ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NİN 64 YIL ÖNCEKİ YOL HİKAYESİ                     

7 Haziran 1957 yılında resmen kurulan Atatürk Üniversitesi, 7 Kasım 1958’de Ziraat ve Edebiyat Fakülteleri ile eğitime başlamış, bu iki fakülteye 12’si kız olmak üzere yalnız 135 öğrenci kaydolmuştur.

Yıllar içerisinde hızla gelişen Atatürk Üniversitesi, bugün 23 fakülte 1 yüksek okul, 1 konservatuvar, 12 meslek yüksek okulu, 8 enstitü ,38 araştırma ve uygulama merkezi, 45 birim, 851 program ile ile Türkiye’nin en saygın üniversiteleri arasındadır.

2700 öğretim elemanı ve 435000 öğrencisi ile 74 farklı ülkeden 3500 yabancı öğrencinin de eğitim gördüğü Atatürk Üniversitesi, kuruluşundan günümüze yürekleri Erzurum için çarpan fedakâr insanlar sayesinde bu günlere ulaşmıştır.

Üniversitenin Erzurum’a kazandırılması şüphesiz, zorlu mücadeleler neticesinde olmuştur.

1 Kasım 1937 yılında TBMM  açılışında yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk kez Doğu Anadolu’da bir üniversite kurulması fikrini ortaya atmasıyla başlayan süreç pek de kolay yürümemiştir..

Memleketi üç büyük kültür bölgesi halinde düşünen Atatürk, İstanbul ve Ankara’dan sonra Van Gölü sahillerinde modern bir üniversitenin kurulmasının sinyallerini vermiştir.

“Bu hayırlı teşebbüsün, Doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyz, Cumhuriyet Hükümeti için ne mutlu eser olacaktır” diyen Atatürk’ün bu direktifi üzerine, dönemin Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, Doğu’da bir inceleme başlatmış olsa da bu düşünce akamete uğramış, nihayet Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın 13 yıl sonra TBMM açılışında bu konuya değinmesiyle Doğu’da üniversite kurma fikri tekrar gündeme gelmiştir.

İkinci Menderes Hükümeti’nin Doğu’da üniversite kurulmasını programa almasıyla birlikte oluşturulan 10 kişilik bir heyet, 1951yılında doğu vilayetlerine geziye çıkmış, dolayısıyla kuruluş hazırlıkları başlamıştır.

Cumhurbaşkanının da katıldığı heyet önce, Van, Diyarbakır ve Elazığ’a gitmiş, Celal Bayar’ın Ankara’ ya dönmesinden sonra Erzurum’a gelmiştir.

Bu hareketlenmeyle birlikte Doğu illerinde büyük bir heyecan fırtınası başlamış, her il üniversitenin kendi sınırları içerisinde kurulması için kulis faaliyetlerine girişmiş, kısaca; iller arasında müthiş bir rekabet başlamıştır.

Çalışmalar neticesinde heyet, üniversitenin Murat Havzası’nda kurulması yönünde kanaatini belirterek, ilk etapta Van ve Elâzığ’da fakülte ve enstitülerin kurulmasını, Erzurum ve Diyarbakır’da ise tarım ve hayvancılık konusunda istasyonların açılmasını tavsiye etmiştir.

Tatmin edici olmayan bu çalışmadan sonra Milli Eğitim Bakanı Müsteşarı Reşat Tardu’nun başkanlığında kurulan on altı kişilik heyet 1953 yılında Sivas, Elazığ, Bingöl, Muş, Van, Ağrı, Kars, Erzurum, Siirt, Diyarbakır, Urfa, Bitlis ve Tatvan’a inceleme gezisine çıkarak, Sosyal İlimler Fakültesi’nin Van da, Mühendislik Koleji’nin Diyarbakır’da, Jeoloji, Biyoloji, Ziraat ve Orman Fakülteleri’nin Elazığ’da, Veteriner ve Tıp Fakültesi ile Güzel Sanatlar Enstitüsü’nün Erzurum’da kurulması yönünde müzakere etmişlerdir.

 

Bu hazırlıklar yapılırken “Doğu Üniversitesi“ kavramının yerine başka bir isim bulunması yönünde arayışa girişilmiş “Atatürk Üniversitesi” adında ittifak edilmiş, Celal Bayar 1 Kasım 1953 tarihindeki TBMM açılış konuşmasında bu ismi telaffuz etmiştir.

Heyetin vermiş olduğu dağınık üniversite fikri bazı kesimler tarafından kabul edilmemiş olduğundan, konunun tekrar masaya yatırılması gündeme gelmiştir.

İşte bu aşamada üniversitenin hangi şehirde kurulması tartışılmaya başlanmış, bu gelişmeleri yakından takip eden Milli Eğitim Bakanı Erzurumlu Rıfkı Salim Burçak, 1955 yılının Şubat ayında yanına Erzurum milletvekilleri Rıza Topçuoğlu ile Sabri Erduman’ı alarak İstanbul’da bulunan Başbakan Adnan Menderes’i Park Otel’de ziyarete gitmişler.

Adnan Menderes’in ”Rıfkı Bey, ruhen pek münbasit bulunduğum, sevinçli olduğum bir anıma rastladınız” deyince, Rıfkı Bey bu ortamda üniversitenin Erzurum’da kurulması fikrine başbakanın sıcak bakacağını düşünüp konuyu Atatürk Üniversitesi’ne getirmiş.

Adnan Menderes ”Ben Erzurum’u çok severim. İktidarda ilk nutkumu orada verdim. 2 Mayıs’tan önce seçim kampanyasını orada açtım; bana uğur getirdi. Erzurum’u öyle severim ki bağrıma basıp öpesim gelir. Oraya her şeyi yapacağız; üniversiteyi orada kuracağız. Benim kararım budur. Şimdi birer birer bakanların muvafakatlerini alıyorum. Cumhurbaşkanı’nı da ikna ederiz” deyince,  Rıfkı Salim Burçak duymak istediği mesajı almanın mutluluğu ile başbakana teşekkür eder ve ayrılır.

 Adnan Menderes’in bu konunun gizli tutulması yönündeki tembihatına rağmen Rıfkı Salim Burçak 28 Şubat 1955 tarihinde Erzurum’da yayımlanan Palandöken gazetesine yazdığı baş makalede “Yarının Erzurum’u, pek yakın bir zamanda şarkın her bakımdan en mamur beldesi, büyük bir ilim ve irfan merkezi haline gelecektir” satırları ile üstü örtülü olsa da Erzurum’a müjdeyi verir.

Üniversite Kuruluş Heyeti

Menderes Hükümeti,  Erzurum’un, Rus işgalinden kurtuluşunun 37 yılı olan 12 Mart 1955 Cumartesi günü Atatürk Üniversitesi’nin Erzurum’da kurulması kararını verir.

İhsan Doğramacı’nın üniversitenin yeri için teftişe gelmesi

Bu kararın alınması konusunda emeği geçenler ile kuruluş aşamasından bugüne kadar Atatürk Üniversitesi’ne emeği geçenlere Erzurumlular olarak minnet ve şükran duygularımızı sunuyoruz.

KAYNAKÇA. BURÇAK RIFKI SALİM, ON YILIN ANİLARI (1950-1960), NUROL MATBAACILIK, 1998

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.