehrin on bir yılını heba edenlerden, parasını çarçur edenlerden ve maneviyatını zayi edenlerdenbu şehri kurtarmalıyız diye düşünüyorum. Ve de artık hiç kimse "kardeşim doğru dürüst aday veya adam yok ki Tayyip Bey ne yapsın” diyememeli.

Bu arada ben de farkındayım ki Saadettin Aydın dışında Başkan adaylığı için ismi geçen Sevgili Murat Kılıç, Serdar Taflan, Muzaffer Gülyurt, Muhyettin Aksak, Recep Akdağ, Orhan Bulutlar, Ali Korkutve belki bir kaç kişi daha var. Yukarıda saydığım her bir isim siyasete girmelerinden çok daha öncesinden, çok eski yıllardan beri, dostlarımdır, arkadaşlarımdır. Görüşürüz, konuşuruz, istişare yaparız, bu kişilerle olan dostluklarım devam eder.

Kendileri, bütün çevrem ve Allah şahittirki bu kişilerin bulundukları makam, mevki veya pozisyon beni zerre-i miskal ilgilendirmez.

Şimdi; İyi bilinsin ki benim derdim bir kişiyi lanse etmek değil sıkıntılarını gördüğüm, yaşadığım Erzurum için doğru olan şeyleri söyleyebilmek, yazabilmektir. Diğer isimlerden herhangi biri de ben adayım derse onunla ilgili kanaatlerimizi de memnuniyetle yazarız.

Bilinmelidir ki; Erzurum’un yıllardır süregelen kötü gidişatından kurtulmasına vesile olabilecek güvenilir her isme, parti ayırımı gözetmeksizin, kalbimiz ve desteğimiz açıktır.

Bu nedenle, Tayyip Bey’den, Devlet Bey’den veya başka bir yerden icazet bekleyerek ortaya çıkmak yerine ben de varım diyebilmek önemlidir diye düşünüyorum. Gerçi partilerin bu antidemokratik yapılanmalarında bu iş nasıl olacak ben de bilemiyorum.

 

Şehrimizin ve bütün şehirlerin; kabiliyetli, becerikli, dürüst, açık sözlü, kıvırmayan, cesur, eleştiriye ve istişareye açık olan, dedikodu ve iftiralarla ile değil gerçeklerle şehri yönetecek, partisine, liderine değil de seçildiği şehre hizmet etmek ve yaranmak arzusunda olan ve bunu açıkça dile getirebilecekbirine ihtiyacı var.