Atatürk Üniversitesi vites yükseltti; Onkoloji hastanesi ve alternatif tıp geliyor

Türkiye’nin en büyük ve en köklü eğitim hastanelerinden biri olan Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi, yakında bünyesine iki yeni birim katacak.

 

Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde elbette ki onkoloji bölümü var, üstelik birbirinden değerli hocaları da var…

Ne yazık ki günümüz insanının amansızca mücadele ettiği şeylerin başında kanser geliyor.

Yaşam şartları ne kadar değişirse değişsin, kanser çeşitleri de o denli artıyor.

Zenginin kanser çeşidi farklı, yoksulun ki farklı…

Değil mi ki ikisi de öldürücü…

Zengin olan ilaca da doktora da ulaşabiliyor, ama günün sonunda kansere yeniliyor, ölüyor.

Fakir olan ise, zaten beş sıfır yenik başladığı maçı daha doksan dakikayı görmeden kaybediyor.

Kadın erkek fark etmiyor. Kanser, günümüz insanının en çetin illeti…

Sen kaçsan, o ardından koşuyor.

Modern tıbbın bilinen tarihi yüz yıl bilemedin yüz elli…

Pekii insanoğlu modern tıptan önce hasta olunca ne yapıyordu?

Misal; dişi ağrıyan birinin hemen başı mı kesiliyordu yahut da yaralı parmak koparılıp atılıyor muydu?

Değil elbette ki…

Antik tarih tıbbi mücadelenin bütün serüvenini anlatıyor.

Bazı kazılarda ortaya çıktı ki, günümüzden dört bin yıl önce beyin ameliyatı yapılmış.

Dolaysıyla insanoğlu var oldukça tıp da hep bir ileri hamle yapacaktır.

Çin ve Rus başkanlarının bekledikleri ölüme çare bulunamayacak, ama gün gelecek dönemde seksek yaş orta yaş kabul edilecektir.

Kanser hastalığı ne kadar zor ise, kanser tedavisi de o kadar müşkül ve pahalı bir süreç…

Türkiye için…

Neredeyse ilaçların bitamamı ithal…

Üstelik ülkenin dört bir yanında kanser tedavi merkezi yok.

Atatürk Üniversitesi’nin ilaççı bir rektörü var. Tıbbi tanımla farmakoloji deniliyor o alana…

Prof. Dr. Ahmet Hacı Müftüoğlu…

Dünya çapında bir unvana sahip, alanında belgelenen eserleri var…

Ahmet Hoca, isteseydi kolay olanı seçip görev süresinin hitamına kadar vakit geçirirdi.

Yapmadı…

O zor olanı seçti.

Atatürk Üniversitesi’ne nasıl çıta yükseltirim diye kafa yordu.

Birbirinden kıymetli projeleri var.

Ama o projelerden en mühimi şu iki proje:

Üniversite bünyesinde, müstakil bir kanser hastanesi…

Üniversite bünyesinde, küresel anlamda kabul gören alternatif tıp merkezi…

Dünya için olmasa bile bu, Erzurum hatta Doğu Anadolu adına hakikaten önemli bir atılım…

Madem ki kanseri yenemiyoruz, madem ki kanser insanlığın ortak belası…

Şu halde bu illete karşı güçlü bir defans uygulamalıyız.

Eğitim ve hocalık hayatı bu şehirde geçmiş biri olaran Ahmet Hacımüftüoğlu bir karar verdi:

Erzurum’a, üniversiteye müstakil bir kanser hastanesi yapacağım.

Kansere yakalanan fakir fukara sürünmesin diye…

Muhtemel ki büyük bir alim olan babası Nasrullah Hoca da, oğlundan böyle bir şey istedi…

Bütün altyapı hazırlanmış, şartlar yerine getirilmiş…

Çok yakında Atatürk Üniversitesi bünyesinde müstakil bir kanser hastanesi yapılacak.

Sadece Erzurum’a değil, ülke çapında hizmet verecek bir hastane olacak.

Birileri burun kıvırsa da günümüzde alternatif tıp diye bir gerçek var.

Yani antik çağlardan beri süre gelen tıbbi müdahale…

Batıda çok ciddi bir sektör haline gelen bu alternatif tıp, kaç zamandır ülkemizde de revaçta…

O halde bu sektörü şaklabanların eline kaptırmamak adına bilimsel adımlar atılmalı…

İşte tam da bu noktada Atatürk Üniversitesi devreye giriyor.

Ahmet Hoca, Çin’de bizzat tecrübe ettiği alternatif tıbbı Erzurum’a getiriyor.

İsten modern tıbbı isteyen de alternatif tıbbı tercih edecek.

Biri değerinden üstün ya da kötü olmayacak.

Üniversite vites yükselti dedik ya, tam da muradımız buydu:

Atatürk Üniversitesi, Ahmet Hacımüftüoğlu ile birlikte başka bir evreye geçiyor.

Kimse kanser olmasın, olurlarsa da çaresiz kalmayacaklar…

Kimse yıllardır bel fıtığıma modern tıp bir çare bulamadı, bu kez de şansımı alternatif tıpta arayacağım diyenler seçeneksiz kalmasın…

Ahmet Hoca sana güveniyoruz.

Biliyoruz ki, sen bu şehir ve ülke adına en doğru ve en güzel olanı yaparsın…

Koş hocam, biz de yoldaşınız olacağız…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.