AÇIK SEÇİK SOYKIRIM

Olmasa ne iyi olur dediğimiz işlerdendir savaş. Ama özellikle emperyalist eğilimli devletler savaşsız, işgalsiz, yağmasız duramıyorlar. Süfli çıkarları için şu güzelim dünyayı kan gölüne çeviriyorlar. 

Günlerdir Gazze bombalanıyor. Asker üniformasına bürünmüş kanlı katiller, insafsız, merhametsiz katliam makineleri hiç hedef gözetmeden ölüm yağdırıyorlar sivillerin, hastaların, çocukların üzerine. 

Yüzleri kan revan içinde, minik elleri kopmuş, kalleş bir kurşunla can vermiş çocukları, bebekleri gördükçe ‘yürek yangınımız’ tüm hücrelerimizi saran cehennem alevine dönüşüyor. 

‘Bebek katili’ tanımı çok tanıdık geliyor zihnimize, hafızamızda böyle ruhumuza kezzap gibi dökülen fotoğraflar kayıtlı. Hadis-i Şerif’te buyurulduğu üzere; "Küfür tek millettir." Bunun gibi “teröristler de tek kavimdir, cümlesi kan kardeşidir.” 

Gün gelir bireysel terör üretirler, koşullar oluşur ideolojilerin vurucu timi haline gelirler, bazen de bizatihi devlet kılığına girip terör makinesi haline gelirler. İsrail olurlar, Sırp olurlar. Saymakla bitmez adları, dediğim gibi hepsi kardeştirler.

İpleri, kardeş yüzü öper gibi katil yanağı öpen kalleş Joe Biden’in şahsında tescillenen emperyalist devletlerdedir. Emperyalist baronlar kolay oynatacakları kuklalara bayılırlar. Netanyahu, tıpkı ruh ikizleri Hitler, Radovan Karadzic, 

Fetö gibi bir katliam celladı. 

İstanbul’da milyonların katıldığı Büyük Filistin Mitingi'nde konuşan Sayın Cumhurbaşkanımız,''Bugün Gazze için yüreklerimizin yangınını cümle aleme haykıracağız. Gazze için kıyamdayız.'' Dedi. Evet, bu büyük bir yürek yangını, bu zulüm bitmeden sönmesi mümkün olmayan, yürekte tutuşup tüm hücrelerimizi kavuran bir yangın. 

Savaş suçu, uluslararası hukukta, bir savaş sırasında işlenen ve insanlığa karşı suç veya soykırım olarak tanımlanmayan, ancak savaşın yasa ve geleneklerinin ciddi ihlali olarak kabul edilen suçlara deniyor. Tanıma göre, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi İsrail bu suçu her dakika işliyor. 

Üstelik hem savaş suçu işliyor bu terör makinesi, hem de bal gibi soykırım irtikap ediyor. Evet, insan kasabı gibi durmaksızın bebek, çocuk, kadın, sivil katletmek soykırım değil de nedir? 

Avrupa’nın alkışına, ödülüne mazhar olayım diye kendi milletini soykırım iftirasıyla suçlayanlar nerede? İki cümle de bu hakiki soykırım için etsenize? Kederle hatırlıyorum, siz Bosnalı Müslümanlar katledildiğinde de suskunlar orkestrasında yerinizi almıştınız.

Allah devlete, millete zeval vermesin. Devletsizliği ancak devletsiz kalanlar bilir. Gazze hapishanesine sıkışmış kalmış mazlumlara Allah önce devlet ihsan etsin. Özgürlük bağışlasın. Çocukları savaşın zulmünden kurtarmak için etkili çaba göstermek, ben de iyi kötü bir vicdan taşıyorum diyen herkesin boynunun borcudur. 

Nelson Mandela, bir konuşmasında "Savaş, çocuklar için en büyük trajedidir." Demişti. Ondan da ötedir diyorum, Gazzeli yavruların kanlı çehresine baktıkça. "Savaş, çocukların geleceğini yok eder." Diyen Kofi Annan’a hak veriyorum, ama Filistin'de bu gidişle gelecek endişesi taşıyan çocuk kalmayacak, çünkü savaş onların kendisini yok edecek, diye de derin bir  üzüntü ve isyana gark oluyorum.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.