Dadaşın vicdan imtihanı

Erzurumspor bir ‘Dal’a tutundu, imdadına Sekmen yetişti…

Korkaklar, gece mezarlığın yanı başından geçerken ıslık çalarlar!

Korkak olmayanlar ise, o mezarlara bakıp bir gün kendisinin de orada bir yerde olacağını bildiğinden rahmet okuyup gider.

İşte korkakla cesur arasındaki fark budur.

Bugün Erzurumspor’a sahip olanlar, işte o ıslık çalıp gitmeyenlerdir.

Onlar yüreklerini koydu…

İnançlarını koydu…

Ümitlerini koydu…

Biliyor musunuz en önemlisi de ne, onlar; bu şehir ve bu takım için gövdelerini taşın altına koydu…

Ben bir futbol cahiliyim, bu sebeple o insanlar kimdir diye beynelmilel kuruluşlara sordum.

Sanki ağız birliği etmişçesine yüzüme yüzüme karşı haykırdılar:

Mehmet Sekmen ve Ahmet Dal…

İşin doğrusu biraz tahmin etmiştim, ama bu kadarını bilmiyordum.

Mehmet Sekmen ve Ahmet Dal olmasaydı meğer bugün Erzurumspor diye bir şey olmayacakmış…

Minnacık omuzlarında devasa bir yük…

Ne ileri gidiyor ne de geri kalıyor.

Ağır bir yük hem de çileli bir yolculuk…

Palandöken Dağı bile zaman zaman “artık yoruldum” derdi.

Ne var ki Sekmen de Dal da “yorulduk” demediler.

Çünkü mevzubahis Erzurum, çünkü Erzurum olunca akan sular duruyor.

Ahmet Dal, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nden daire başkanı olan genç bir bürokrat…

Sekmen O’na çok güveniyor, O da Sekmen’e…

“Biz Erzurumspor’u başsız ve sahipsiz bırakmayız” demeçleri havada savruluyordu, kimi yayın organları o sahte kahramanlara Fatih muamelesi çekiyordu!

Sonra gördük ki…

Meydan boş, peşrev slogan, pehlivan sahipsiz…

Birileri acaba bundan bir netice çıkarır mı bilemem, ama hani yere göğe sığdıramadığımız o Erzurumspor yok mu, ha işte o Erzurumspor; işte o takımın başkanı, belediyede çalışan bir memur…

Fakat mangal gibi yüreği var. Bir memurun bordrosuna sığmayacak kadar gönül zengini!

Bir de o mangala, ha bire nefes olup duran Mehmet Sekmen var…

Erzurum, elbette ki “ölü ozanlar şehri” değil.

Hala şarkı söyleyebilen ve memleketi için hazır kıta nöbette duran serdengeçtiler var:

Biri Sekmen, öbürü de Dal…

Peki sizin bu dava üzerine, diyeceğiniz bir dörtlüğünüz ya da içli bir türkünüz yok mu?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.