Kör eden katarakt ameliyatları için 570 bin liralık dava

ERZURUM Palandöken Devlet Hastanesi'nde, geçen yıl katarakt ameliyatı olduktan sonra enfeksiyon kapıp, bir gözleri görme yetisini kaybeden 3 kadın hasta, avukatları aracılığıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine toplam 570 bin liralık tazminat davası açtı.

Erzurum'da, 6 Ağustos 2018 günü gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle Palandöken Devlet Hastanesi'ne başvuran 9 hasta, bir gün sonra katarakt ameliyatı oldu. Servise alınan hastalar, bir gün sonra da taburcu edildi. Bir süre sonra rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan bu hastalardan 6'sının gözünde enfeksiyon belirlendi. Hastalardan 5'i ileri tetkik ve tedavi amacıyla Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'na sevk edildi, durumu nispeten iyi olan diğer hasta ise Palandöken Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Kadın hastalar Baran Bayram (74), Adalet Genç (70) ve Sevcan Diyarbakır'ın (63) katarakt ameliyatı edilen bir gözleri kör olurken, diğer hastalar ise tedavilerinin ardından taburcu edildi. 
Kör eden katarakt ameliyatı ile ilgili hem adli, hem de idari soruşturma başlatıldı. İdari soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan Adalet Genç, hastanenin çok pis ve kirli olduğunu iddia etti. Genç, "Perdeler, yerler, yatak çarşafları hijyenik değildi. Ameliyathane de çok pisti. Yerde çöpler vardı. Başka bir hastaya ait örtüyü yerden alıp üzerime örttüler" dedi.
AMELİYATHANEDEKİLERE SUÇ DUYURUSU
Baran Bayram, Sevcan Diyarbakır ve Adalet Genç'in avukatları Tevfik Haktan Avnik, ameliyatı yapan doktor ve o an ameliyathanede bulunan tüm sağlık personeli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Avukat Avnik ayrıca Bölge İdare Mahkemesi'ne Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı. Erzurum 1'inci ve 2'nci İdare Mahkemesi'ne açılan 3 ayrı davada, maddi ve manevi olmak üzere Adalet Genç için 150 bin TL, Baran Bayram ve çocukları için 200 bin TL, Sevcan Diyarbakır, eşi ve çocukları için ise 220 bin TL tazminat talep edildi.
'KOMPLİKE DURUMLAR ORTAYA ÇIKABİLİR'
Sağlık Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden İdare mahkemelerine gönderilen cevap dilekçesinde, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesi talep edildi. Cevap dilekçesinde, kamu hizmetleri arasında güvenlik, sağlık, itfaiye gibi hizmetlerde, zarar gören kişinin bu hizmetten büyük ölçüde yararlanmasına rağmen, hizmetin işleyişinin son derece risk taşıdığı bildirildi. Sağlık hizmetlerinde 'komplike' durumların ortaya çıkabileceğine vurgu yapılan dilekçede, "Bu yüzden hastane ve benzeri kurumlarda yürütülen sağlık hizmetlerinden faydalananların, hizmetin yapılmasından ve tıbbi girişimlerinden doğabilecek bazı komplikasyonlar ile karşı karşıya kalmaları olasıdır. En ileri tıbbi teknoloji düzeyindeki memleketlerde bile tıbbi müdahale alanında yüzde 100 garantili hizmet maalesef henüz sunulamamaktadır" denildi.
'SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE YOL AÇMIŞ OLUR'
Davanın dayandığı maddi olay, işaret olunan hukuki durum ve ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, tazminat şartlarının gerçekleşmediğine öne süren Bakanlık avukatları, dolayısıyla tazminat talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunun anlaşılacağını belirtti. Sağlık Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
"İdarenin ve hizmetin işleyişinden kaynaklandığı açık olarak saptanmayan zararların tazmini isteğinin idareye yöneltilmesi ve tazmin talep edilmesi, yanlış ve tazmin hukukuna aykırıdır. Bir başka deyişle, maruz kalınan zararın bulunduğu hususu, ilmi belgelerle ispatlanmaksızın ve bu konuda verilmiş kesin bir tıbbi rapor da mevcut değilken, tazmininin talep edilmesi hukuka aykırılık teşkil edecektir. Tazmin müessesesi bir 'zenginleşme vasıtası' olmayıp, gerçekten uğranılmış olan zararların tazmini gayesine matuftur. Şayet, bu hususlar dikkate alınmaksızın ve iddia edilen zarar kanuni deliller ile ispatlanmaksızın tazminata hükmedilir ise sebepsiz zenginleşmeye yol açmış olur."
'HİÇBİR PARA GÖZÜ YERİNE GETİRMEZ'
Adli soruşturmanın devam ettiğini belirten Avukat Tevfik Haktan Avnik ise şunları söyledi:
"Katarakt ameliyatı olan 3 müvekkilimin birer gözü kapandı. Halen çok ciddi tedavi görmelerine rağmen iyileşme olmamış, tamamen gözleri kör olmuştur. İhmale, tedbirsizliğe dayalı olduğu kanaatiyle biz Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açtık. Hele hayatının yaşlılık döneminde olan birinin rahat etmesi gereken bir süreçte böyle bir olayla karşılaması çok büyük handikap. Kaldı ki müvekkillerimden Sevcan Diyarbakır'ın yapılan tedavi kör olan gözünün yeniden görmesi için değil, mevcut görmeyen gözün iltihaplanmasının ve tamamen göz yuvasından çıkarılmamasının temini için devam etmektedir. O hanımlar zengin olmak için davayı açmadılar. Zaten ne kadar para verilirse verilsin, bir gözün yerine getirilmesi söz konusu değil."(habertürk)
06.05.2019 11:46:00