Haber Girişi : 30 Temmuz 2019 11:32

AYM’NIN İHLAL KARARI SÜRPRİZ MİYDİ?

AYM’NIN İHLAL KARARI SÜRPRİZ MİYDİ?
26Temmuz Cuma günü birçok kişinin heyecanla takip ettiği karar Anayasa Mahkemesi’nden geldi. AYM, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza atan akademisyen ve araştırmacılar hakkında yürütülen davaların ifade özgürlüğü ihlali olduğu kanaatine vardı. Üstelik genel kuruldaki toplantıda aksi yöndeki düşünceler de ihlal olduğu düşüncesi ile aynı oy sayısında karşılık buldu. Fakat mevzuat gereği eşit oy halinde AYM Başkanının oyunun iki
oy yerine geçeceği kuralının uygulanması ile AYM ifade özgürlüğü lehine bir kararı içtihatları
arasına eklemiş bulundu. İlgili kişilerin altına imza attıkları bu bildiriye internet üzerinden kolayca ulaşmak mümkün. Belgede özetle, Güneydoğu’daki operasyonlar sırasında sivil halkın gördüğü zararlar katliam olarak nitelendirilmekte, uluslararası gözlemcilerin hazırlayacağı raporlarla bölgede maddi manevi zarar tespiti yapılarak devletin vatandaşın zararlarını tazmin etmesi istenmekte. Bu ifadeler nedeni ile de imzacılar hakkında terör örgütü propagandası
yapmak suçundan Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca işlem yapıldı ve yapılmaktaydı ki AYM bu davaların ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti.
AYM’nin gerekçeli kararı hazırlaması ve yayımlaması zaman alacağından AYM’nin hangi hukuki gerekçelere dayandığını ve kararını nasıl bir zemine oturttuğunu öğrenmemiz zaman alacak. Bildiri ile ilgili bu bilgileri vermekle yetineceğim.Zira bu haftaki yazının konusu, bu bildirinin isabetli olup olmadığı yahut bildiri ile paylaştığımız ortak bir zeminin varlığı değil. Bu karar Türkiye’de ifade özgürlüğü bakımından ne demeK, bunu tartışmakta daha büyük bir
yarar görüyorum.
İlk olarak şunu sormakta fayda var, AYM’nin bu kararı sürpriz miydi? Bana kalırsa bu sorunun cevabı iki sebepten hayır.
İlki son derece hukuki bir sebep. AYM, Ayşe Öğretmen kararı ile Güneydoğu’daki olaylarla ilgili sivil mağduriyeti ortaya koyan düşüncelere nasıl baktığını zaten açıkça ortaya koymuştu. AYM 9 Mayıs 2019’da verdiği kararında; Ayşe Öğretmen’in çatışmaların durdurulması için kamuoyu oluşturulması çağrısında bulunduğuna ve bunun da şiddeti azaltmaya yönelik olduğundan kamu yararına olduğuna hükmetmişti. AYM bu kararında önceki kararlarına sıkça gönderme yaparak hukuki istikrara önem verdiğini ve bir içtihat mahkemesi olarak
doğrultusunu yerleşik hale getirmeye çalıştığını da ortaya koymaktaydı.
İşte yine bu sebeplerle hukuki istikrar düşüncesi, zaten AYM’nin çok benzer bir konuda iki ay önce vermiş olduğu karar ile zıt bir karar vermemesi beklentisini doğurmaktaydı.
İkinci sebebe gelirsek; yalnızca hükümet ve genel anlamda siyasiler değil Yargı da verdikleri kararlar, izledikleri yollar ile halkın yargıya olan güvenini kırdıklarını bir süredirfark ettiler. Üstelik kanımca, yine siyasi iktidar gibi Yargı da Türkiye’nin hukuksuz, insan haklarından uzak bir biçimde yönetilmesinin kendileri dahil kimseye bir faydasının olmayacağını artık anladılar. Elbette bu farkındalığın kat edecek daha çok yolu vardır.
Terör örgütünden canı yanmış hala da yanmaya devam eden, terörün en zalim yüzüyle her seferinde kadınıyla çocuğuyla yüzleşen Türk halkı için bu konunun haklı bir hassasiyet taşıdığını görmemek imkansızdır.
Fakat bu sorunun çözümünün birçoğu hukuk, sosyal bilimler alanında uzman kişileri susturmak olmadığını da görmek gerekir.
Son olarak; AYM’nin bu kararını eleştirenlere karşı takınılan tutuma değinmekte de fayda var. İmzacı akademisyenleri sosyal linçe maruz bırakmak, iş yapamaz hale getirmek ifade özgürlüğüne ne kadar aykırı ise, AYM’nin bu kararını manşet yaparak ağır şekilde eleştiren basın organlarını fişlemek, ucube muamelesi yapmak da bir o kadar özgürlüklere aykırıdır. Bildiride yazılanların büyük bir kısmına katılmasam da yandaş medyanın yazdığı tek bir satıra inancım kalmamış olsa da bir insan hakları savunucusu olarak ikisinin de ifade özgürlüğünü savunmak benim için bir zorunluluktur.
Etiketler : rabia
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.