Onlar oyun içinde kurar, Türkiye oyunlarını bozar

MİT, Türkiye için tam olarak ne ifade ediyor?

MİT bu yeni yapısıyla sahada olmasaydı, ülkemizi hangi belalar bekliyor olacaktı?

FETÖ terör örgütü, kanlı darbe girişimi ile elde edemediği sonuca, bu kez ekonomi üzerinden ulaşmayı deniyor!

Hakmar ve Tatbak operasyonu öyle sıradan bir polisiye vakası değil…

Onlar oyun içinde kurar

Türkiye oyunlarını bozar

 

 

“Su uyur, düşman uyumaz” sözünü, yıllar önce “Su uyur, FETÖ uyumaz” şeklinde değiştirmiştik.

Adımız gibi biliyorduk: FETÖ denilen terör örgütü, hainlik etme kararından asla vazgeçmeyecek.

15 Temmuz 2016 hain kalkışmanın üzerinden tam dokuz yıl geçti, onuncu yıla döndü.

Bu süre içerisinde ne FETÖ terör örgütü ihanetten vaz geçti ne de devlet peşlerini bıraktı.

Eğer devlet, “15 Temmuz’da darbe girişimini geri püskürttük, darbecileri de yakaladık artık bu iş bitti” deyip, kulağının üstüne yatmış olsaydı…

Sizi temin ederim ki, hainler bu dokuz yılda birkaç kez daha darbe girişiminde bulunacaktı.

Neyse ki devlet bir gaflette bulunmadı, delalet içine düşmedi.

Çünkü devlet biliyorduk ki, yakalanan darbeci ve FETÖ’cünün üç beş katı hala dışarıda ve bir şekilde kendilerini saklamayı başarıyorlar.

Bir insan aynı delikten iki kere ısırılıyorsa, sorun delikte değil o insandadır.

Devlet de bütün kurumlarıyla meseleye böyle baktı. Özellikle de MİT…

Darbe teşebbüsünden sonra yapılan kanun değişikliği ile MİT’in teşkilat yapısı, yetkileri, sorumluluğu yeni baştan düzenlendi.

Böylelikle MİT, ana görevi olan istihbarat toplama işinin yanı sıra sahada operasyon yapma yetkisiyle donatıldı.

Rahmetli Özal, başbakan olduktan sonra önüne klasör dolusu MİT raporu konuluyor.

Özal, o raporu tetkik ederken Erzurum ayağı dikkatini çekiyor.

Defalarca yazılıp çizilmesine rağmen o günlerde, kimsenin yalanlamadığı şu meşhur sözü ediyor rahmetli:

Yahu bunlar Erzurum’da bırakın Lalapaşa’da namaz kılanları, camiinin önünden geçenleri bile fişlemişler.”

Köprülerin altında çok sular aktı…

O yıllardaki MİT tarih oldu, şimdi dünyanın en iyi istihbarat örgütlerine tur bindiren ve ders veren bir yapıya kavuştu.

Bu da ülkemizin güvenliği ve yarınları adına sevindirici ve umut vericisi bir sonuçtur.

Erzurumlular olarak MİT’le gurur duymamızın bir sebebi de, elbette ki teşkilatın başında bulunan hemşerimiz İbrahim Kalın’dır…

Bu uzun girizgahı şundan ötürü yaptım.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul merkezli çok büyük bir FETÖ operasyonu yapıldı.

Tıpkı Maydanoz Döner gibi ama bu çok daha büyük ve kapsamlı…

Hakmar ve Tatbak…

Şirketlerin sahibi Zeki Doruk adında müseccel bir FETÖ’cü…

Terör örgütünün ekonomisine destek vermek amacıyla, kurduğu şirketler üzerinde kaynak aktarıyordu.

Güvenlik güçleri operasyon yaptı, Zeki Doruk’un beraberinde yirmiden fazla kişiyi yakaladı.

Bir iki isim hariç tamamı tutuklandı, şirketlere devlet elkoydu.

Zeki Doruk’un evindeki kasasında çıkan deliller arasında, bir evrak vardı ki şaşkınlık uyandırdı.

Zeki Doruk denilen kişi, kendi elyazısıyla yazdığı vasiyetinde, ölümünden sonra bütün malvarlığını FETÖ terör örgütüne bıraktığını ilan ediyor.

Hakmar ve Tatbak öyle yabana atılacak şirketler değil.

Her ikisinin de ülke çapında yüzlerce şubesi var. Çok büyük cirolar yapan şirketler bunlar…

Hakmar’ı diğer zincir marketlerden farklı kılan bir özelliği var.

Misal iks markette 100 liraya satılan çay, Hakmar’da 150 lira…

Bütün ürünlerde fiyatlar, diğer marketlerden çok daha yüksek.

Buna rağmen ne satışta bir problemi var Hakmar’ın ne de Ticaret Bakanlığı’nın kestiği fahiş fiyat cezaları umurda…

Cezayı ödüyor, bildiğini okuyor.

Zeki Doruk, vaktiyle teröristbaşı Fetullah Gülen’in çok itibar ettiği isimlerden biri…

Öyle ki, çocuklarının adını bile o koymuş.

Mahut çevreler, fiyatların fahiş olduğunu bile bile Hakmar ve Tatbak’tan alış-veriş yapmışlar.

Maksat, örgüte finans kaynağı sağlansın.

Pekii gelelim terör örgütünün finans ayağını sağlayan bu operasyonun arka planına…

Bir zamanlar camilerin önünden dahi geçenleri fişleyen MİT, değişen yapısıyla birlikte artık içeride ve dışarıda ülkenin ve devletin ala değerlerini savunuyor, güvenliği için canhıraş mücadele ediyor.

Hakmar ve Tatbak bombasını da işte bu MİT patlatıyor.

Kimbilir ne kadar vakit süren titiz bir takip, analiz, incelmeme ve delil toplamanın ardından şu sonuca ulaşıyor:

“Anılan bu şirketler, FETÖ terör örgütünün finans ayağıdır.”

Sonrası malum…

Çorap söküğü gibi geldi diğerleri…

FETÖ, önce paralel devlet yapılanması adı altında, 17-25 Aralık yargı darbesi yapmaya kalktı.

Kısmen başarılı olsa da sonra bu girişim darmadağın edildi.

Terör örgütü, bu yargı darbesinden istediği neticeyi alamadığını görünce el büyüttü:

15 Temmuz 2016 meşum kanlı kalkışma…

Bedeli ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için çok ama çok ağır oldu.

253 şehit verdik, binlerce insanımız gazi oldu, ekonomimiz neredeyse felç oluyordu.

Ama bu sayede devlet, terör örgütüne darbe üstüne darbe vurdu, şifrelerini kırıp kodlarını çözdü.

O kalkışma olmasaydı, devletin hemen her kademesine sızmış olan kripto FETÖ militanları varlıklarını sürdürüyor olacaklardı.

Devletten tamamen temizlediler mi? Ne yazık ki hayır…

Bir zamanlar FETÖ gazetesinde yazılar yazan ve dönemin en büyük yazarlarından sayılan biri, geçenlerde hükümete bir teklifte bulundu;

“FETÖ terör örgütü mensuplarına af getirilsin.”

Aslında bu teklifin zamirinde şu var:

“Terörsüz Türkiye diyerek nasılsa PKK’lıları affedeceksiniz. Şu halde FETÖ’yü de affedin.”

Hükümetin, defalarca “Pazarlık yok, dayatma yok, şart yok” demesine rağmen…

İngiliz’de oyun biter, FETÖ’de bitmez.

Devlet her an teyakkuz halinde olmaz ise tehlike kapımızda demektir.

Çünkü FETÖ kendine münhasır bir terör örgütü değil ki…

Arkasında, yanında, önünde başta Amerika olmak üzere, bilmem kaç devlet var.

MİT bu gerçekleri hepimizden çok daha iyi bildiği için hatta bizim aklımıza dahi gelmeyecekleri de gördüğü için işi asla rastlantıya terk etmiyor.

Kaç yıldan beri deniyorlar işte:

“Madem Türkiye’de mevcut rejimi darbe yoluyla deviremedik. Madem Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulamadık. O halde, Türkiye’yi ekonomi üzerinden vuralım.”

Vaktiyle bunu da açık açık söylemişlerdi zaten…

MİT bu yapısıyla, Türkiye için değer biçilemez bir teminattır.

Biz uyurken teşkilat uyanık…

Biz parmağa bakarken teşkilat, o parmağın işaret ettiği yeri gözetliyor.

Biz gündelik siyaset peşinde avara kasnak olurken teşkilat, uzun vadeli plan ve programları kurguluyor.

Hakmar ve Tatbak’la bitti mi bu iş?

Bitmedi elbette ki…

Kimbilir sırada daha neler var…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.