VAZGEÇELİM ŞU YÜKSEK BİNA SEVDASINDAN

Sayın Cumhurbaşkanımız bir konuşmalarında düşük standartlı binaların mahzurlarına işaret ederek şu önemli uyarıda bulunmuştu: “Dikey mimari, hele hele deprem bölgelerinde intihardır.”

Diğer bir intihar da devlet kurumlarının ciddiyetle yürüttüğü kentsel dönüşüme direnmek, hatta engel olmak.  

Erzurum çok depremler yaşadı, taşa toprağa karışan evlatlarına ağıtlar yaktı. Nuh Nebi’den kalma teknoloji ile yapılan köy evlerinin orta şiddetteki bir depremle yerle bir olmasına tanık olmuş, çok üzülmüştüm yıllar önce. O üzüntüyle kurduğum ‘Köysel dönüşüm’ hayallerini yazıya döktüğümü hatırlıyorum. 

Hekimlerin demeçlerini ilgiyle okur, önerilerini hep dikkate alırım. Onların en hoşuma giden tavsiyeleri ‘koruyucu hekimlikle’ ilgili olanlarıdır. Öyle ya, elbette hastalığa duçar olunca tedavi mühim, ama en akıllıcası, en az masraflısı elden geldiğince illetten korunmak değil midir? 

Depreme yakalanmadan, enkaz altında hayata veda etmeden tedbiri alıp, takdiri mülkün sahibine bırakmak, aklın ve muhkem imanın  gereğidir. İşte bu noktada yeni bir kentleşme, yapılaşma paradigmasına ihtiyacımız var. 

Yarına bırakmadan hemen şimdi, şu yüksek bina sevdasından, sevdası ne kelime illetinden kurtulmamız lazım. Yüksek bina inşa ederek yuva yapmış olmuyoruz, kendimize, ailemize, evladımıza süslü, görkemli mezar taşları dikiyoruz. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın uyarı ve tarihi tavsiyesini öncelikle Belediyelerimizin talimat olarak kabul etmesi lazım. Bu işi vatandaşın gönlüne, müteahhidin tercihine bırakmakla yol almak mümkün değil. Yüksek binalara ruhsat aşamasınsa tahdit getirerek, sağlam zeminler seçerek, bina yüksekliğini en fazla 5 kat ile sınırlayarak ilk adımı atmak lazım. Yüksek site dikme, yükseklik şehveti ile kendimize süslü mezarlıklar inşa etme vurdumduymazlığından kurtulunca hemen temel sağlamlığına, demir beton kalitesine dikkat kesilerek, bu çetin meseleye neşter vurmak mümkün.  

Dost sohbetlerinde konu açıldığında Erzurum için şu temennileri dile getiriyoruz: “minareden yüksek bina olmasın, beton, demir sıkı denetlensin, kolonlar kesilmesin, evlatlarımız, torunlarımız taşa toprağa karışmasın. Velhasıl,  yüksek binalardan vaz geçip yeni konutları yükseklere kaydırma iradesi, yerel yönetimlerin torunlarımıza en güzel hediyesi olur. "

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Halis demir 17 Mart 2023 19:28

    Dikey bina zemin sağlam ise yapılabilir ovaya yüksek bina yasaklanmalıdır. Palandöken eteğinde yıldızkentte arsa dünürlük olduğu için mecburen dikey yükselecektir

  • Eskidadad 07 Mart 2023 22:08

    Her halde bu şehirde inşaat la uğraşanlar yarayın, ne olduğunu, dikeyin ne olduğunu bilmiyor hala 8,üzeri binalara izin ,veriliyor vede her bölgede emlak komisyoncuları tarafından parsellenmiş fiyatlari yükseltip, satista vergiden, kaçırıyorlar çok acil devlet harekete geçmeli