2020 YILININ ARDINDAN

Gide de gelmeye!’ dediğimiz 2020 yılını geride bıraktık. Tüm dünya büyük bir cihan savaşından çıkmış gibi yorgun ve bitkin… Ülkeler, dünyayı kasıp kavuran Covit 19’un yol açtığı yaraları onarmaya ve yeni tehlikelere karşı önlemler almaya gayret ediyor.

Her ülke 2020 yılında kendi hesabına düşen sıkıntılarla uğraşırken, biz de ülke olarak bu yıl payımıza düşen sıkıntıları katmerli bir şekilde yaşadık.

 Covit 19’un yaşamımızı alt üst eden ölümcül tehdidi ile mücadele ederken sel vurgunu, çığ felaketi, İzmir ve Elazığ depremleri gibi doğal afetlerle de sarsıldık.

Kadın cinayetlerindeki inanılmaz artış 2020’nin utanç tablolarından biriydi. Sokak ortasında evlatlarının gözü önünde vahşice katledilen masum kadınların feryatları yine yetkililerin kınamalarıyla kaybolup gitti.

Siyasetin ötekileştiren ve ayrıştıran kronikleşmiş üslûbu hiç hız kesmedi.

Toplum içerisindeki şiddet ve öfke patlaması, freni patlamış bir kamyon gibi etrafa zarar vermeye devam etti.

Onlarca sabıkayla etrafta serseri mayın gibi gezen ve masum insanların canını yakan suç makinalarının görüntüleri haber kanallarından hiç eksik olmadı.

Bu olağan üstü süreçte hayatlarını riske atıp, cansiperane çalışan sağlık çalışanlarına karşı yapılan şiddet olayları ne yazık ki hız kesmedi.

Şehir magandaları yine 2020’nin baş aktörleri arasındaydılar. Cepte mendil taşınır gibi silah taşınması ve toplumun silahlanma yarışına girmesi bu yılda gözden kaçmayan tehlikeli konulardı.

Ekonominin dar boğaza girdiği 2020’de, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar had safhaya çıkarken Covit 19’un vermiş olduğu ekonomik zararlar da bu sıkıntıların tuzu biberi oldu.

Hukuk ve demokrasi, yine ülke gündemindeki yerini korudu.

Bardağın dolu tarafına baktığımızda bu kadar olumsuzluklara rağmen 2020 yılında sevindiğimiz konularda elbette ki vardı.

En gelişmiş teknolojiye sahip ülkeler dahi Corona mücadelesinde tökezlerken, pandemi konusunda vermiş olduğumuz sağlık hizmetleri göğsümüzü kabarttı ve köklü bir devlet geleneğimizin olduğunu tekrar hatırlattı.

Türk bilim insanlarından Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin  Covit 19’a karşı geliştirdikleri aşıyla dünyada seslerini duyurmaları, millet olarak sevincimize sevinç kattı.

Bu karanlık günlerde Azerbaycan’ın işgal altındaki Karabağ’ı kurtarması ve şanlı bir zafer kazanması   2020 yılının en mutlu tablosuydu.

Velhasıl 2020 yılı acı faturasıyla üzerimizden geldi ve geçti…

Dünya her sabah yeniden kuruluyor, tüm insanlar yeni bir güne hayalleri ve heyecanlarıyla başlıyorlar.

Hz. Mevlana’nın “Düne ait ne varsa dünde kaldı cancağızım! Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım” dediği gibi 2020 yılında yaşadıklarımız artık çok gerilerde kalsın diyor;  yeni yılda hukukun üstün kılındığı, demokrasinin tüm kurallarıyla yaşandığı, salgınların olmadığı, işsizlik sıkıntısının yaşanmadığı, geçim derdinin ortadan kalktığı, insan hakları konusunda tartışmanın olmadığı, bilimin referans alındığı, şiddetin toplum hayatından çıktığı; sevginin, barışın, vicdanın egemen olduğu, siyasetin kendisini sigaya çektiği bir ülkemiz olsun istiyoruz. 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.