Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Manisa’nın Soma ilçesinde meyda-na gelen maden faciasında içeride bulunan işçi sayısının 18 olduğunu söyledi.
Maden faciasında hayatını kaybedenlerin sayısının 284 olduğunu ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, madende mahsur kalan işçi sayısının maksimum 18 olduğunu açıkladı.Şirket dokümanları ve ailelerin başvurularını sonucu madende maksimum 18 kişi olduğunu belirlediklerini kaydeden Bakan Yıldız, konunun özellikle sosyal medyada çok speküle edildiğini belirtti. Yıldız, "Bu sayıyı vermiyor oluşumuz, hassas davranmak içindir" dedi.Madende yangının kısmen devam ettiğini açıklayan Yıldız, karbonmonoksit seviyesinin de düne göre düştüğünü ifade etti.
Bakan Yıldız, olayda ihmali olan varsa gözünün yaşına bakmayacaklarını yineledi.
DÜNYANIN GÖZÜ SOMA’DA
Somada, 284 madencimizin hayatına malolan kaza, dünyanın gözünün bu kömür diyarına çevrilmesine neden oldu. Türkiye ve dünyadan onlarca televizyon kanalı ve haber ajansı yüzlerce muhabir ve sunucusuyla merkezlerine yaşanan gelişmeleri an be an aktarmaya çalışıyor.Amerika Birleşik Devletlerinden CNN İnternational, Fox, Associated Press, İngiltereden BBC, Reuters, Fransadan Ajans France Press, Kanal France, Çin Devlet Televizyonu, Katar merkezli El Cezire, Japon televizyon kanalları, Azeri ve Türkmen kanalları, 4 günden beri Soma Eynesteki maden sahasında canlı yayın araçlarıyla kamp kurdu.
HSYK, SOMA İÇİN
28 SAVCI GÖREVLENDİRDİ
HSYK, Soma faciası soruşturması için 28 savcı görevlendirdi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), maden faciası soruşturması için 28 savcı görevlendirdi. 282 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasında HSYK, yürütülen soruşturma kapsamında otopsi işlemleri için 28 savcı görevlendirdi.
ÖLDÜĞÜ GÜN OĞLU OLDU
Soma ilçesindeki maden faciasında hayatını kaybeden genç teknikerin toprağa verildiği gün, bir oğlu dünyaya geldi.
Hastanede kucağındaki bebeğiyle eşini bekleyen genç anneye kimse acı haberi vermeye cesaret edemedi.
Somadaki maden faciasında hayatını kaybeden 28 yaşındaki elektrik teknikeri Ergün Sidalın toprağa verildiği gün bir oğlu dünyaya geldi. Eşinin madendeki facianın ardından kaybolduğu söylenen Tomurcuk Sidal, yaşadığı üzüntüye dayanamadı. Doğum sancılarıyla hastaneye kaldırılan genç kadın, eşinin defnedildiği saatlerde bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Kayınpeder Durmuş Sidal, gelinini yalnız bırakmamak için tek oğlunun cenazesine bile katılamadı. Yeni dünyaya gelen torununu kucağına alıp seven dede Sidalın mutluluğu, boğazına düğümlendi. Umutla eşini bekleyen genç kadına, kimse acı haberi vermeye cesaret edemedi.
Oğlunun defnedildiği gün torunu dünyaya gelen Dudu Sidalın ağıtları yürek burktu. Oğlu ve gelininin fotoğrafının yer aldığı çerçeveyi okşayan anne Sidal, şöyle konuştu: "Oğlumu bir karabulut aldı götürdü. Kaybettim oğlumu ben. 1.5 yıllık evliydi. ah çocuğum, ah yavrum benim biriciğimdin. Birdin, tektin, evimizin gülüydün. Babam, annem hasta diye neden bırakıp gittin bizi yavrum? Neden anne, baba siz gidin demedin. Keşke senin yerine biz gideydik. Benim oğlum elektrik teknikeriydi. Son gün babası, eşini İzmire hastaneye kontrole götürecekti. Ben işe gideyim, eşimi babam götürüyor anne deyip evden çıktı."
Oğlunun evinin direği olduğunu söyleyen anne Sidal, "Biz, yeni doğan torunuma, vefat eden oğlumuzun adını koymak istedik. Fakat oğlumun vasiyeti var. Oğlum olursa adına babamın adını koyacağım demişti. O yüzden dedesinin adını koyup oğlumun son isteğini yerine getireceğiz" dedi.
Gelininin üzüntü sebebiyle erken doğum yaptığını kaydeden Dudu Sidal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzüntüyle çocuk, günsüz doğdu. Tansiyonu düşmüş, bebek sezaryenle alındı. Gelinimin, eşinin öldüğünden haberi yok. Kayıp, gelecek dedik. Babası gelemedi cenazeye gelinin başındaydı. Ocağımız söndü, kırıldı kollarımız. Evlerin direğiydi o. Evimizin direği kırıldı."
