Hoş cevap vermezler biliyorum da yine soracağım: Kemal Bey, Recep Peker ya da Nihat Erim’den farkınız ne?

Tayyip gitsin de sonrasında kıyamet kopacaksa kopsun.” diyorsunuz ya… Samimi olarak soruyorum Kemal Bey, sizin Tayyip düşmanlığınız, ülke sevginizden daha mı baskın ki, ölümüne elinizde alev saçan silahlarla Hitler’i hatırlatıp duruyorsunuz?

Kendi kendime hep şunu telkin ediyorum: Asla CHP’yi hafife alma… Bu CHP ki, yüz yıllık tarihiyle esasında bir Türkiye Cumhuriyeti fotoğrafıdır.

İlla da bugünkü CHP yönetiminden hareketle kesin bir yargıya varmayınız.

Her ne kadar 60 darbesinden sonra, darbeci bir kafaya sahip olan iradeyi kutsamış olsa da…

(Gerçi yine aynı CHP bu kez de 1946 yılında Recep Peker’in dayattığı şartları parti kurultayında tasfiye eden, yerine daha demokratik bir anlayışın tesis edilmesini isteyen bir parti olarak karşımıza çıktıysa da… )

Unutmayalım…

Yakın tarihimizde neredeyse hiçbir örneği olmayan bir şey yine o CHP’de vücut bulmuştu.

Ebedi” ya da “Milli Şef İnönü” kendi iradesiyle gittiği bir kurultayda koltuğunu Ecevit’e kaptırmıştı.

Eğri oturup düz konuşalım.

CHP’de (bugün bile) olan parti içi demokrasi, AK Parti dahil hiçbir partide yoktur.

Darbeden sonra Nihat Erim’in başbakanlığa getirilmesi CHP içinde hakiki anlamda bir itiraz vesilesi olmuştu.

CHP tabanına ve geleneksel CHP seçmenine bir itirazım yok.

Yok da; ama aynı taban ve geleneksel aynı seçmen artık niye bu CHP’yi sorgulamıyor?

Bu CHP eski CHP demiyor.

Görmüyor musunuz CHP, deli rüzgarın önündeki kuru gazel gibi savruluyor.

Ne tam solcu…

Ne tam antiemperyalist…

Balıkçıda İngiliz muhibbi…

Hariciyede Biden müttefiki…

Yeri geliyor PKK’ya göz kırpıyor, yeri de geliyor tam dibine kadar İYİ Parti ile yoldaş oluyor: hatta Saadet Partisi de kavşak arkadaşları…

(Ama görebildiğim kadarıyla bu müttefikler, yola çıktıklarında yanlarında olan dostlarını, yolda bulduklarıyla değiştirecekler. Bak: Muharrem İnce…)

Ekrem arkadaş, İstanbul’da balıkçıda beş on santim karın altında çuvallarken aklıma İttihatçı Enver’in, Sarıkamış’ta tek kurşun dahi atamadan donarak şehit olan askerimizin söyledikleri aklıma geldi:

Nasılsa ölmeyecekler miydi!?”Bugünün CHP’si de adeta şöyle diyor, ayak üstü kırk yalanı uydur ve sosyal medyadan duyur.

Nasılsa onda biri alıcı bulur!

Eskiden yani sizin piriniz Recep Peker zamanında olsaydı neyse ne olurdu da şimdi at terli yemiyor Kemal Bey…

Recep Peker’den ya da Nihat Erim’den farklı ve daha kıymetli olarak bize ne söylüyorsunuz ki Anadolu insanı sine-i millete dönsün?

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Kenan arslan 01 Şubat 2022 00:04

    Çok güzel isabetli olmuş.Teşekkürler