Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, muhalefet partilerinin seçimlere 2.5 ay kalmasına rağmen halen daha Cumhurbaşkanı adaylarını belirlememiş olmasını eleştirdi. Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin Ağustos ayında yapılacağını yeni öğrenmiş gibi davrandığını ifade eden Feyzioğlu, “Yurttaşlarımız da “Sayın Abdullah Gül ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında acaba hangisi olacak” diye konuşuyorlar. Yurttaşların “kim olacak”diye konuşmasını yadırgamak yerine niçin muhalefetin bir adayı yok da onu da konuşmuyoruz diye sorgulamak lazım”dedi.
Atatürk Üniversitesi’nde öğrencilerle söyleşi yapmak üzere Erzurum’a gelen TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu, Erzurum Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak muhalefet partilerinin halen daha adaylarını belirlememiş olmasını eleştirdi.
Bir gazetecinin “Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” sorusunu cevaplandıran Feyzioğlu, “Adaylık bizim tarafımızdan olacak bir husus değil. Benimle konuşan yok. Hayatın gerçekliğinde mutlaka siyasi partilerin aday göstermesi lazım ki, seçilme şansı olabilsin”dedi.
“MUHALEFET, “HAY ALLAH NEREDEN ÇIKTI BU CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ” DER GİBİ…”
“Muhalefet partilerinin iktidara alternatif olabilmeleri için kendi aralarında anlaşması lazım” diyen Feyzioğlu, muhalefet partilerini şu sözlerle eleştirdi:
Seçimlere iki ay kala bir aday ortaya çıkmadığı için yurttaşlarımız da Sayın Abdullah Gül ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında acaba hangisi olacak diye konuşuyorlar. Yurttaşların kim olacak diye konuşmasını yadırgamak yerine niçin muhalefetin bir adayı yok da onu da konuşmuyoruz diye sorgulamak lazım. Yani ortada cumhurbaşkanlığı seçiminin 2014’ün Ağustos ayında olacağı herhalde kimse için sürpriz değil. Biz yıllardır biliyoruz. Yani sürpriz olmuş gibi, “hay Allah nereden çıktı bu Cumhurbaşkanlığı seçimi”der gibi, “evet en iyi adayı arayıp bulacağız” gibi cümleler, seçime iki buçuk ay kalmışken açıkçası düşündürüyor. Şahsımla ilgili soruyorsanız, Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak görevimin başındayım. Bu teveccüh niye bizi mutlu ediyor. Biz demek ki Türkiye Barolar Birliği’ne getirdiğimiz yeni anlayışla 79 baro bütün siyasi düşünceler, etnik ayrımlar, dil, mezhep din ayrımlarını bir kenara bırakıp, kucaklamayı başarmışız, bir model oluşturmuşuz. Bu model Türkiye’de tutmuş. Biz demiştik ki, tüm siyasi partilerin ve toplumun, bakıp yönünü belirleyeceği kutup yıldızı olmak istiyoruz demiştik, bunu başardığımız için mutluyuz…
“İDAMA KARŞIYIZ”
Son günlerde peş peşe gelen çocuklara yönelik taciz ve cinayet haberleriyle birlikte kamuoyunda başlayan “idam”tartışmalarına da değinen Prof. Dr. Feyzioğlu, idama kesinlikle karşı olduklarını ancak cezaların ağırlaştırılabileceğini savundu. İdam cezalarının suçu önleyemediğini öne süren Feyzioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
İdama karşıyız. İdama niçin karşı olduğumuzu anlamak için Mısır’a bakın. Mısır’da darbeciler 8-9 dakikada yüzlerce kişinin idamına karar verebiliyorlar. Her yerde bu çok büyük suçtur. Bunu idam edelim diyenler çıkacak. O evlatlarımızın öldürülmesi çok trajiktir. Benim gözümde daha ağır, daha korkunç bir suç olamaz. Ama yarın öbürgün bir başkasının gözünde de öbür suç çok korkunçtur, bir diğerinin gözünde bu da çok korkunç denilebilir. Ve idam furyaları başlar.
Cezalar ağırlaştırılmalıdır, ağırlaştırılabilir. Ama idam çözüm olmamaktadır. Hatta bir iki anekdotla da bilgi verebilirim., İngiltere’de evvelki yüzyılda idamların kamuya açık yapıldığı bir yerde, yankesicilik idamla cezalandırıldığı zamanda, en çok yankesicilik olayı idamların infazı sırasında gerçekleşirmiş. Çünkü halk ağzı açık idam sehpalarına bakarken, idam edilenlerin meslektaşları bu fırsattan istifade cüzdanları çalarmış. Yani idam suçları önlemeye yetmiyor.
Ceza hukukunun kurucusu İtalyan Cesare Baccaria’nın 17. Yüzyılda şunu söylüyor: “Cezanın ağırlığı değil, suç işleyenin ceza göreceğini bilmesidir suçu önleyen.” Bu ülkede suçların önlenmesinin çaresi cezayı ağırlaştırmak değil, gerçekten suçluyu tespit etmek ve cezasını verebilmek. Şimdi biz niye adil yargılanma istiyoruz, niçin savunma hakkı diye ısrar ediyoruz. Savunma hakkının olmadığı yerde, suçlu suçsuzdan, doğru yanlıştan, sap samandan ayrılamıyor. Dolayısıyla suçsuz insana suçlu denilebiliyor. Suçlu insana suçsuz da denilebiliyor. Suçsuz insana ceza verirseniz, verilen cezanın caydırıcılığı, önleyiciliği olur mu. Suçu işleyen kenarda kıs kıs gülüyor. Bu suçlu insan yeni suçlar işlemez mi? Adil yargılanma hakkının, avukatların savunma hakkının koşulsuz olarak hayata geçirilmesi,. Gerçek suçluların cezalandırılmasının, suçsuzların da beraat etmesi, suç işleme oranının düşmesi açısından hayati önem taşıyor.
Hüküm kesinleştikten sonra bir kişinin suçsuz olduğu anlaşılırsa, bu kişiyi yeniden yargılayıp, beraat ettirebiliyor muyuz. Evet. Ne yapacaksınız, idam ettikten sonra? Farz edin ki bir DNA örneği çıktı, pardon dediğinizde o kişi ölmüş olacak. Geri dönüşü olmayan cezaların kabul edilmesi, insanların hatasız yargılama yapacağı gibi Tanrı’ya mahsus bir özelliğin insana izafe edilmesidir. Biz Tanrı değiliz, insanız. Hatasız kul olmaz.
“PASSOLİG İÇİN SÜREÇ DEVAM EDİYOR”
Tartışmalara neden olan Passolig uygulaması hakkında da hukuki süreci başlatacaklarını ifade eden Feyzioğlu, “Passolig ile ilgili bütün çalışmalarımız tamam. TFF’ye başvcuracağız, eğer reddedilirse Tahkim Kurulu’na, olmazsa Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurumuzu yapacağız. Bu bir süreç ve bir gecede, bir saatte olmuyor. Hukuk mücadelesi yapıyoruz. Hepsinde başarımlı olamayabiliriz ama haksızlığa karşı susma hakkımız yok. Sustuğumuz anda başarısızlık garantidir. Passolig’i bir haksızlık olarak görüyoruz, fişleme olarak görüyoruz. İtalya’da uygulandı ama seyircinin pasif direnişiyle, biz maçlara gitmiyoruz deyince kaldırıldı” dedi.
“O KOLTUK DOLU”
TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu, bir gazetcinin “CHP Genel Başkanlığı’na aday mısınız?” sorusuna ise esprili bir şekilde, “CHP’nin bir genel başkanı vardır, Türkiye Barolar Birliği’nin bir başkanı vardır, bu koltuklar doludur arkadaşlar. Spekülasyona gerek yoktur” cevabını verdi.
ÖĞRENCİLERLE SÖYLEŞİ YAPTI
Atatürk Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından düzenlenen, "Demokrasi" konulu konferans, Kültür ve Gösteri Merkezinde gerçekleşti. Konferansa katılan TBB Başkanı Metin Feyzioğluna öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Salona girerken kolu kırıldığı için alçıya alınmış bir öğrenciyi gören Feyzioğlu, yanına giderek bir süre sohbet etti. Daha sonra konferansa başlayan Feyzioğlu, salonu dolduran bazı öğrencilerin ayakta kaldığını görünce yanına çağırarak platformda yere çömelerek oturmalarını sağladı.
Kısa bir açılış konuşması yaptıktan sonra mikrofonu öğrencilere verdiren Feyzioğlu, sorulan soruları yanıtladı.
Bir soru üzerine Feyzioğlu, dünün ve bugünün Türkiyesine değindi.
Feyzioğlu, "Dünün Türkiyesinde eşi türbanlı diye tayin alamayanlar vardı. Eline hiç içki kadehi almaz bu dincidir denilerek tayin alamayanlar vardı. Bugünün Türkiyesinde eşinin başı açık diye tayin alamayanlar var. Önünde içki kadehi göründü diye tayin alamayanlar var. Bunun ikisinin ortası yok mu? Doğrusu yok mu? Yani bir bu tarafa bir o tarafa vurması mı lazım. Üniversitelere başörtülü kızları sokmamayı laikliği koruyorum diye marifet bildiler, eğitim öğretim özgürlüğünü sınırladılar onun yerine evlatlarımızın Anadoludan geldiklerinde büyükşehirlerde başlarını sokacakları bir yurdun karşılıksız bursların verilmesini düşünmediler, beceremediler" dedi.
VALİ ALTIPARMAK’A ZİYARET
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu daha sonra Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaret etti. Bütün misafirlerine olduğu gibi Konuk Başkana da Oltu taşı teşbih hediye eden Vali Altıparmak objektiflere poz verirken “Erzurum’da Teşbih Çekilir”dedi.
TBB Başkan Başdanışmanı Av. Zafer Köken, Erzurum Baro Başkanı Av. Faruk Terzioğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Valiliğe gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Vali Altıparmak ile görüştü. Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nu Erzurum’da görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Altıparmak ise kurum tarafından yapılacak olan oteli hatırlattı. TBB tarafından daha önce gündeme gelen şehir oteli ile ilgili gelişmeleri soran Vali Altıparmak otelin kente kazandırılması ile büyük bir eksikliğin giderileceğini ifade etti. Bunun üzerine TBB Başkanı Feyzioğlu otel için arsa tahsisinin yapıldığını ve projeyi hayata geçireceklerini söyledi.
Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Valilik girişinde hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Feyzioğlu ve beraberindekiler daha sonra buradan ayrıldı.
Levent AKPINAR/Palandöken