Siyaset, satranç gibidir.
Önemli olan, rakibin bir sonraki hamlesini kestirebilmek, buna göre oyun kurabilmektir.
Türkiye siyasetinde, bu hususta usta olan parti kuşkusuz ki AK Parti’dir.
Öyle olmasaydı hiç nasıl 21 yıldır yenilmeden iktidarını sürdürebilirdi ki…
İşte Erzurum örneği…
Malumunuz; Yeniden Refah Partisi’nin büyükşehir adayı yok.
Vaktinde seçim kuruluna isim verememişlerdi!
Fatih Erbakan, partisinin son genel seçimde (her ne kadar Cumhur İttifakı’nın kanatları altında uçtuysa da) elde ettiği başarıyı, mahalli seçimde de devam ettirmek istiyor.
Elbette ki en doğal hakkıdır.
Ama bu sefer duvara toslayabilir.
Çünkü stratejisi yanlış!
“Ben kazanamasam da olur, yeter ki AK Parti kaybetsin!”
Bu, Fatih Bey’in Palandöken’le yarışan egosunun bir sonucu…
Peki partinin tabanı Erbakan gibi mi düşünüyor?
Zannetmiyorum…
Şundan dolayı:
Erzurum’da İYİ Parti’nin bir miktar oyu da var, taraftarı da…
Seçim kazanmaya yetmez, ama var.
AK Parti’ye kaybettirecek durumda da değil.
İşte o tabanın ve taraftarın önünde bir tercih duruyor.
Kendi adayları olmadığına göre ya İYİ Parti’nin ya da CHP’nin adayına oy verecek…
Verir mi peki?
Asla demiyorum.
Diyorum ki, çok ama çok zayıf bir ihtimal…
Kendi adayı olsaydı elbette ki tereddütsüz adayını destekler ve oy verirdi; ama adayı yok işte…
O muhafazakar kesim gidip İP’e mi, CHP’ye mi oy atacak?
İP’in de CHP’nin de hali pürmelali ortada…
O tabanın arasında çok keskin inançlılar var: Ölürüm de AK Parti’ye oy vermem diyenler…
Çoğunluk öyle değil.
Çoğunluk, biz AK Parti’yle aynı mahallenin çocuklarıyız diyor.
İlçelerde kendi adaylarını destekleyip oy verecekler, bunda bir şüphe yok.
Büyükşehirde ise, gidecekleri adres belli:
AK Parti yani Mehmet Sekmen…
Beklenmiyor ama… Yine de…
Son gün, Fatih Erbakan, partisinin Erzurum tabanına, “büyükşehir için oy kullanmayın” der mi?
Peki tabanı dinler mi?