19 Mayıs’a doğa ve tarih yolculuğu

Atatürk Üniversitesi öğrencileri 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını tarih ve doğa gezisiyle taçlandırdılar.

Atatürk Üniversitesi öğrencileri, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı doğa ve tarih gezisiyle kutladı. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi başta olmak üzere farklı fakültelerden 65 öğrencinin katılımıyla düzenlenen Tortum ve Uzundere gezisi, Prof. Dr. Zübeyir Saltuklu’nun öncülüğünde gerçekleştirildi.

Saltuklu hoca yol boyunca öğrencilerini bilgilendirdi.  Öncelikle Kafkaslardan Nil Vadisine giden kuşların göç yolu üzerinde dinlenme ve üreme yeri olan Karasu Bataklığından bahsetti.  Erzurum ovasında Karasu Bataklığı diye adlandırılan yerde 52 farklı kuş türünün yer aldığını bunların 34'ünün bu baltalıklarda (sazlıklarda) ürediğinin ileri sürüldüğünü ifade etti.

Yine sağ tarafta Karga Pazarı (Kargı Pazarı) diye adlandırılan dağın en yüksek tepesinde 1952 tarihinde NATO’ya giren ülkemizin antlaşma gereği Kafkasları gözetlemesi için askeri amaçlı kurulan radarı gösterdi.

Bu dağlar üç büyük ırmakların suyunun doğduğu dağlardır. Kuzeyinden çıkan sular Çoruh, doğusundan çıkan sular Fırat, güneyinden çıkan sular Aras nehrine su taşımaktadır. Daha önemlisi Tevrat’ta kutsal sayılan dört ırmaktan birisi olan Fırat ırmağının ilk kaynağı sol tarafımızdaki Dumlu dağıdır. Bu dağdan çıkan sular Karasu adını almaktadır. Sonra Fırat ırmağını oluşturmaktadır.  

Öğrenciler Tortum vadisine indiklerinde iklimin birden değiştiğini hissettiler. Tortum ilçesinin içerisine girdiklerinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının Hükümet konağı önünde kutlandığına şahit oldular. Saltuklu hoca ve öğrenciler hep bir ağızdan   19 Mayıs Bayramını kutladılar.

Uzundere ilçesine vardıklarında ilçenin içerisine girip ihtiyaç molası verdiler. Coşkun akan bir çayla karşılaşınca fotoğraf makinasına sarıldılar.

Belediyenin yaptırdığı temiz ve sabunlu tuvaletleri görünce teşekkür ettiler.

Sıra Tortum gölüne gelmişti.

Saltuklu hoca; “1700'lü yılların ortalarında bugünkü Balıklı Köyü batısında bulunan bir dağın heyelan sonucu Tortum çayının önünü kapatmasıyla oluşmuş bir göl olduğunu belirtti. Bu gölün üzerine kurulan hidroelektrik santralinden 1960 yılında Erzurum’a elektrik verilmiştir. Herkes kendi köy, kasaba, ilçe ve ilinin ne zaman elektriğe kavuştuğunu sorgulasın dedi.

Uzundere’yi arkada bırakarak bu ilçesine bağlı Çamlıyamaç Köyü’nde yer alan Öşvank Kilisesi’ni görmek için ana yoldan sapıldı.

Saltuklu hoca bu kilisenin tarihi hakkında kendilerine internetten gönderdiği yazıyı da hatırlatarak burada bir anısını anlattı. “Erzurum Anadolu Lisesi öğrencileriyle 2000’li yılda bu bölgeye sizinki gibi bir gezi yapmıştım. Bu kilise hakkında öğrencilerini aydınlatırken inanç turizmi adı aldatında bir otobüs dolusu Ermeni asıllı yabancı ülke vatandaşlarıyla kilise önünde karşılaştık. Ben bu Kilisenin, Gürcü Bağratlı Hanedanlığı zamanında, Adernese III’ün oğlu Magistras Bağrat tarafından 963-973 yılları arasında inşa edildiğini ifade ettiğimde. Kafile başkanı büyük bir bağırmayla!

-Sen yalancısın, öğrencilerine doğru bilgi vermiyorsun. Kızım git otobüsten Tortum vadisi üzerine 50 sene önce Paris’te Fransızca kaleme alınmış kitabı getir. Burası bir Ermeni Kilisesidir dedi. Kitabesi Ermeni alfabesidir. Hızını alamadı bakın kitabesi Ermeni alfabesidir. Yanında buluna birisine bu kitabe Gürcü mü yoksa Ermeni alfabesi mi? Sorduğu kişi Gürcü alfabesi dediğinde kem küm etti.  Öğrencilerimi zor tuttum. Hepsi gözüme bakıyordu. Ben bu tarihi eserin insanlığın ortak mirası olduğunu hepimiz bunu korumamız gerektiğini, dahası üstelik sen Türk yurttaşısın bu öfke, bölücülük niye. Daha sonra yaşlı bir kadının yanıma gelerek evladım bu deliyle başımız belada, sabrına ve olgunluğuna teşekkür ederim.”

Yine Saltuklu, sevgili gençler bu eserler bir imanın eseridir. Sizler de kendinize güvenerek ve inanarak daha büyük işler başarabilirsiniz, Erzurum’da Ulu Cami’yi ve tarihi eserleri görmeden giderseniz bu bizim ayıbımız olur dedi.

Yıkılmak üzere olan bu eserin onarıma alındığını gördüklerinde sevindiler ve toplu fotoğraf çektirerek ayrıldılar. 

Daha sonra yedi göllere gidildi. Burada iklim tamamen değişmiş, karadutu ve inciri dalında gördüler. Güller tamamen açılmış güzelliklerini sergiliyor, gölde ördek yüzüyordu. Alabalık tesisleri müşterilerini bekliyordu. Burası tam bir Karadeniz havası hâkim dediler.  

Bolca fotoğraf çektirdikten sonra Tortum Şelalesine geri dönüldü.

Erzurum Büyükşehir Belediye’sine ait Şelale Kafe park alnına dört minibüs park etti. Tesisi temiz, bakımlı ve düzenliydi. Orada öğle yemeği ağız tadıyla yendi, çaylar yudumlandı. Hep bir ağızdan Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür edildi.

Sıra oluşumu açısından dünyada ikincisi, Türkiye'nin de 21 m genişliğinde 48 m yüksekliğinde en büyük şelalesi Tortum Şelalesini görmeye gelmişti.

Hava hafif çiseliyordu. Coşkun akan şelale seyretmeye doyum olmuyordu. Birçok öğrenci sırım sıklam ıslanmışlardı. Islansak da değdi, bir daha gelmek ya kısmet dediler. "Hayata bir kez geliyoruz." diyerek harika bir deneyimi de yaşamış oldular.  Bolca fotoğraf çektirdiler.

Erzurum ‘a dönme vakti gelmişti. Saltuklu hoca bu gezi sizin için ne anlam geldi?  

-Hep bir ağızdan 19 Mayıs bizim için daha anlamlı bir gün oldu, çifte bayram yaptık.  Doğa, tarih ve vatan daha bir anlam kazandı. Kampüse sıkışmış bir hayatı daha genişlettik.  Erzurum sadece kent merkezinden oluşmuyor. Geniş bir coğrafyaya sahip. Arkadaşlık bağlarımız da kuvvetlendi.” Teşekkür ederiz. Sağ salim Atatürk Üniversitesine ulaşıldı. Şoförlere de ayrı ayrı teşekkür edildi.

 


22.05.2025 23:34:30