SAĞLIK Haber Girişi : 12 Şubat 2011 11:35

Diyanet-Sen de Kongre Heyecanı

Diyanet-Sen de Kongre Heyecanı

Diyanet –Sen de Kongre Heyecanı

Memur-Sen konfederasyonuna bağlı  Diyanet-Sen 4. Olağan Genel Kongresini 02.12.2011 Cumartesi günü Büyük Anadolu  Otelinde gerçekleştiriyor.

Kongreye Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU,Siyasi parti temsilcileri,Sivil toplum Kuruluşları temsilcileri katıldı.

Program Hatay Habibi Neccar camii imam Hatibi Fethullah Uğraş Hocanın okumuş olduğu Kur’an-ı Kerim ile başladı.

Kongrenin açılış konuşmasını yapan Diyanet-sen Genel Başkanı Mehmet BAYRAKTUTAR ,Sendikaların genel kurulları ,seçilenlerin hesap verme,seçeler içinse hesap sorma zeminleridir.3.Olağan Genel Kurulumuzda “emanet ehliniz” temsil iddiası ile ortaya çıkanların zaman zaman size hesap vermeleri,sizin verdiğiniz yetki ile şimdiye kadar ne yaptıklarını ve bundan sonra ne yapacaklarını söylemesi demokrasinin gereği ve güzelliğidir,dedi.

Sendika olarak Ülke gündeminde yer edinen konularla ilgili değerlendirmelerde bulunan BAYRAKTUTAR,Danıştay’ın hala başörtünün inancın gereği olduğunu,bu nedenle başörtü yasağının din ve vicdan özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini teşhis etmekte zorluk çektiğini,yakın bir geçmişte  diyanet Vakfı’nda bir hanım efendinin yıllardır sürdürdüğü bir görevden alınması,yıllardır başörtülü kızlarımızın yaşadığı mağduriyete sayfalarını kapatmış olan medyanın gözünü fal taşı gibi açtığını söyledi.

Sendikamızın gölgesinde onbinlerin nefes aldığı bir ulu çınar haline geldiğini söyleyen BAYRAKTUTAR, birlik olduktan sonra tüm sorunların üstesinden geleceğine inandığını,geçen üç yılda çok çalıştıklarını ve önemli başarılara imza attıklarını,bundan sonra da sendikamızı iyi yerlere taşımak için var gücümüzle çalışacaklarını,üyelerin desteğine ,katkısına görüşlerine,eleştirilerine hayatı derecede önem verdiklerini ifade etti.

“Sucu başı açık olduğu için değil, ufku açık olmadığı için görevden alındı”

Bayraktutar, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Merkezi Faaliyetleri Başkanı Ayşe Sucu'nun görevden alınması ile ilgili tartışmalar hakkında ise, “Bu olay, yıllardır başörtülü kızlarımızın yaşadığı mağduriyete sayfalarını kapatmış olan medyanın gözünü fal taşı gibi açtı. Sucu’nun başı açık olduğundan görevden alındığını iddia ettiler. Binlerce başörtülü kızımızın hanım kardeşimizin eğitim hakkına, çalışma hakkına engel olunurken ses çıkarmayanlar, bir hanımefendinin yetersizliği nedeniyle görevden alınmasına günlerce feveran ettiler. Biz o hanımefendinin başı açık olduğu için değil ufku açık olmadığı için görevden alındığını biliyoruz. Bildiğimiz başka bir şey ise ufukları ve vizyonları açık olduğu halde sırf başlarını örttükleri için üniversitelere alınmayan genç kızlarımızın, görevlerini son verilen hanım kardeşlerimizin varlığıdır. Bazı medya gruplarının ve sözde sivil toplum kuruluşlarının en büyük sorunu bu… Gerçeği görmezden gelmek, işlerine geleni gerçek gibi göstermek” ifadelerini kullandı.

 

Süheyl Batum’a sert tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un TSK için sarf ettiği sözleri de değerlendiren Bayraktutar, “Ana muhalefet partisinin anayasa hukukçusu, Silivri misafirlerine ana şefkati gösteren genel başkan yardımcısı, darbe yapmadığı ya da darbe yapmaya yeltenmediği için silahlı Kuvvetlerine “kâğıt kaplan” olmakla itham etti. Anlaşılıyor ki, siyasete kaplan gibi atılmasının nedeni, millete hizmet etme fırsatı yakalamak değil, milleti, kendi silahlı kuvvetlerine avlatmak. Aslında,  bu anlayış, 27 Mayıs 1960’da, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de Milleti ve iradesini silahlı kuvvetler eliyle tokatlayan zihniyetin bugünkü görünümüdür. Milletin iradesine sahip çıkılmasından, darbe zihniyetine prim, darbelere izin verilmemesinden rahatsızlar. Milleti kışla siyasetiyle hizaya getiremeyeceklerini anlayınca kışlayı, siyaset zeminiyle darbeye davet etmek aymazlığına düştüler. Akademisyen olarak “ordu göreve” çağrısıyla yetinmemiş, siyasetçi olarak “görev ordunun” çağrısı yapıyor. Silivri’de milletvekili adayı aramakla kalmıyor, kışladan milleti tokatlayacak adam çıkarmaya çalışıyor. Eylül’ün 12’sinde referandumda vesayeti kış kışlayan milletimiz, kışladan siyasete yön vermesini bekleyenleri, siyaseti kışla ağzıyla yapanları da, Haziran’ın 12’sinde siyaset sahnesinden kışlayacaktır” diye konuştu.

 

“Misyoner ve satanist gruplara fırsat veriliyor”

Kur'an öğrenme yasağına ve zorunlu din dersinin tartışılmasına da tepki gösteren Bayraktutar, şunları söyledi: “12 yaşından önce Kur’an eğitimi almak,

12 yaşından küçüklere Kur’an eğitimi vermek yasak. Bunu ne makul ne de makbul görebiliriz. Eğitim biliminin verileriyle örtüşmeyen, Din ve vicdan hürriyetiyle bağdaşmayan bu yasak kalkmalı. Çocuklarımızı koruduğu iddiasıyla getirilen bu yasak, misyonerlere, satanist gruplara fırsat veriyor. Bu milletin arasına nifak tohumları ekmek isteyenler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu oluşunu kendilerine malzeme haline getirmeye çalışıyorlar. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ni zorunlu ders olarak değil toplumun, bütün bireylerin ihtiyacı olan bir ders olarak tanımlamalıyız.”

 

Bayraktutar, yeni Anayasa’nın zorunluluğunun da altını çizerek, “Statükonun kendisine kale kıldığı yapılaşmanın yıkılması gerekiyor. Bunu Anayasayı değiştirmekle sağlamak mümkün değildir. Ancak, Anayasayı bütün olarak değiştirmekle yapabiliriz” dedi.

 

Gündoğdu'dan yasakçılara tepkiler

Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ise kongredeki konuşmasında jakoben yönetim anlayışını eleştirdi. Gündoğdu, başta Danıştay'ın ALES kararına tepki gösterirken, YÖK Başkanı hakkında soruşturma izni veren Sincan Hakimi Osman Kaçmaz'ı sert bir dille eleştirdi.

 

Osman Kaçmaz'a tepki

Gündoğdu, üniversiteler ve kamu kurumlarında yüzde yüz başörtüsü serbestisinden yana olduklarını ifade ederek, "Üniversitelerde kamu kurumlarında yüzde yüz başörtüsü serbestisi olmasını istiyoruz. YÖK Başkanı 'öğrencilerin kılıf kıyafetlerine bakmayın' diyor. Savcı 'bu doğru bir yaklaşım diyor' İşi adaleti tesis etmek olan Sincan Hakimi Kaçmaz buna karşı çıkıyor. Bunun gerekçesi görevi kötüye kullanmak. Değerli dostlar görevi kötüye kullanmak milletin adına karar vermesi anayasa ile mecburi olanların görevini kötüye kullanmasıdır" dedi.

 

Müjdat Gezen'e ince mesajlar

Geçtiğimiz günlerde açıklamaları ile eleştiri odağı haline gelen Sanatçı Müjdat Gezen'e de eleştiriler getiren Gündoğdu, " Milletin değerleri çerçevesinde gezmiyor. Milleti aşağılamaya kalkışıyor. Bu ülkede yüzde bini bile bulmayan bu bürokratik oligarşinin temsilcileri milleti bidon kafalı görebilirler. Bu millet bu ülkenin her sıkıntısında kanını canını vermiş bedel ödemiş kiracı değil ev sahibidir. Onun için ev sahibi olduğumuz biliyoruz. Bu aptalların aptallık katsayısı kaç acaba" diye eleştirdi 

 

Oktay Ekşi'nin sözlerine eleştiri

Hürriyet Gazetesi Eski Baş Yazarı Oktay Ekşi'nin başörtülülere ilişkin söylemiş olduğu sözleri de gündemine alan Gündoğdu, Ekşi'ye de çok sert bir dille eleştiriler getirdi. Gündoğdu, "Eşimiş birisi çıkmış adı Otay Eşi. başörtülü kızların baş örtmelerine acıdığını söylüyor. Bu nasıl değerlerine düşman bir yaklaşımdır. Bunu anlamak zor değil. Bu yaratılışında ekşi olmayan basiretsizliği, gece görenlere acıyorum, gündüz görmemelerini arzuluyorum" dedi. 

 

CHP Ordudan medet umuyor

Gündoğdu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un orduya ilişkin sarf etmiş olduğu sözleri de eleştirerek, "Heykel ve ucube kavramları ülkenin gündeminde yer alıyor. Heykeli yakından görmedim ucube mi değil mi? Ama ordu göreve çağrısı yapan kortejden ayrılan hukuksuz anayasa profesörünün orduyu göreve çağırmasını da eleştiriyoruz. Aslında siyasetçi 'ordu niye duruyorsun milleti dövsene' ordu cevap veriyor 'bizim işimiz güvenliktir' Allah'a hamdolsun ordu işini biliyor. Siyasetçi ordudan medet umuyor günlere geldik. Bizim başka bildiğimiz bir konu var ki; Yazıcıoğlu'nun ağzından 'namlusu millete dönmüş tanka selam durmamak' Bunu mitinglerle eylemlerle bu ülkenin her karış toprağına ilik iliş işleyen Memursen camiası şunu da biliyorki Halkçılık ilkesini partinin logosunda taşıyan ordudan medet umacağı yer tarihin çöp sepeti olacaktır" dedi.

 

Öte yandan 1998 yılından bu yana Diyanet-Sen'de önemli görevlerde bulunan Remzi Sarıoğlu, sendikaya yaptığı hizmetlerinden dolayı Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun elinden 'onur' plaketi aldı. Sarıoğlu, Genel Kurul'da aday olmayarak sendikadaki görevine veda etti.

4.Olağan Kongrede Genel Başkanlığa aday üç liste  yarışırken,Mevcut yeni yönetimden Genel Başkan Mehmet BAYRAKTUTAR,Hacıbey ÖZKAN,M.Ali GÜLDEMİR,Mehmet YAMAN yani listede yer alırken,Hatay Memur-Sen İl Başkanı ve Diyanet-Sen Şube Başkanı Ali BAYIR,Bitlis Memur-Sen ve Diyanet-Sen Şube Başkanı Cebrail YAKIŞIR ve Denizli Diyanet-Sen Şube Başkanı Mehmet Ali OMURCA yer alırken,İstanbul 1.Nolu Şube Başkanı Osman AYDIN ve Diyanet-Sen Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri Mehmet Hadi ERDOĞMUŞ genel başkanlık için listelerini hazırlayarak aday oldular.

Aday Listeler

1.LİSTE

2.LİSTE

3.LİSTE

Mehmet BAYRAKTUTAR

M.Hadi ERDOĞMUŞ

Osman AYDIN

Hacıbey ÖZKAN

Amin ACAR

Cengiz KON

M.Ali GÜLDEMİR

Dursun Mehmet DİNDİ

Fazlı ÖZÇELİK

Mehmet Ali OMURCA

Musa HAKAN

Yüksel GÜMÜŞ

Cebrail YAKIŞIR

Bekir KORKMAZ

Fethi KARAHÜSEYİN

Ali BAYIR

Ahmet TAHİROĞLU

Zeki ÇOLAK

Mehmet YAMAN

Ömer TUTUŞ

Abdulkadir KURTULUŞ

 

Ayrıntılar gelecek...